
Esas No: 2014/7572
Karar No: 2014/8756
Karar Tarihi: 30.06.2014
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/7572 Esas 2014/8756 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
K A R A R
Dava, 03.06.1992 tarihli “işbirliği protokolü” başlıklı sözleşmeye dayalı üst hakkı tesisi, ikinci kademede ise üst hakkı bedelinin tespiti ile bunun davalıdan (tazminat olarak) tahsili istemlerine ilişkindir.
Mahkemece "resmi şekle aykırılık ve davacının kendi muvazaasını ileri sürememesi nedeniyle davanın reddine" dair verilen 26.04.2005 tarihli hüküm Dairemizin 13.12.2005 tarihli ve 20.11.2007 tarihli bozma ilamlarıyla "sözleşmenin biçim eksikliğini ileri sürmenin Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde ifadesini bulan “dürüst davranma” kuralına uygun düşmeyeceği davacının şekil koşuluna uymasa bile 3.6.1992 günlü adi yazılı düzenlenen sözleşmeye dayanarak üst hakkı tesisi borcunu yerine getirmeyen davalıdan bu hakkın mahkeme hükmü ile kurulmasını talep edebileceği ancak şuyulandırma ve kamulaştırma işlemi sonucunda dava sırasında hak sahibi olan yeni malike karşı davacı vakfın üst hakkı tesisine ilişkin isteminin dinlenme olanağı kalmadığı bu nedenle ikinci kademedeki tazminat isteğinin incelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, 11.10.2010 tarihinde davacının üst hakkını kullanamamaktan kaynaklanan toplam 3.755.666,40 TL tazminatın davalıdan tahsiline, muarazanın bu şekilde önlenmesine karar verilmiştir.
Bu kararın temyizi üzerine Dairemizce hüküm 14.03.2011 tarihinde "Davada dayanılan 03.06.1992 tarihli sözleşmenin geçerli olmadığı gerekçesiyle davacının bütün temyiz itirazlarının reddine, davalının temyiz itirazları bakımından ise sözleşme geçersiz olunca o sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesi (İfası-icrası) istenemeyeceğinden, tarafların ancak birbirlerine verdiklerini BK’nun 61.maddesi hükmüne dayanarak haksız iktisap kurallarına göre talep edebilecekleri, orta yerde geçerli bir sözleşme varmış gibi davacının müspet zararlarının hesaplanarak hüküm altına alınması doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Son olarak mahkemece üçüncü bozma ilamına uyularak "tazminat davasının kısmen kabulüne davacının sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan 386.376,10 TL maddi tazminat alacağının dava tarihinden yasal faiziyle davalıdan tahsiline taraflar arasında muarazanın bu şekilde önlenmesine davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine" karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan belediye vekili temyiz etmiştir.
6460 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 6100 HMK"nın 373. maddesinin 5. fıkrasından sonra gelmek üzere "davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine alt mahkemece verilen kararın temyiz incelemesi her halde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır" hükmü uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna ait olduğundan dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.