7. Hukuk Dairesi 2015/39214 E. , 2016/4374 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, feshin geçerli bir neden bulunmaksızın feshedildiğini öne sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, feshin haklı nedene dayandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının nöbet tuttuğu (D) dış kapı bölgesinin ihtiyaçların karşılanmasında sıkıntılı ve ücra bir noktada olduğu, davacının bu nöbet bölgesi dışındaki nöbetlerinde sorun yaşamadığı, diğer nöbet bölgelerinde hakkında tutulmuş bir tutanak olmadığı, davacının nöbet bölgesi değiştirilmeden yapılan feshin eylemi ile orantılı olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Davalı işyerinde 01.01.2013 tarihinde güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başlayan davacının iş akdine 19.11.2014 tarihli fesih bildirimi ile uyarılara rağmen görev yerini terk etmesi nedeniyle tazminatsız olarak son verildiği, dosya içeriğinden davacının nöbet tuttuğu (D) dış kapısına 1 güvenlik görevlisinin görevlendirildiği, bu kapının %99 kapalı olan sadece özel malzemeler geldiğinde talimat ile açılan bir kapı olduğu, işçinin zaruri ihtiyacını giderecek en yakın yerin 100 metre mesafedeki başka bir nöbet bölgesi olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, dosyada davacı hakkında 28.10.2014 – 12.11.2014 tarihleri arasında tutulan içeriği davalı tanıklarınca doğrulanan çok sayıda tutanak bulunmaktadır. 28.10.2014 tarihli ilk tutanakta davacının saat 6.50 de (D) iç kapıya geldiği, (D) dış kapıda 07.30-19.30 saatleri arasında olan nöbeti için görev yeri olan (D) dış kapıya hiç gitmediği belirtilmiş olup davacının "" ucu çoktan kaçmış, yanlışlar içinde yüzen projenizin mimlenmiş bir ismi olarak gönderdiğiniz savunma için teşekkür ederim, ancak bu savunmada geçen iddialara karşı yapacağım savunmanın hiç bir yanlışı düzeltmeyeceğini düşünerek başka bir şey yazmak istemedim "" şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yine davacı hakkında 30.10.2014, 5.11.2014, 11.11.2014, 12.11.2014 tarihlerinde (D) dış kapı olan nöbet yerini terk ettiği gerekçesiyle tutanaklar tutulduğu, 11.11.2014 ve 12.11.2014 tarihlerinde görev yerini terk etmesine ilişkin 16.11.2014 tarihinde savunmasının istendiği, davacının savunmasında 11.11.2014 tarihinde nöbet yeri olan (D) dış kapıdan (D) iç kapıya saat 06.50 civarı gittiğinin doğru olduğunu ancak işyerinden ayrılmadığını nöbeti devralacak arkadaşı (D) iç kapıda beklediğini işyerinden saat 07.30"da ayrıldığını beyan ettiği, 12.11.2014 tarihinde 19.30 da başlaması gereken nöbete 22.08 de başladığı, 07.30 da bitirmesi gereken nöbeti 00.38 de sonlandırdığına yönelik savunma istemine karşı ise belirtilen saatlerde nöbeti devredecek arkadaşı (D) iç kapıda beklediğini, nöbeti alırken de (D) iç kapıdan geç gittiğini beyan ettiği görülmektedir.
Tutanaklarda belirtilen görev yerini terk süreleri dikkate alındığında, davacının ihtiyaç görme süresini aşan sürelerde görev yerinde bulunmadığı anlaşılmakta olup görev yerini terk nedeninin sadece zaruri ihtiyaçlarını karşılamak olduğunun kabul edilmesi dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Üstelik davacı, hakkında tutulan tutanaklar nedeniyle alınan 28.10.2014 ve 16.11.2014 tarihli savunmalarında ihtiyaç gidermek için görev yerini terk etmek zorunda kaldığından bahsetmediği gibi görev yerini terk etme nedenine ilişkin herhangi bir bilgi de vermemiştir. Davacının yaptığı işin niteliği ve hakkında tutulan tutanaklara verdiği savunma dikkate alındığında eylemlerinin işyerinde olumsuzluklara yol açtığı, davalı işverenden iş ilişkisini devam ettirmesinin artık beklenemeyeceği, somut olayda haklı fesih koşulları oluşmasa bile açıklanan nedenlerle geçerli bir fesih nedeninin bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
Mahkemece açıklanan nedenle davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 29.20 TL harçtan peşin alınan 25.20 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı dosyanın Yargıtay"a gidiş dönüş masrafı ve tebligat gideri dahil toplam 52.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.800 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 25.02.2016 gününde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi .