8. Hukuk Dairesi 2012/4834 E. , 2012/5060 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı, tapu iptali ve tescil
... ile ... (...) aralarındaki katılma alacağı, tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... 2. Aile Mahkemesinden verilen 14.06.2010 gün ve 396/591 sayılı hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma isteminin değerden reddine karar verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilerek davalı adına tescil edilen 45168 ada 5 parselde bulunan 3 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının kısmen iptaliyle ½ hissenin vekil edeni adına tescilini, olmadığı takdirde ½ hisse karşılığı şimdilik 10.000 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, tarafların protokol uyarınca anlaşmalı boşandıklarını, buna göre nizalı bağımsız bölümün vekil edenine bırakıldığını, kaldı ki uyuşmazlık konusu taşınmazın alım bedelinin vekil edeni tarafından altınlarının paraya çevrilmesi, annesine ait arsanın satışından gelen para ve çalışma karşılığı geliriyle ödendiğini, davacının katkısı bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, tarafların mal rejimine ilişkin hususları da kapsar şekilde anlaşmalı boşandıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 15.04.1993 tarihinde evlenmiş, 12.02.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve 22.3.2010 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.
Dava konusu 45168 ada 5 parselde 3 numaralı mesken nitelikli taşınmaz taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu dönemde 03.06.2009 tarihinde satın alma suretiyle davalı adına tescil edilmiştir.TMK.219.maddesinin 2.fıkrasında edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri olarak tanımlanmıştır. Buna göre TMK.nun 236.maddesinde evlilik birliği içinde edinilen mallarda kural olarak her eşin diğer eşe ait artık değerin yarısı oranında hak sahibi olacağı hükme bağlanmıştır. Bundan başka bir eşin diğer eşe ait her tür mala yaptığı katkıdan dolayı ise TMK.nun 227.maddesine göre değer artış payı alacağı söz konusu olabilir. Ancak kural mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle gerek katılma, gerekse değer artış payına dayalı istekler alacaklı eşe sadece bir alacak hakkı sağlar. Nizalı taşınmaz, evlilik birliği içinde davalı tarafından 3.kişiden satın alma suretiyle edinildiğinden, eşler arasında 4721 sayılı TMK.nun 706 (MK.nun 634) maddesi gereğince düzenlenmiş mülkiyetin aktarımı ile ilgili resmi bir sözleşme de bulunmamaktadır. Bu durumda; 07.10.1953 tarih 8/7 sayılı İBK uyarınca taşınmazın alımına katkıda bulunduğunu iddia eden davacı, bu katkısına dayanarak ayın (mülkiyet) talep edemez. Mahkemece tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın açıklanan nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, değişik gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, tapu iptali ve tescile ilişkin hüküm sonucu itibariyle doğru bulunmaktadır. Davacı vekilinin buna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün tapu iptali ve tescil isteğine dair bölümünün ONANMASINA.
Dosya arasında mevcut ...8. Aile Mahkemesinin 2010/195 Esas ve 353 Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde; boşanma talepli dava dilekçesinde “….anlaşarak boşanma istenildiğinin…” belirtildiği, dava dilekçesi ekinde sunulan 12.02.2010 tarihli ve tarafların imzasını taşıyan protokolde ise “…….Birbirimizden maddi ve manevi tazminat talebimiz yoktur. Ev eşyalarımızı aramızda karşılıklı paylaştık. Çocuklarımız 1994 doğumlu Burak ve 1999 doğumlu Berfin’in velayetinin davacı babaya verilmesini talep ediyoruz. Birbirimizden nafaka talebimiz yoktur….” şeklinde açıklamada bulunulduğu saptanmıştır. Tarafların 11.03.2010 tarihli yargılama oturumuna katılarak, protokol kapsamına ve anlaşmaya uygun boşanma isteklerini tekrar etmeleri üzerine, tarafların TMK.nun 166/3.maddesi gereğince boşanmalarına ve protokolün aynen tasdikine hükmedilmiştir.
Boşanma davasında sunulan protokol içeriği ve tarafların tazminat talepleri bulunmadığına ilişkin ifade, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.05.2009 gün 2009/2-158 Esas 2009/217 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi boşanmanın mali sonuçları üzerindeki anlaşma olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174.maddesinde düzenlenen boşanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat, 175.maddesinde düzenlenen yoksulluk ve 182.maddesinde düzenlenen iştirak nafakası talep haklarına ilişkindir. Boşanma dosyasındaki beyan boşanmanın fer’ilerine ilişkin olup, katılma alacağına konu taşınmaz bu beyan içinde değildir, mal rejimini kapsamamaktadır. Başka bir anlatımla, somut olayda boşanma dosyası içeriğindeki beyanlarla tarafların aralarındaki mal rejimini tasfiye ettikleri kabul edilemez. Mahkemece yapılacak iş, taraflara delillerini bildirmek üzere süre ve imkan tanınması, bildirildiği takdirde iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre alacak isteğine konu davanın esası bakımından bir karar verilmesidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün katılma alacağına ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü bulunan 17.15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,00 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 31.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.