2. Ceza Dairesi 2020/8740 E. , 2020/9268 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu malına zarar verme, görevi yaptırmamak için direnme, hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan ve 5271 sayılı CMK"nın 260/1. maddesi uyarınca hükmü temyiz hakkı bulunduğu belirlenen müşteki İçişleri Bakanlığının, duruşmadan usulüne uygun haberdar edilmediği, yapılan iade işlemi üzerine müşteki İçişleri Bakanlığı vekilinin 23/09/2019 tarihli dilekçesi ile hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla, müşteki kurumun kamu malına zarar verme suçu yönünden 5271 sayılı CMK"nın 260/1. madde ve fıkrası uyarınca yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
I- Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükme ilişkin sanığın temyiz isteminin incelenmesinde;
14/04/2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31/03/2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000,00 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından sanığın temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,
II- Sanık hakkında kamu malına zarar verme ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlere ilişkin sanığın ve müşteki vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Kamu malına zarar verme suçu yönünden suçtan zarar gören müşteki İçişleri Bakanlığının duruşmadan haberdar edilip iddia ve delillerini sunma ve davaya katılma olanağı sağlanarak, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, iddia hakkı kısıtlanmak suretiyle CMK’nın 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılması,
2- Suç tarihinde kavga olduğu ihbarı üzerine olay yerine giden katılan polis memurlarının sanığın kafasında bir miktar kan olduğunu ve tanık ...’a yumruk attığını görmeleri üzerine olaya müdahale ederek sanığı uzaklaştırmaya çalıştıkları, sanığın ise polis memurlarına dönerek onlara yumruk ve tekme atmak ve bağırarak “çekin lan elinizi, beni hiçbir şekilde alamazsınız, ne savcınız alabilir ne de hakiminiz, polisliğinizi bilin, tüm polisleri tek tek öldüreceğim” diyerek tehdit etmek suretiyle polis memurlarının görevlerini yapmalarını engellediği, polis memurlarının güç kullanarak müdahalesiyle sanığın Yerköy İlçe Emniyet Müdürlüğüne götürüldükten sonra da benzer davranışlarına devam ettiği ve karakoldaki aynaya kafasıyla vurarak kırdığı, sanığın kafasının kanaması nedeniyle tedavisinin yaptırılması için 112 Acil Çağrı Merkezinden ambulans istendiği, sanığın gelen ambulansa binmeyeceğini ve tedavi olmayacağını söyleyip, kendisine ilk müdahaleyi gerçekleştiren sağlık görevlisi mağdur ...’ya tekme attığı, sanığın polislerin müdahalesi ile ambulansa bindirilip Yerköy Devlet Hastanesi Acil Servis bölümüne getirildiğinde kendisini muayene etmek isteyen nöbetçi doktor mağdur ...’e muayene olmak istemediğini söyleyip mağdur ...’nın sol koluna ve karnına tekme attığının anlaşıldığı olayda, sanığın, kolluk görevlilerince adli raporunun aldırılması amacıyla hastaneye götürülmediği, karakolda aynaya kafasıyla vurarak kırması üzerine sanığın kafası kanadığından tedavisinin yaptırılması amacıyla 112 Acil Çağrı Merkezinden ambulans istenip hastaneye götürüldüğünden, tedavi olmak istemeyen sanığın, sağlık görevlisi mağdur ... ve nöbetçi doktor mağdur ...’ya yönelik eylemlerinin ayrı ayrı kasten yaralama suçlarını oluşturduğu gözetilmeden, sağlık görevlilerine yönelik eylemler yönünden olayda uygulanma koşulları bulunmayan görevi yaptırmamak için direnme suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Dosya içerisindeki Yerköy İlçe Emniyet Müdürlüğünün 19/11/2013 tarihli cevabı yazısı ekindeki tutanakta, sanığın babası tarafından kırılan ayna ile ilgili hasarın giderildiğinin bildirildiği ancak hangi tarihte giderildiği bildirilmediği anlaşıldığından, kamu malına zarar verme suçu yönünden sanığın zararı ne zaman giderdiği araştırılıp zararın giderilme tarihinin tespitine çalışılması ve sonucuna göre, kovuşturma başlamadan önce zarar giderilmişse 5237 sayılı TCK"nın 168/1. maddesinin uygulanması, aksi halde aynı Kanun’un 168/2. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
4- Sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde sayılan nesnel ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın adli sicil kaydına göre daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmadığı, adli sicil kaydındaki ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olduğu, dolayısıyla 31/10/2013 olan suç tarihinin, CMK’nın 231/8. maddesi 2. cümlesiyle getirilen değişiklik tarihinden önce olduğu da gözetilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK"nın 231/6-a maddesinde gösterilen “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel koşulunun bulunduğu, görevi yaptırmamak için direnme suçu yönünden zararın bulunmadığı ve kamu malına zarar verme suçu yönünden ise zararın giderilmiş olması nedeniyle de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel (objektif) koşullardan bir diğeri olan katılanın maddi bir zararının olmadığı da gözetilerek, sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen, “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel (sübjektif) koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken “sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden şartlarının oluşmadığı” biçimindeki yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
5- 05/12/2013 tarihli kısa kararın açıklandığı duruşmada suçtan zarar gören ve katılma talebinde bulunan müştekiler ..., ..., ... ve ...’ın davaya katılmasına karar verildiği halde gerekçeli karar başlığında taraf sıfatlarının katılan yerine müşteki olarak gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve müşteki vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA, 23/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.