3. Hukuk Dairesi 2021/2155 E. , 2021/12699 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı;“...Toplu Konut Projesi”" nden 17.07.2006 tarihinde satın aldığı bağımsız bölümün teslim edildiğini, ancak teslimden sonra gerek kendi konutu gerekse blok ve site ortak yerleri ile ilgili ayıp ve eksiklikler bulunduğunu ve tespit yaptırdıklarını ileri sürerek; eksik ve ayıplı işlerden dolayı ortaya çıkan bedel farkının (semen tenzili) avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup; bilahare verdiği ıslah dilekçesi ile 20.382,00 TL’nin avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının davasının kısmen kabulü ile değer kaybı olarak belirlenen 10.570,75 TL "nin 5.000,00 TL "sine dava tarihi olan 10/01/2013 tarihinden, bakiye 5.570,75 TL "sine de ıslah tarihi olan 08/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalının faize yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
6102 sayılı TTK"nın tüzel kişiler başlıklı 16. maddesine göre ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.
Davalı, 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu ek 1. maddede belirtildiği üzere kamu tüzel kişisi olup 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ek listede sayılan kamu iktisadi teşebbüsleri arasında sayılmamıştır ve Başbakanlığa bağlı kuruluş olup, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulmamıştır. Her ne kadar 2985 sayılı Kanun"un ek 1. maddesinin e bendi ile konut sektörüyle ilgili şirketler kurmak veya kurulmuş şirketlere ve finans kurumlarına ortak olmak davalının görevleri arasında sayılmış ise de bu hüküm davalıya tacir sıfatı kazandırmamaktadır. TTK’nın 16. maddesi uyarınca davalının kurduğu veya ortak olduğu şirketler yönünden tacir sıfatı, kurulan veya ortak olunan ve ayrı tüzel kişiliği bulunan şirkete ait olup bunları kuran veya ortak olan davalıya ait değildir. Bu durumda mahkemece; tarafları tacir olmayan taşınmaz satışına dair sözleşmenin ticari iş niteliğinde olmadığı gözetilerek yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan "avans faizi" ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine "yasal faizi" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi