22. Hukuk Dairesi 2015/11431 E. , 2016/15970 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, fark ücret, ilave tediye ile ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalıya ait işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmelerinde yer alan ücret artış düzenlemelerinin davacıya geç ve eksik uygulandığını, bu yönde daha önce kesinleşmiş ilam bulunduğunu belirterek, 1, 2. ve 3. dönem toplu iş sözleşmelerine dayalı ücret, ilave tediye ve ikramiye fark alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, gerekli ödemelerin tam olarak yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, daha önce kesinleşmiş davada belirlenen yevmiye üzerinden 2 ve 3. dönem toplu iş sözleşmesi artışları uygulanarak yapılan hesaplamaya dayanılarak talepler kısmen hüküm altına alınmıştır.
Temyiz:
Kararı davacı ... davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının daha önce işveren hakkında açtığı davada 31.10.2008 tarihine kadar olan dönem için toplu iş sözleşmelerinden doğan farklar belirlenmiş ve hüküm altına alınmıştır. Sözü edilen karar onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
Davacı işçi 31.10.2008 tarihindeki yevmiyesinin önceki kararla kesinleştiğini ileri sürerek bu defa izleyen dönem için fark isteklerde bulunmuştur. Her dava kendi içindeki delil durumuna göre değerlendirilmelidir. Önceki davada belirlenen yevmiye, kesinleşen davaya konu istekler bakımından hüküm ifade eder. Bu dava ise daha sonraki dönemi ilgilendirmekle işçinin hesaplamada esas alınacak başlangıç yevmiyesi tarafların iddia ve savunmaları kapsamında bu davadaki delil durumuna göre belirlenmelidir.
Temyize konu uyuşmazlıkta davacının mevsimlik geçici işçi olarak işe başlayıp 06.02.2001 tarihinde daimi kadroya alınmış olduğu anlaşılmaktadır. Dairemize ait yerleşik içtihatlara göre, toplu iş sözleşmesinde yer alan kıdem terfi, sadece daimi işçilere uygulanabilmektedir. Mahkemece yeniden bilirkişi raporu alınmalı, davacının yevmiyesi toplu iş sözleşmesi ek 1/b. cetvele göre doğru şekilde tespit edildikten sonra, daimi kadroya geçişten itibaren kıdem terfi uygulanmak suretiyle bu davanın konusu döneme getirilmeli, diğer delillerle birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak fark alacak doğup doğmadığı tespit edilmeli, daha önce açılan davadaki hesaplamalarla bağlı olmaksızın bu davadaki iddia ve savunma ile mevcut delil durumuna göre bir karar verilmelidir.
3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 31.10.2008 tarihinden sonraki toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanması da açık ve denetime elverişli şekilde gösterilmemiştir. Bozma ilamının iki nolu bendi uyarında davacının ücreti doğru şekilde tespit edildikten ve kıdem terfii de 06.02.2001 tarihinden sonra uygulandıktan sonra davacının yararlandığı dönem toplu iş sözleşmesi hükümleri uygulanarak davacının dönemler itibari ile alması gereken ücret tespit edilmeli, davacıya fark bordrolarla ödeme yapılmış olması halinde ödenen tutarlar hesaplanan alacaklardan mahsup edilmelidir. Denetime elverişsiz bilirkişi raporuna itibarla sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Ücretin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanması halinde mülga 2822 sayılı Kanun"un 61. maddesi uyarınca, uygulanması gereken faiz en yüksek işletme kredisi faizi olmalıdır.
Dosya içeriğine göre, fark ücret ve ikramiye alacakları toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak olmaları sebebi ile anılan alacaklara en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması gerekirken bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanması isabetli olmamıştır. İlave tediye alacağı ise toplu iş sözleşmesinden değil 6772 sayılı Kanun"dan kaynaklanmakta olup, bu alacağa da kanuni faiz yerine bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanması da hatalıdır. Bu sebeplerle; davacının fark alacaklarının bulunması halinde ikramiye ve ücret alacaklarına bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek, ilave tediye alacağına da kanuni fazi uygulanmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
5-Kararda ücret farkı alacağı için toplu iş sözleşmesinde belirlenen her ayın 23"ünden itibaren faiz yürütüldüğü ifade edilmiştir. Hüküm fıkrasında her bir dönem tutarı için başlangıç tarihlerinin gösterilmemesi infazda tereddüde sebebiyet verir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu husus tespit edilmemiştir. Mahkemece infaz kolaylığı sağlamak açısından, söz konusu alacağın toplu iş sözleşmelerine göre temerrüt tarihleri ayrı ayrı belirlenip hüküm fıkrasında gösterilmek suretiyle faiz yürütümü sağlanmalıdır.
6-Davalı işveren işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmelerinde işçilere 6772 sayılı Kanun gereğince verilmekte olan ilave tediye dışında, yılda 60 günlük ücretleri tutarında ikramiye ödeneceği ve bu ikramiye ödenmesinin her yılın Haziran ve Aralık aylarında iki eşit taksitte yapılacağı hususları düzenlenmiştir.
İkramiye alacağı yönünden toplu iş sözleşmelerinde haziran ve aralık ayları ödeme tarihi olarak belirlendiğine göre, hüküm altına alınan her bir dönem ikramiye alacağı yönünden temerrüt tarihleri de buna göre belirlenmelidir. Anılan alacak yönünden infazda tereddüte sebebiyet verecek şekilde “her yılın ödenmesi gereken Haziran ayını takip eden 1 Temmuz ve Aralık ayını takip eden 1 Ocak ayından itibaren” faize hükmedilmesi isabetli olmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu husus tespit edilmemiştir. Mahkemece infaz kolaylığı sağlamak açısından, söz konusu alacağın toplu iş sözleşmelerine göre temerrüt tarihleri ayrı ayrı belirlenip hüküm fıkrasında gösterilmek suretiyle faiz yürütümü sağlanmalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde ilgiliye iadesine, 02.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.