
Esas No: 2015/7505
Karar No: 2015/7505
Karar Tarihi: 25/12/2018
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
GÜRKAN YEŞEREN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2015/7505) |
|
Karar Tarihi: 25/12/2018 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Burhan ÜSTÜN |
Üyeler |
: |
Hicabi DURSUN |
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN |
|
|
Kadir ÖZKAYA |
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ |
Raportör |
: |
Volkan
ÇAKMAK |
Başvurucu |
: |
Gürkan
YEŞEREN |
Vekili |
: |
Av. Ahmet
Anıl ÖRNEK |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, meslekten çıkarma işlemine karşı açılan davada,
delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmesi, ön yargılı ve hukuka aykırı
karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 6/5/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
6. Başvurucu Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde 2006 yılı
itibarıyla subay olarak görev yapmaya başlamıştır.
7. Başvurucunun cinsel içerikli görüntülerinin bulunduğu bir elektronik
iletinin Hava Kuvvetleri Komutanlığına gönderilmesi üzerine başvurucu hakkında
idari tahkikat başlatılmıştır. Tahkikat kapsamında başvurucunun ve ilgili
kişilerin ifadesi alınmıştır.
8. İdari tahkikat neticesinde, başvurucunun gerek kendi beyanlarından
gerekse elde edilen bilgi ve belgelerden tespit edilen davranışlarının askerlik
mesleğinde kalmaya engel olduğu sonucuna ulaşılarak başvurucunun TSK ile
ilişiği kesilmiştir.
9. Başvurucu ilişik kesme işleminin iptali istemiyle Askeri
Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) nezdinde dava açmıştır.
10. AYİM Birinci Dairesi (Mahkeme) 4/11/2014 tarihli kararıyla
davayı reddetmiştir.
11. Ret gerekçesinde öncelikle işlemin yetki ve şekil unsurları
yönünden hukuka uygun olduğu ifade edilmiştir. İdarenin, kendisinden verim
alınamayacak, hizmetin aksamasına neden olacak personelin görevden
uzaklaştırılması noktasında takdir yetkisine sahip olduğu hatırlatılmıştır.
Başvurucunun TSK"nın itibarını sarsacak nitelikte hareketlerde bulunduğu,
hizmetin gerektirdiği tavır ve davranışları sergileyemediği hususlarının idari
tahkikat sonucu tespit edildiği belirtilmiştir. TSK bünyesinde görev yapmaya
devam etmesine olanak kalmadığı tespit edilen başvurucunun meslekten
çıkarılmasına ilişkin işlemde takdir yetkisinin objektif kıstaslara bağlı
kalınarak ve kamu yararı amacına yönelik kullanıldığı kanaatine varılmak
suretiyle ret gerekçesi oluşturulmuştur.
12. Ret hükmüne yönelik karar düzeltme istemi mahkemenin
24/3/2015 tarihli hükmüyle reddedilmiştir.
13. Başvurucu nihai kararı 8/4/2015 tarihinde tebellüğ etmesinin
ardından 6/5/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 25/12/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu; yargılama sürecinde ön yargılı bir tutumla karar
verildiğini, mahkemenin hükme esas aldığı ceza yargılaması sürecinin beraat
kararı ile sonuçlandığını, hakkaniyete aykırı yargılama yapıldığını, keyfi
karar verildiğini belirterek adil yargılanma hakkı ve eşitlik ilkesinin ihlal
edildiğini ileri sürmektedir.
B. Değerlendirme
16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Şikâyetlerin özü, meslekten ayırma işleminin
ve mahkeme tarafından yapılan değerlendirmenin hukuka aykırı olduğu iddialarına
ilişkindir. Diğer taraftan olayın oluş şekli itibarıyla derece mahkemesi
tarafından özel hayata saygı hakkına ilişkin değerlendirme yapılmış ise de
başvurucu bireysel başvuru formunda münhasıran hakkaniyete uygun karar
verilmemesi bağlamında şikayetlerini ileri sürmüş ve özel hayata saygı hakkına
dair herhangi bir iddiada bulunmamış olduğundan şikayetin
yalnızca yargılama sonucunda ulaşılan hükmün adil olmadığı iddiası kapsamında
değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
17. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile
uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu
olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil
eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik
içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
18. Somut olayda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı incelenerek
ilgili kısımları yukarıda belirtilen (bkz. § 11) gerekçe ile 4/11/2014
tarihinde hüküm kurulmuştur.
19. Yargılama sürecinde, başvurucu hakkında yapılan idari
tahkikat ve başvurucunun beyanları esas alınarak hüküm kurulduğu
anlaşılmaktadır. Başvurucunun iddia ettiğinin aksine mahkeme tarafından
herhangi bir ceza yargılaması süreci hükme temel alınmamış salt olgusal bir
durum olarak ceza yargılamasından bahsedilmiş ve hüküm başvurucunun tahkikata
konu davranışlarına dair yapılan değerlendirme üzerine kurulmuştur. Bu yorum ve
değerlendirmeler, yukarıda anılan ilkeler (bkz. § 17) uyarınca uyuşmazlığı
çözmekle görevli mahkemenin takdirinde olup bireysel başvuruda değerlendirmeye
konu edilemeyecek niteliktedir.
20. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, delillerin
değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup kararda
bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan
bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu
şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
21. Açıklanan nedenlerle başvurunun kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir..
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
25/12/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.