
Esas No: 2012/21763
Karar No: 2013/2396
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/21763 Esas 2013/2396 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının uzaktan akrabası olduğunu, borç para istemesi üzerine, yurt dışında iken davalıya 6.530, 00 İsviçre Frangı gönderdiğini, Türkiye"ye döndüğünde vermiş olduğu borcu istediğini, davalının ise sürekli olarak oyaladığını, bu nedenle icra takibi başlattığını, davalının borçlu olmadığını iddia ederek itiraz ettiğini belirterek, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, % 40"tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, 2005-2006 ve 2007 yılları arasında kendisine 6.530, 00 İsviçre Frangı gönderilmediğini, bunun bankadan araştırılmasını istediğini, kendi durumunun iyi olduğunu savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya banka havalesi yoluyla ödünç verdiğini ileri sürerek, alacağının tahsili için takip başlatmış, davalı ise maddi sıkıntı ve borç verme iddiasının gerçek dışı olduğunu savunarak, akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki havale ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Bu durumda ödünç ilişkisini ispat etme yükümlülüğü, onu iddia eden davacıya aittir. Davada dayanılan havale dekontunda gönderilen paranın ne için gönderildiği yazılı olmadığından, söz konusu dekont, ödünç ilişkisini kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi, yazılı delil başlangıcı olarak da kabul edilemez. HUMK’nun 288. maddesi gereğince miktar itibariyle olayda tanık dinlenmesi de mümkün değildir. O halde davacı iddiasını yasal delillerle ispat edememiştir. Ne var ki dava dilekçesinde ‘tüm kanuni deliller ’ demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan bu konuda davacıya, karşı tarafa yemin yöneltmeye hakkı bulunduğu hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece, yanlış değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 204.25 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 6.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.