
Esas No: 2021/656
Karar No: 2021/981
Karar Tarihi: 21.05.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/656 Esas 2021/981 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/656
KARAR NO : 2021/981
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2020
NUMARASI: 2020/879 Esas, 2020/787 Karar
DAVANIN KONUSU: Tespit
KARAR TARİHİ : 21/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili; taraflar arasında akdedilen ve Bakırköy .... Noterliğinin 17/05/2005 tarih ve ... yevmiye numarasında kayıtlı, Düzenlenme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadive Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin 21. maddesinde kararlaştırılan tahkim şartının, HMK'nın 435 ve 439/7.maddeleri gereğince tahkim yargılaması neticesinde verilen hakem kararının mahkemece iptal edilmesi ve iptal kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesi nedeniyle taraflar arasındaki tahkim yargılamasının sona erdiği ve tarafların bir araya gelerek yeniden hakem belirleme yönünde ortak irade sergilememiş olmaları nedeniyle sona erdiğinin/geçersiz hale geldiğinin ve taraflar arasındaki ihtilafın artık genel mahkemelerde çözümlenmesi gerektiğinin tespitini ve taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesini, davanın halen başlamayan hakem yargılamasının hakem heyetini oluşturan ... ihbarına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; "HMK'nın 435/2.maddesinde hakem kurulunun yetkisinin yargılamanın sona ermesiyle ortadan kalkacağının düzenlendiği, oysa ki mevcut hakem kurulu kararının iptali neticesinde yargılamanın sona erdiğinden söz etmenin mümkün olmadığı, yine davalı tarafın HMK'nın 439/7 ve 439/2-e maddeleri uyarınca üçüncü hakem seçiminin mümkün bulunmadığı yönündeki iddiasının da bahsi geçen yasa hükümlerinin somut olayda gerçekleşmemesi nedeni ile yersiz olduğu, HMK'nın 421/3.maddesi gereğince tahkim yargılamasının sona erdiği yönündeki savunmanın da söz konusu maddenin hakem kurulunun karar çoğunluğunu ortadan kaldıracak sayıda hakemin görevinin herhangi bir sebeple sona ermesi hâlinde uygulanabileceği ancak 3 kişilik hakem kurulunda tek hakemin istifası sonrasında geriye iki hakem kaldığından ve karar çoğunluğunun görevi devam ettiğinden bu yöndeki savunmanın da yersiz olduğu, netice itibariyle iptal kararı sonrasında tahkim yargılamasının sürdüğü, istifa eden hakemin yerine mahkememizce Doç.Dr.... tayin edildiği, dolayısıyla sözleşme gereği geçerli bir tahkim ilişkisi halen devam ettiğinden HMK'nın 411. maddesi uyarınca tespit talebi konusunda mahkemenin yetkisi bulunmadığı" gerekçesi ile davacının davasının HMK'nın 411. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davanın konusunun, taraflar arasındaki tahkim şartının sona ermiş olduğunun tespitini içerir bir tespit davası ve aynı zamanda taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davası olduğundan HMK'nın 411. maddesi kapsamına giren bir dava türü olmadığını, yerel mahkemenin yetkisiz olduğu yönündeki kararını bu yönden hukuka aykırı olduğunu; mahkemenin dosya üzerinden inceleme yaparak, duruşma yapmaksızın, alelacele dosyayı karara çıkarttığını ve gerekçeli kararında da taleplerinin dayanaklarını yanlış tespit etmek suretiyle hukuken hatalı değerlendirmelerde bulunduğunu; mahkemenin, iptal davası kararı sonrasında tahkim yargılamasının devam ettiğini belirttiğini, ancak bu değerlendirmelerini gerekçelendirmeyerek, HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlaline sebebiyet verdiğini; hakem kararının HMK 439/2. fıkrasının (e) bendi gereğince iptal edildiği, yeniden hakem seçimi suretiyle uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözümlenmesi hususunda tarafların müşterek irade sergilememeleri ve nihayetinde tahkim sözleşmesinde de bu koşullarda tahkimin devam etmesi hususunda aksine bir düzenlemenin mevcut bulunmaması karşısında HMK'nın 439/7. maddesi gereğince taraflar arasındaki tahkim sözleşmesinin sona erdiğini; davacı şirketin işbu davanın açılmasında hukuki yararının bulunduğunu; tahkim sözleşmesi geçersiz hale gelmesine ve taraflar arasındaki uyuşmazlıkların artık genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekmesine rağmen, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/252 Esas, 2020/395 Karar sayılı kararı ile üçüncü hakemin belirlendiğini, müvekkili şirketin ortadan kalkan tahkim iradesinin, HMK. m.416, f.1, b.(c) uyarınca hakem tayini yoluna başvurularak mahkeme kanalıyla doldurulmasının hukuken mümkün olmadığını; kararın kesin olarak verildiğinden bir üst mahkeme tarafından iptali imkanı bulunmadığını; tahkim sözleşmesinde ismen belirlenen hakemlerden birinin herhangi bir sebepten dolayı hakemlik yapmaması durumunda tahkim anlaşmasının sona ermiş olacağı, uyuşmazlıkların artık genel mahkemelerde görülmesi gerektiği nin ibraz edilen Uzman Görüşü-Bilimsel Mütalaada belirtildiğini belirterek, kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf cevap dilekçesi ile; HMK m.421/3, m.435 ve HMK m.439/7 uyarınca tahkim sözleşmesinin geçerli ve ayakta olduğunu, tahkim yargılamasının devam ettiğini; olaydaki iptal sebebi, HMKnun 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan (e) bendinde belirtilen sebep olduğundan, tahkimin sona ermediğini; tahkim yargılamasında verilen karar yok hükmünde olduğundan, nihai hakem kararı niteliğini taşımadığını; ismen belirlenen hakemlerden birinin istifayla görevinin sona ermiş olması sebebiyle, tahkime de iki hakemle devam edilemeyeceğinden sadece istifa eden yerine yeni bir hakemin seçilmesiyle tahkime devam edilmesinin mümkün ve zorunlu olduğunu; Tahkim Sözleşmesinin geçersizliği ve/veya tahkimin sona erdiği iddiasının Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde reddedilerek 3. hakem atandığından HMK 114/i maddesi gereği kesin hüküm nedeniyle dava şartıyokluğu nedeniyle reddi gerektiğini; davacının hakemlerin reddine dair açtığı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/451 Esas sayılı davasının reddedildiğini; HMK m.422 hükmüne göre, tahkim sözleşmesinin mevcut veya geçerli olup olmadığına ilişkin itirazlar hakkında karar verme yetki ve görevinin hakem heyetine verildiğini belirterek davacının istinaf talebinin reddini talep etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen Bakırköy .... Noterliğinin 17-05-2005 tarih ... yevmiye nolu “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin" 21. maddesinde taraflar arasında doğabilecek uyuşmazlıkların 3 kişilik hakem heyeti tarafından çözülmesi hususunda tarafların anlaştıkları, 3 kişilik hakem heyetinin ... teşekkül edeceği, hakem heyetinin karar nisabının 2/3 olacağı kabul edildiği; taraflar arasında ortaya çıkan ihtilaf nedeni ile yapılan tahkim yargılaması sonucunda hakemler Ömer Hulusi Tanınmış ve Ömer Bardakçı tarafından 10/04/2019 tarihinde tahkim yargılamasına son verilerek karar verildiği; verilen karara karşı davacı tarafın açtığı iptal davası sonucunda, Dairemizce 16/07/2019 tarih ve 2019/11 Esas, 2019/14 Karar sayılı karar ile hakem kararının iptaline karar verildiği; verilen bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 19/12/2019 tarih ve 2019/2826 Esas, 2019/5261 Karar sayılı kararı ile "tahkim yargılamasının 6100 sayılı HMK’nın 433/1, 436/1a-f maddeleri ile 439/2-e maddesi hükümlerine uygun yürütülmemiş ve karar toplantısının taraf hakemlerinden birinin yokluğunda yapılmış olması sebebiyle oluşturulan kararın HMK’nın 433/1. maddesinde ifade edilen oy çokluğuyla verilen bir karar sayılmasının mümkün bulunmamasına, bu durum kararın sonucuna etkili olduğunun anlaşılmasına, hakem kararının iptâli talebi Bölge Adliye Mahkemesi’nce ilk derece mahkemesi sıfatıyla uygun biçimde incelenip herhangi bir isabetsizlik bulunmaksızın karar verilmiş olmasına, HMK’nın 439. maddesinde yer alan iptâl sebepleriyle sınırlı olarak yapılan incemede dava şartları ve hukukun uygulanması bakımından hüküm bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre kararınnanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalılar tarafından davacıya, Bakırköy ....Noterliğinin 20.02.2020 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile Hakem Heyetinin teşekkülü ve istifa eden hakem ... yerine üçüncü hakemin seçilmesi için toplantıya davetin ihtar edildiği; 28.02.2020 tarihinde yapılan toplantıda davacı şirket vekilinin toplantıya katılarak "hakem seçimine ve tahkim sürecinin yeniden işletilmesine muvafakatimiz yoktur." beyanında bulunduğu; davalı şirketler tarafından hakem tayini talebi üzerine Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/252 Esas, 2020/395 Karar sayılı kararı ile 09.07.2020 tarihinde istifa eden Hakem yerine üçüncü hakem olarak Doç.Dr.... tayinine karar verildiği, bu şekilde tahkim yargılamasının devam ettiği görülmektedir. Dairemizin 16/07/2019 tarih 2019/11 esas 2019/14 karar sayılı kararı ve bu kararın onanmasına ilişkin Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 19/12/2019 tarih 2019/2826 esas 2019/5261 karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, taraflarca tahkim sözleşmesi ile kararlaştırılan üç hakemden ikisinin usulsüz olarak bir araya gelerek iki oy ile karar verdikleri, diğer hakem olan ... karar toplantısına usulüne uygun olarak davet edildiğinin ispatlanamadığı, ... istifa ettiği, Yargıtay onama kararı ile tahkim kararının iptalinin kesinleştiği, akabinde davacı tarafça davalı tarafa davetiye gönderilerek istifa eden hakem yerine yeni bir hakem seçimi için toplantı yapılması hususunda dosyada mevcut noter ihtarnamesinin gönderilmesine rağmen istifa eden hakemin yerine yeni bir hakem seçimi konusunda tarafların anlaşmaya varamadıkları, davalı tarafça her ne kadar hakem ... istifası sonucunda tahkim yargılamasının ve hakemlerin görevlerinin HMK'nun 435/2 maddesi uyarınca sona erdiği ileri sürülmüş ise de Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 19/12/2019 tarih 2019/2826 esas, 2019/5261 karar sayılı kararında belirtildiği üzere tahkim yargılamasının 6100 sayılı HMK’nın 433/1, 436/1a-f maddeleri ile 439/2-e maddesi hükümlerine uygun yürütülmediği ve karar toplantısının taraf hakemlerinden birinin yokluğunda yapılmış olması sebebiyle oluşturulan kararın HMK’nın 433/1. maddesinde ifade edilen oy çokluğuyla verilen bir karar sayılmasının mümkün bulunmadığı; HMK 439/7 maddesinde yapılan "İptal davasının kabulü hâlinde, kabul kararı temyiz edilmezse veya ikinci fıkranın (b), (c), (ç), (d), (e) ve (f) bentlerindeki hâllerin varlığı sebebiyle kabulü hâlinde, taraflar aksini kararlaştırmamışlarsa hakemleri ve tahkim süresini yeniden belirleyebilirler. Taraflar isterlerse eski hakemleri tayin edebilirler." düzenlemesi karşısında hakem kararının 439/2-e uyarınca iptal edilmesi halinde tahkim şartının geçerli kalarak uyuşmazlığın hakem heyeti tarafından çözülmesi gerektiği belirlenmiştir.HMK 421/3 maddesinde "Tahkim sözleşmesinde hakemin veya hakem kurulunu oluşturan hakemlerin ad ve soyadları belirtilmiş ise hakemin, hakem kurulunun ya da kurulun karar çoğunluğunu ortadan kaldıracak sayıda hakemin görevinin herhangi bir sebeple sona ermesi hâlinde, tahkim de sona erer." düzenlemesinin yapıldığı; Hakem ... istifa etmesi ve halen seçilen iki hakemin görevde olması nedeniyle karar çoğunluğunun ortadan kalkmadığı ve davacı tarafça 3. hakemin belirlenmemesi nedeniyle mahkemece HMK 416. madde uyarınca üçüncü hakemin atandığı ve tahkim yargılamasına devam edildiğinden mahkemece HMK 411. maddesi uyarınca tespit talebi konusunda mahkemenin yetkisi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddi yönünde verilen mahkeme kararı usul ve yasaya, açıklanan gerekçe ve gerektirici sebeplere uygun olup davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, yerel mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 18/12/2020 tarih ve 2020/879 Esas, 2020/787 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere 21/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.