
Esas No: 2021/21422
Karar No: 2022/7752
Karar Tarihi: 22.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/21422 Esas 2022/7752 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/21422 E. , 2022/7752 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan traktörün sürücüsünün kusuru ile meydana gelen 13/12/2008 tarihli tek taraflı kazada çamurlukta yolculuk eden desteğin vefat ettiğini, davalının eksik ödeme yaptığını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... için 5.000,00 TL, Yaren için 3.000,00 TL maddi, diğer davacılar için ayrı ayrı 1.000,00’er TL maddi tazminatın davalıya ilk başvuru tarihinden 8 işgünü sonra işleyecek temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, 22/09/2010 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini davacı ... için 3.323,00 TL, ..... için 2.547,00 TL, ..... için 2.355,00 TL, Büşra için 1.922,00 TL, ..... için 1.705,00 TL'ye yükseltmiş, 8.11.2018 tarihli dilekçeyle taleplerini davacı ... için 17.772,47 TL, ..... için 8.297,40 TL, .... için 6.673,23 TL, ..... için 5.352,25 TL, .... için 4.412,25 TL, ...... için 3.215,76 TL’ye yükselttiklerini bildirmiş, 9.6.2020 tarihli dilekçeyle taleplerini davacı ... için 34.842,69 TL, davacı ... için 11.160,43 TL, davacı ... için 8.705,88 TL, Gülcan için 6.692,96 TL, .... için 5.024,84 TL’ye yükselttiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili, Şişli asliye hukuk mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacılara ödeme yapıldığını, zarara murisin neden olduğunu, olayda iş kazası olduğunu, hatır taşıması olduğunu, SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiğini, aktüer bilirkişi tarafından ödeme tarihi itibariyle hesaplama yapılması gerektiğini, faiz, faiz başlangıcı ve yargılama gideri isteminin haksız olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 1) 34.842,69 TL net destek tazminatının, 18/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, 2) 5.024,84 TL net destek tazminatının, 18/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, 3) 6.692,96 TL net destek tazminatının, 18/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, 4) 8.705,88 TL net destek tazminatının, 18/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, 5) 11.160,43 TL net destek tazminatının, 18/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, 6) Davacı .... için istenen destek tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ...’na karşı açılan destek tazminatı istemine ilişkindir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 14/b maddesinde rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için zorunlu sigortalara ilişkin olarak koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların, bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla ... oluşturulacağı belirtilmiştir. Anılan yasanın geçici 2. maddesine dayanılarak çıkarılan ... Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi uyarınca, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabına başvurulabileceği düzenlenmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesine göre "Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir.
Şu kadar ki; bir yerde ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4 üncü maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere ticaret mahkemesinde bakılır.
İkinci fıkrada yazılı hallerde, münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmıyan işler hariç olmak üzere, bir davanın ticari veya hukuki mahiyeti itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olunabilir. İtiraz varit görüldüğü takdirde dosya ilgili mahkemeye gönderilir; bu mahkeme davaya bakmaya mecburdur; ancak, davanın mahiyetine göre tatbikı gerekli usul ve kanun hükümlerini tatbik eder. Ticari bir davanın hukuk mahkemesi, ticari olmıyan bir davanın ticaret mahkemesi tarafından görülmesi hükmün bozulması için yalnız başına kafi bir sebep teşkil etmez.
Vazifesizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tabi oldukları müddetlere dair usul hükümleri, iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur."
Somut olayda, davacılar tarafından traktörde yolcu olan desteklerinin tek taraflı kazada vefatı üzerine traktörün zorunlu trafik sigortasının bulunmaması nedeniyle ...’na karşı destek tazminatı talepli olarak 05/05/2010 tarihinde Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılmış, davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/12/2010 tarihli kararın davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 18/10/2011 tarih ve 2011/1885 esas, 2011/9469 karar sayılı ilamı ile kısaca “…Dava dışı sürücü ......., 13/12/2008 tarihli jandarma ifadesinde “..ben ve arkadaşım ....... köyüne biriket götürmek için saat 10.00'da gittik, benim kullandığım traktör ile seyir halinde iken çamurluğun üzerinde oturan ...... birden dengesini kaybetti ve asfalt üzerine düştü, ben burç kasabasında birikethanede ..... ile birlikte çalışırım…” şeklinde beyanda bulunmuştur…..... çalıştığı iş yerinin niteliğine göre İş Kanunu kapsamında işçi olup olmadığının belirlenerek, olayın iş kazası çerçevesinde meydana gelmiş olması karşısında davaya bakma görevinin iş mahkemesine ait olup olmadığının değerlendirilmesi ve iş mahkemesinin görevli olduğunun belirlenmesi halinde görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu hususta hiçbir inceleme yapılmaksızın işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur...” gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozma ilamına uyularak 10/04/2012 tarihinde mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Gaziantep İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar temyiz edilmeden 10/09/2012 tarihinde kesinleşmiştir. Dosya kendisine gönderilen Gaziantep 3. İş Mahkemesi’nce esastan inceleme yapılarak davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/03/2021 tarihli karar ise bu kez davacı ve davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Her ne kadar Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 18/10/2011 tarih ve 2011/1885 esas, 2011/9469 karar sayılı ilamı ile olayın iş kazası olması durumunda davaya bakma görevinin iş mahkemesine ait olup olmadığının değerlendirilmesi ve iş mahkemesinin görevli olduğunun belirlenmesi halinde görevsizlik kararı verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesinde iş mahkemelerinin, İş Kanunu'na göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olduğu belirtilmiştir. Somut olayda davacılar yolcu desteğin mirasçıları, davalı ise desteğin yolcusu olduğu traktörün zorunlu trafik sigortası bulunmaması nedeniyle ... olup işçi ile işveren/işveren vekili arasındaki iş akdinden ya da iş kanunundan kaynaklanan bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Dolayısıyla göreve ilişkin bozma kararı maddi hataya dayalı olup, maddi hataya dayalı bozma kararından dolayı usuli kazanılmış hak doğmaz. Bilindiği üzere usul kuralları (görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hata) kamu düzeni ile doğrudan bağlantılı olup, taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşturmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15/03/1972 gün ve 1968/1-277-176, 01/03/1995 gün ve 1995/7-641-117, 23/01/2002 gün ve 2001/1-1010-2002/1, 12/07/2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı kararları; ....., Hukuk Muhakemeleri Usulü-2001 Baskı, cilt 5, sayfa 4771 vd).
Bu durumda eldeki davada, davanın tarafları da gözetildiğinde işçi ve işveren/işveren vekili arasındaki iş akdi ya da iş kanunu kapsamında bir uyuşmazlık söz konusu olmadığından, mahkemece ...’na karşı 05/05/2010 tarihinde açılan davanın ticari nitelikte bir dava olduğu ancak davanın açıldığı tarihte Gaziantep’te ayrı bir ticaret mahkemesi bulunduğu halde davalı tarafça bu hususta işbölümü itirazında bulunulmadığı gözetilerek, Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli bulunduğu gerekçesi ile davanın HMK 114/1-c. maddesi gereği görevsizlik nedeniyle HMK 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 22/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.