Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2629
Karar No: 2019/2847
Karar Tarihi: 11.04.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/2629 Esas 2019/2847 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/2629 E.  ,  2019/2847 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı, almakta olduğu aylığın kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R

    Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı tespit edilen davacının, ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda haksahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir.
    5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir. Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurum"ca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır. Şu durumda sonuç olarak vurgulanmalıdır ki, boşanma tarihi itibariyle gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; Davacı ...’ın eşi Mehmet Şimşek"den 21/09/2010 tarihinde boşandığı, 25/11/2009 tarihinde vefat eden annesinden dolayı yetim aylığı aldığı, Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından düzenlenen 14/02/2012 tarih ve SAÇ/13 sayılı rapora göre; davacının boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak Kurumca 25/10/2010- 24/01/2015 tarihleri arasında ödenen 38.925,17 TL aylık tutarı ve işlemiş faizinin borç çıkarıldığı, mahkemenin davanın kabulüne dair ilk kararının Dairemizin “Mahkemece denetmen raporundaki tanıkların beyanına başvurulmadığı, Çarşı Mahallesi muhtar ve azalarının tanıklığına başvurulduğu ancak ... Mahallesi muhtarının tanıklığına başvurulmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılacak iş; denetmen raporunda beyanları alınan muhtar ve komşunun mahkemede tanık olarak dinlenmesi, davacının boşandığı eşinden ayrı yaşadığı iddiasının doğruluğunun şüpheye yer kalmayacak şekilde sorgulanması ve sonuca göre karar verilmesinden ibarettir.” gerekçesiyle araştırmaya yönelik bozulduğu, bozmaya uyularak denetmen raporunda ifadesine dayanılan Muhtarın Mahkemece dinlendiği ve tarafları tanımadığını söylediği, diğer tutanak tanığı komşunun işe adresinin tespit edilemediğinden,dinlenemediği anlaşılmıştır.
    Denetmen raporunda; davacının mernis adresi olan “... Mah. Şenlik Cad. ... Blokları No:... Gerze/Sinop” adresine gidildiği, mahalle muhtarı ...’ün yazılı ve imzalı beyanında :”... eşi ... ve çocukları ... ve Hilal belirtilen adreste birlikte aynı çatı altında yaşamaktadırlar” dediği, aynı apartmanda oturan ve imzalı beyan vermek istemeyen komşusu ...’nın davacı ve eşinin çocuklarıyla apatmanın çatı katında birlikte yaşadıklarını beyan ettiği, bozmadan sonra muhtarın imzalı ve ayrıntılı beyanını tarafları hiç tanımadığı şeklinde kökten değiştirdiği anlaşılmıştır.
    Tüm bu açıklamalar, Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen raporun içeriği, muhtarın imzalı ve ayrıntılı beyanını gerekçesiz değiştirmesi ve bu değişikliği izah edememesi,diğer tutanak tanığının beyanı, davacının boşandığı 2010 yılından itibaren neredeyse her yıl, hatta 5-6 ay arayla adres değiştirmiş olması, adreslerin Sinop/ Gerze ve.../ Bağcılar ve Esenler, şeklinde çok farklı yerleşim yerleri beyan etmesi, eşinin mernis adresi tespit edilemediğinden TUİK tarafından 2004 teki son adresinin kayıtlara geçirilmesi,davacının ve eşinin nerede ve nasıl yaşadığı yada ayrı yaşadıklarının izah edilememiş olması, hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı ve eşinin, boşandıkları süreçte de birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi