4. Ceza Dairesi 2014/35864 E. , 2014/37053 K.
"İçtihat Metni"Şantaj ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda, mahkumiyetine dair ... (Kapatılan) 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 25.10.2011 tarih ve 2011/284 Esas 2011/358 Karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 19.06.2014 tarih ve 2013/31686 Esas 2014/22519 Karar sayılı kararıyla;
"Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Katılanın, telefon numarasını sanığa kendisinin vermesi ve sanığın eylemlerinin çokluğu nedeniyle TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması karşısında, sanık hakkındaki temel cezaların, TCK"nın 3. maddesindeki "fiilin ağırlığıyla orantılı ceza verilmesi ilkesine" aykırı olarak ve oluşa uygun olmayan gerekçelere de dayanılarak, alt sınırdan fazlaca uzaklaşılması suretiyle belirlenmesi,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKÜMLERİN BOZULMASINA" oy çokluğu ile karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/07/2014 tarih ve 2011/406038 sayılı yazısı ile;
"İtiraz konusu uyuşmazlığın; sanık hakkında şantaj ve hakaret suçlarından verilen temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak teşdiden hükmedilmesinde, TCK"nın 61. maddesinde yazılı öngörülen ölçütlere göre maddi olay irdelenip irdelenmediği ve TCK"nın 3. maddesi kapsamında, fiilin ağırlığıyla orantılı ceza verilip verilmediğine ve yerel mahkemece teşdiden ceza verilmesinde takdir hatasının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu,
TCK’nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasındaki, “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” biçimindeki hüküm ile, işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbirleri arasında “orantı” bulunması gerektiği vurgulanmıştır.
TCK"nın 61. maddesinin birinci fıkrasında temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulması gereken hususlar; "suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik" şeklinde düzenlenmiştir.
Kanun koyucu, cezanın kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime somut olayın özellikleri ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini de göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir. Ancak hâkimin cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, bu düzenlemelere uygun olarak, suçun işleniş biçimi, suç işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik ile dosya içeriğine yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır.
Öte yandan, sanığın sabıka kaydında geçmiş hükümlülüklerinin bulunması, şartlarının varlığı halinde tekerrür uygulamasında dikkate alınabilecek bir husus olup, TCK’nın 61. maddesinde sayılan temel cezanın belirlenmesi ölçütleri arasında bulunmadığından alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi olarak kullanılamayacaktır. Bununla birlikte sabıka kaydındaki geçmiş hükümlülükler ile bu hükümlülüklerin niteliği ve sayısının aynı kanunun 61/1-f maddesinde yer alan "failin kastının ağırlığı"nın belirlenmesi sırasında hakim tarafından gözönüne alınabilmesine de kanuni bir engel bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, maddi olayda; sanığın katılan ... ... "in kuzeni... r ile arkadaş olmak istediğini, bu nedenle bu şahsın adresini ve cep telefonunu öğrenmek için katılanı telefonla ve telefon mesajları ile rahatsız ettiğini bu kapsamda sanığın, kullanmakta olduğu... ve... numaralı cep telefonu hatlarından katılanın kullandığı ... numaralı telefon hattına 17/06/2010 ve 18/06/2010 tarihinde 55 adet mesaj gönderdiği ve mesajların hakaret ve şantaj içerikli olduğu, ayrıca sanığın katılan adına facebook sayfası açıp burada katılanın numaralarını yazıp katılana reklam edeceğini, katılanın babasının adına da facebook sayfası açıp babasının fotoğrafının altına "kızımı satıyorum" diye yazacağını söylediği, facebook sayfasına mesajlar gönderdiği şeklindeki eyleminde,
Sanık ..., toplam 55 adet mesaj göndermiştir. Katılana yönelik eylemleri, suç işleme kararlılığı içinde ve istediği sonuca ulaşmadan söz konusu eylemini bitirmeme iradesiyle hareket ettiği, sanığın eylemini TCK 61/1-f maddesinde yazılı kastın yoğunluğu içinde işlediği,
TCK"nın 61/1e maddesince sanığın işlediği suçtan meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gözönüne alındığında, katılanın sosyal çevresinde meydana gelebilecek itibar kaybı ve sosyal travmanın ağırlığı ve katılanın suçun işlenmesiyle ruh dünyasındaki çöküntünün boyutu, katılanın yaş küçüklüğü ve işlenen suçla meydana gelebilecek zorlukları aşma konusundaki kişiliğinin yetersiz olması gözönüne alındığında, yerel mahkemece hakaret ve şantaj suçlarında ceza tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşılarak teşdit nedenleri karar yerinde gösterilerek fiilin ağırlığı ile orantılı bir ceza verildiğinin kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 19/06/2014 gün ve 2013/31686 Esas, 2014/22519 Karar sayılı bozma kararının kaldırılarak sanık hakkında verilen hükmün onanması istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre,
1-İtirazımızın KABULÜNE,
2-Yüksek Yargıtay 4 Ceza Dairesinin 19/06/2014 gün ve 2013/31686 Esas, 2014/22519 Karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3-... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/10/2011 tarih ve 2011/284 Esas ve 2011/358 Karar sayılı ilamıyla 1- TCK 107/1, 43/1, 62 md 2 Yıl 1 Ay Hapis ve 416 gün Adli para cezasına ve TCK 52/2 md 8320 TL Adpc ve TCK 53/1 md 2- TCK 125/1, 43/1, 62 md 1 Yıl 15 Gün Hapis ve TCK 53/1 md ile cezalandırılmasına ilişkin hükümde, mahkemece sanık hakkında ceza tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşılarak teşdit nedenleri karar yerinde gösterilerek fiilin ağırlığı ile orantılı bir ceza verildiğinin kabulüyle hükmün ONANMASINA
4-İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi itirazen arz ve talep olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, şantaj ve hakaret suçlarından, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının bozulmasına dair, Dairemizin 19/06/2014 tarihli kararına ilişkindir.
III- KARAR
Dosyanın incelenmesinde, cezanın bireyselleştirilmesine yönelik mahkemece ortaya konulan gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının her iki suça yönelen itiraz gerekçesi yerinde olmakla birlikte katılanın 25.09.2014 havale tarihli dilekçesi ile şikayetinden vazgeçtiği anlaşıldığından;
6352 sayılı Kanunun 99. Maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 19.06.2014 tarih ve 2013/31686 Esas 2014/22519 Karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
... (Kapatılan) 3. Asliye Mahkemesince verilen 25/10/2011 tarih ve 2011/284 Esas, 2011/358 Karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;
1-Sanığa yükletilen şantaj eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık ... müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, itiraz yazısına uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-Hakaret suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Şikayetçinin temyiz aşamasında verdiği 25/09/2014 havale tarihli dilekçe ile şikayetinden vazgeçmesi karşısında, sanığa şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre hakaret suçundan açılan kamu davasının düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden itiraz yazısına aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.