17. Hukuk Dairesi 2014/12575 E. , 2016/9705 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
K A R A R
Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve maliki olduğu kamyonetin yaya müvekkiline tam kusurlu olarak çarpması sonucu müvekkilinin sağ ayak diz ve sağ ayak bileğinden yaralandığını, şifa bulamadığını, 4 ay yerinden kalkamadığını, şoför iken işini kaybettiğini, elem çektiğini beyanla tedavi giderleri, çalışamamasından dolayı mahrum kalınan kazanç kaybı nedeniyle şimdilik 1.000 TL maddi, 7.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 22.03.2013 tarihli celsede maddi tazminat talebinin sadece geçici işgöremezlik (çalışamadığı günler için kazanç kaybı) tazminatına ilişkin olduğunu açıklamıştır.
Davalılar vekili, kazada davacının kusurunun da bulunduğunu, taleplerin fahiş olduğunu, zamanaşımının söz konusu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, maddi tazminat talebi yönünden bilirkişi raporundaki miktar olan 209,57 TL nin haksız fiil tarihi olan 26.09.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat talebi yönünden; 2.000 TL manevi tazminatın 26.09.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin maddi tazminat ile ilgili temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı vekili, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 1.000 TL maddi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece 209,57 TL maddi tazminata hükmedilmiş, davacı bakımından 790,43 TL’lik kısım için dava reddedilmiştir.
6100 Sayılı HMK"un geçici 3/2 maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK"un 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 1.1.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL"ye çıkarılmıştır.
Temyize konu maddi tazminat hakkındaki karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden davacı bakımından kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
2-Davacı vekilinin manevi tazminat ile ilgili temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle manevi tazminat talebi ile ilgili olarak hüküm kurulurken olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay nedeniyle duyulan acı ve elemin derecesi ve B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınmış bulunduğuna göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan manevi tazminat ile ilgili hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin maddi tazminat ile ilgili mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan manevi tazminat ile ilgili hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8,55 TL fazla alınan temyiz peşin harcının davacıya geri verilmesine, 01/11/2016 gününde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2.maddesi gereğince uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK"nun 427.maddesi gereğince temyiz kesinlik sınırı değerlendirmesinde maddi ve manevi tazminat miktarlarının toplamının gözönüne alınması gerektiği görüşünde olduğumdan ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle temyiz isteminin reddedilmesine ilişkin (1) nolu çoğunluk görüşüne katılmıyorum.