Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/15217
Karar No: 2016/10254
Karar Tarihi: 08.11.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/15217 Esas 2016/10254 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/15217 E.  ,  2016/10254 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu traktörün müvekkillerinin eşi ve babası olan desteğin kullandığı araca asli kusurlu olarak çarpması sonucu desteğin vefat ettiğini, desteğin ziraat mühendisi olduğunu, sertifikalarından da anlaşılacağı üzere tarım danışmanlığı yaptığını, AB hibeleri için proje hizmeti verdiğini, kendisine ait ofiste bu işleri ve mesleğini icra ettiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını, cenaze ve defin masrafları olduğunu, müvekkillerinin elem çektiklerini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş ...için 1.000 TL maddi, 30.000 TL manevi, çocuk.... için 1.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın (davalı ... şirketi manevi tazminattan sorumlu olmamak kaydıyla) kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat bakımından talebini davacı eş ...için 169.794,59 TL, çocuk .... için 34.647,99 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı .... vekili, davacıların murisinin kazada tam kusurlu olduğunu, murisin gelir durumunun kesin delillerle ispatlanması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıların davalarının kabulü ile davacı anne ... için 15.000,00 TL, maktülün çocuğu ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminat alacağının olay tarihi 03/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."den tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların destekten yoksun kalma talebinin kabulü ile; davacı anne ... için 169.794,59 TL, maktülün çocuğu ...için 34.647,99 TL olmak üzere toplam 204.442,58 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar ... ve ... yönünden olay tarihi olan 03/11/2011 tarihinden itibaren davalı .... yönünden ise dava tarihi olan 03/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen her iki davacıya verilmesine, (davalı ...."nin sigorta limiti kadar sorumlu tutulmasına) karar verilmiş; hüküm davalı .... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    1086 sayılı HUMK"nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
    Mahkemece, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava
    açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine ilişkin hüküm gerekçesi Dairemiz kararları ve HGK kararlarında belirtildiği üzere tek taraflı trafik kazalarında sürücünün ölümü halinde geçerli olup davaya konu trafik kazası ise iki taraflı olup dava karşı aracın sürücü, malik ve zorunlu trafik sigortacısına karşı açıldığından, somut olaya uygun olmayan gerekçelerle davanın kabulü doğru olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2-Kabule göre de;
    a) 6100 Sayılı HMK 266 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir.
    Davaya konu trafik kazasıyla ilgili olarak ...2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/490 Esas, 2012/1168 Karar sayılı dosyasında davalı araç sürücüsü sanık ... asli kusurlu, destek sürücü tali kusurlu kabul edilerek verilen hüküm kusur bakımından da Yargıtay ilgili ceza dairesi tarafından 12.05.2014 tarihinde onanarak kesinleşmiş, hükme esas alınan hukukçu bilirkişiden aldırılan raporda ise ceza ilamında kusur asli-tali olarak belirlendiğinden davalı ... için kusur oranı %75 olarak kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda, mahkemece tarafların kusuru hususunda alanında uzman bir bilirkişiden, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre maddi ve manevi tazminatın değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    b)Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/II. (6098 sayılı TBK m. 53) maddesinde düzenlenmiş olup "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun
    kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nın 45/II. (6098 sayılı TBK m. 53) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi gidermek olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.
    Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Davacının maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararının belirlenebilmesi için desteğin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir.
    Somut olayda dava dilekçesinde desteğin ziraat mühendisi olduğu, sertifikalarından da anlaşılacağı üzere tarım danışmanlığı yaptığı, AB hibeleri için proje hizmeti verdiği, kendisine ait ofiste bu işleri ve mesleğini icra ettiği belirtilmiş, davacı tanıkları desteğin işi ve geliri hususlarında dinlenmiş, mahkemece desteğin geliri konusunda başkaca araştırma yapılmamış, hükme esas alınan bilirkişi raporunda destek kalifiye eleman olduğundan, dosyada gelire dair net bilgi bulunmadığından desteğin aylık geliri asgari ücretin 2 katı esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece desteğe ait tüm işyeri kayıtları ile vergi kayıtları ilgili kurumlardan getirtilerek desteğin kendi işyerinde fiili emeği ile elde edebileceği net gelir tespit edilmek suretiyle hukukçu bilirkişiden aldırılacak ek raporun sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    c) Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sağ kalan davacı eşin evlenme ihtimali kaza (ölüm) tarihi yerine, rapor tarihine göre belirlenmiştir.
    Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarına göre, sağ kalan eşin olay tarihindeki yaşı, çocuk sayısı, sosyal yaşantısı ve ekonomik durumu göz önünde bulundurularak evlenme ihtimali belirlenmektedir. O halde, davacı eşin AYİM tablosuna göre kaza (ölüm) tarihindeki evlenme ihtimali değerlendirilmek suretiyle tazminatın hesaplanması için aynı bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetli olmamıştır.

    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı .... vekilinin, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı .... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar .... ve ... lehine BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... ve davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar .... ve ..."e geri verilmesine 08/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi