Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/15409
Karar No: 2016/10256
Karar Tarihi: 08.11.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/15409 Esas 2016/10256 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/15409 E.  ,  2016/10256 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    K A R A R

    Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın davacı ...’in kullandığı araca tam kusurlu olarak çarpması sonucu aracın pert olduğunu, davacı ...’in malul kaldığını, davacı yolcu ...’in yaralandığını, uzun süre tedavi gördüğünü, davacı yolcu ...’ın yüzünde sabit iz kaldığını, tedavi gideri yapıldığını, davacı ...’in tanınmış bir matbaa şirketinde ortalama 3.500 YTL gelirle çalıştığını, kazadan sonra işe gidemediğini, matbaada ağır yük kaldırmak zorunda olduğunu ancak çalışma gücünü kaybettiğini, müvekkillerinin
    elem çektiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için 100 TL tedavi gideri, davacı ... için tedavi süresince çalışamamasından dolayı 100 TL kazanç kaybı, davacı ... için sürekli olarak işgücü kaybı nedeniyle çalışamamasından dolayı 1.000 TL kazanç kaybı, 100 TL araç hasarı ile her bir davacı için ayrı ayrı 25.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat bakımından taleplerini davacı ... için 41.633,00 TL, davacı ... için 64.317,00 TL’ye yükseltmiş, 18/02/2014 tarihli celsede tedavi giderlerine ve araç hasarına yönelik taleplerini atiye terk ettiklerini beyan etmiştir.
    Davalılar ... ve... Ltd. Şti. vekili, dava konusu trafik kazasında müvekkilinin asli kusuru bulunmadığını, kazaya karışan aracın müvekkili şirkete ait şantiyede kullanılan bir araç olduğunu, araç sürücüsü şirket elemanı ise de kazanın taksirle ve yol bozukluğundan meydana geldiğini, davacıların iddia ettikleri tüm maddi zararların ...’dan karşılandığını, talebin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının maddi tazminata yönelik talebinin dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi dikkate alındığında davacı ... yönünden 64.317,40 TL, ...yönünden 41.633,60 TL kabulü ile davalı ... ve ... Şti"nden olay tarihi olan 23/10/2008 tarihinden itibaren ....Sigorta A.Ş"den sigortayla poliçesiyle sınırlı kalmak suretiyle dava tarihi olan 30/01/2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, davacı tarafın tedaviye ve araç hasarına yönelik açmış olduğu davayı ise atiye terk ettiğinden bu yöndeki taleplerin açılmamış sayılmasına karar verilmesine, davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin ise her bir davacı yönünden 15.000 er TL"den 45.000er TL"nin davalı ... ve davalı ... Tic. Ltd. Şti"nden dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm davalılar ... ve ...Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, ceza yargılaması sırasında alınan ve kesinleşen bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde ve uzman bilirkişice düzenlenen maddi tazminata ilişkin raporun (aşağıda 3-a,b bentlerinde belirtilen hususlar dışında) hükme esas alınmasında, ayrıca davacılar ... bakımından manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre göre, davalılar ... ve...Tic. Ltd. Şti. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-1086 sayılı HUMK"nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
    Mahkemece, gerekçe kısmında her ne kadar kısa kararda manevi tazminata olay tarihinden itibaren faiz başlatılması gerekmekte ise de sehven dava tarihinden itibaren yasal faiz başlatılmasına karar verildiğinden kısa karardaki faiz başlangıç tarihi gerekçeli kararda çelişki yaratmamak için değiştirilmeyerek sadece hataya değinilmekle yetinildiği belirtilmiş, hüküm fıkrasında ve kısa kararda bununla ilgili olarak, davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin her bir davacı yönünden 15.000 er TL"den 45.000er TL"nin davalı ... ve davalı .. San. Şti"nden dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Hükmün gerekçesi ile kısa karar uyumlu olmayıp taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan, bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine
    açık bir aykırılık oluşturduğundan (10.04.1992 gün, 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere) hükmün bozulması gerekmiştir.
    3-Kabule göre de;
    a)Dava dilekçesinde davacı... için sadece tedavi gideri ve manevi tazminat talep edilmiş, işgöremezlik tazminatı talep edilmemiş, 18/02/2014 tarihli celsede tedavi giderine yönelik talep atiye terk edilmiştir. Dava dilekçesinde davacı... için işgöremezlik tazminatı talep edilmediği halde, ıslah dilekçesi ile davacı... için 41.633,00 TL işgöremezlik tazminatı talep edilmiş ve mahkemece talep kabul edilmiş ise de, başlangıçta talep edilmeyen işgöremezlik tazminatının ıslah yolu ile talep edilmesi mümkün olmadığından, davacı... bakımından işgöremezlik tazminatı talebinin reddi gerekirken, yanılgılı şekilde kabul edilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    b)Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise ...Kurumu İhtisas Dairesi veya .... Hastanelerinin ...Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan ... İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Mahkemece davacı ...’in kaza nedeniyle meydana gelen işgücü kaybı hususunda ....Kurumu raporu hükme esas alınmış ise de, rapor kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenmiştir. Kaza, 23/08/2008 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından... Sağlık İşlemleri Tüzüğü yürürlüktedir. Davacının trafik kazası nedeniyle işgücü kaybı oranının kesin olarak belirlenmesi için kaza tarihinde yürürlükte bulunan... Sağlık İşlemleri Tüzüğü"ne göre rapor alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    c)Manevi tazminatın değerlendirilmesinde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
    ...Kurumu"ndan aldırılan raporda kaza sonucu önceden alınan raporlara göre davacı küçük ...’ın dilinde yaklaşık 2,5 cm tam kat kesi, alt ve üst dudakta ödem ve dermabrazyon olduğu, geçmiş travma sonrası stres bozukluğu olduğu, şimdi yaşadığı olaya bağlı psikopatoloji tarif etmediği tespit edildiğinden fonksiyonel araz bırakmadan iyileştiği, malul olmadığı, iyileşme süresinin 1 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, kazanın meydana geliş şekli, davacı küçük ...’da ...Kurumu raporunda belirtildiği üzere meydana gelen yaralanmanın niteliği, iyileşme süreci, faiz başlangıç tarihi ve diğer hususlar gözetildiğinde, davacı küçük ... lehine takdir olunan manevi tazminat miktarı fazla olup hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha az manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ...Tic. Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ...Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar ... ve ...Tic. Ltd. Şti. yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ...Tic. Ltd. Şti."ne verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ...Tic. Ltd. Şti."ne geri verilmesine 08/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi