17. Hukuk Dairesi 2014/8869 E. , 2016/9700 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin kullandığı araca tam kusurlu olarak çarpması sonucu müvekkilinin uzun süre yoğun bakımda kaldığını, bir dizi ameliyat olduğunu, taburcu olunca uzun süre evinde yatağa bağlı yaşadığını, tüm ihtiyaçlarını gidermek için başkalarından yardım aldığını, psikolojisinin bozulduğunu, müvekkilinin periyodik bakım ve tedavilerinin devam ettiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bakım ve tedavi harcamaları için 1.000,00-TL maddi tazminat, çalışma gücü kaybı için 1.000,00-TL maddi tazminat, müvekkilinin aracında meydana gelen zarar için 500,00-TL tazminat ve müvekkilinin çektiği acı ve üzüntüler için 30.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... A.Ş. vekili, müvekkilinin kusur oranı ve poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile, 1.126,97-TL maddi zararın 20/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (faizin sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren başlamak üzere ve Sigorta poliçe limiti ile sınırlı
olarak) davalılardan müştereken ve müteselsilin tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine, takdiren 10.000,00-TL manevi tazminatın 20/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin manevi tazminat ile ilgili temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle manevi tazminat talebi ile ilgili olarak hüküm kurulurken olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay nedeniyle duyulan acı ve elemin derecesi ve B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınmış bulunduğuna göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin maddi tazminat ile ilgili temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı vekili, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 2.500 TL maddi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece 1.126,97-TL maddi tazminata hükmedilmiş, davacı bakımından 1.373,03 TL’lik kısım için dava reddedilmiştir.
6100 Sayılı HMK"un geçici 3/2 maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK"un 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 1.1.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL"ye çıkarılmıştır.
Temyize konu maddi tazminat hakkındaki karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden davacı bakımından kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
3-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak
ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, somut olayda davacının yaralanmasının niteliği, maluliyet oluşmaması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur durumu ve diğer hususlar gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüştür. Hal böyle olunca hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere manevi tazminat hakkındaki kararın davalı ... yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin manevi tazminat ile ilgili yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin maddi tazminat ile ilgili mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile manevi tazminat ile ilgili hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 4,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 01.11.2016 gününde üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2.maddesi gereğince uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK"nun 427.maddesi gereğince temyiz kesinlik sınırı değerlendirmesinde maddi ve manevi tazminat miktarlarının toplamının gözönüne alınması gerektiği görüşünde olduğumdan ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle temyiz isteminin reddedilmesine ilişkin (1) nolu çoğunluk görüşüne katılmıyorum.