8. Hukuk Dairesi 2012/4461 E. , 2012/5982 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.06.2010 gün ve 5/62 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi bir kısım davalılar ... ve müşterekleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, ortak miras bırakanları Yurdulu ...’den intikal eden 384 parselin davalılar adına tespit edildiğini açıklayarak, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve müşterekleri, uyuşmazlık konusu taşınmazın hükmen tescil edildiğini, halen Aydıncık Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/15 Esas ve 31 Karar sayılı ilamıyla ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., ... ve ... katıldıkları 07.02.2008 tarihli yargılama oturumunda; davayı kabul ettiklerini belirterek, beyanlarını imzalarıyla tasdik etmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın Yurdulu ...’den kaldığı, taksim edilmediği, taraflar dışında davaya dahil edilen mirasçıların da miras payları bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 384 parselin tapu kaydının iptaliyle bir kısım mirasçılar arasında yapılan pay devirleri de nazara alınarak hak sahibi mirasçılar-davacılar ve dahili davalılar adlarına payları oranında tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... ve müşterekleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dairenin geri çevirme kararı üzerine dosya arasına konulan ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/331 Esas ve 2012/77 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre; Yurdulu ... MK.nun kabulü tarihinden önce ölmüş, geride çocukları ...,...,..,..., ..., Hanım ... kalmıştır. Çocuklarının da sırasıyla 1971, 1955, 1987, 1968 ve 1966 yıllarında ölümüyle halen torunları ve bir kısım torun çocukları taraflar ve dava dışı mirasçılar bulunmaktadır.
Dava konusu 384 parsel, senetsizden Yurtoğlu ... namıyla tanınan, ne zaman öldüğü ve mirasçıları tespit edilemeyen şahsın ceddinden intikalen malı olduğu, ... Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı bulunduğu belirtilmek suretiyle 25.10.1985 tarihinde nizalı olarak tespit edilmiştir. Dip muris Yurdulu ...’nin 1971 yılında ölen oğlu ...mirasçısı ..., ... Asliye Hukuk Mahkemesine 1976/305 Esas numaralı dosyasıyla açtığı davada; nizalı taşınmazı yakın miras bırakanı-babası Hacı’nın dip muristen senetle satın aldığını ileri sürerek davalı amcası... mirasçılarının elatmalarının önlenilmesine karar verilmesini istemiştir. 1955 yılında ölen ... Yurt mirasçıları ... ve müşterekleri ise ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/391 Esas numarasıyla açtıkları davada, senedin sahte olduğunu ve taşınmazın yakın miras bırakanlarından intikalen zilyetliklerinde olduğunu bildirerek, senedin iptalini istemiştir. Kadastro çalışmaları sırasında derdest olan söz konusu dip muris Yurdulu ... mirasçılarından ...ve... mirasçıları arasında görülen davalar görevsizlikle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Yargılama sonucu Aydıncık Kadastro Mahkemesinin 17.03.1999 tarih ve 1991/166 Esas , 1999/7 Karar numaralı hükmüyle; dava konusu parselin Yurdulu ...’den intikal ettiği, oğulları Hacı ve Mehmet tarafından zilyet olunduğu, Hacı mirasçısının dayandığı senedin müstakil zilyetlikle birleşmediği, dip murisin bilinmeyen mirasçılarının başka yerler aldığı, yargılama aşamasında davada taraf ...mirasçısı-yargılama sırasında ölen ... Yurt mirasçılarının ve... mirasçısı ...’in paylarını... mirasçılarından ...’a devirlerinin de nazara alındığı gerekçesiyle “....Davacı ... Yurt ve... mirasçıları tarafından açılan elatmanın önlenilmesi ve senet iptali davalarının reddine, 384 parselin 12 pay kabul edilerek 8 payın ..., 1’er payın ..., ..., ... ve ... adına tesciline...” karar verilmiştir. Hüküm temyizsiz 22.6.1999 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiş, hükmen malik ...’a ilişkin pay 11.2.2000 tarihinde paydaşlardan ...’ya tapuda satışla devredilmiştir. Dava konusu, 830 m2 yüzölçümlü ve ahşap ev-bahçe vasıflı parsel halen davalı ..., ..., ... ve ... adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır.
Davacılar, dip murisin çocuklarından 1987 yılında ölen ... Yurt ve 1968 yılında ölen ...’un bir kısım mirasçısı olup; uyuşmazlık konusu taşınmazın dip muris Yurdulu ...’den miras yoluyla intikal ettiğini, yakın miras bırakanları ve kendilerinin ilçe dışında yaşamaları nedeniyle kadastro çalışmalarında adlarına pay oluşturulmadığını, miras payları olduğunu açıklayarak, tespit öncesi nedene dayanmıştır. Dava, tespit öncesi miras hakkına dayalı olarak süresinde açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin iptal ve tescil isteğidir. Dip muris Yurdulu ...’nin ölümü tarihi, 743 sayılı Medeni Kanununun kabulünden önceye rastlamakta olup, ölüm tarihi itibariyle terekesi müşterek mülkiyet hükümlerine tabidir. Mahallinde yapılan keşif, tanık ve yerel bilirkişi beyanları ve tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmaz üzerinde zilyetliğin davalılar yakın miras bırakanı dip murisin oğulları... ve Hacı Yurt (Kadastro Mahkemesinde görülen yargılama aşamasında paylarını... mirasçısı ...’a devredenlerin yakın miras bırakanı) ve mirasçıları tarafından sürdürüldüğü, kullanım süresinin bir insan ömrünü aşan süreye tekabül ettiği, uzun süren kullanımın taksime karine olduğu, dip muris terekesinin taksim edilmediği, kabul edildiği takdirde ise dip miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle terekenin müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olması ve zilyetlikle kazanım süresinin tespit tarihine kadar yakın miras bırakanları ve davalılar tarafından sürdürülmesi nedeniyle tespit tarihine kadar yirmi yılı aşkın sürenin fazlasıyla geçmiş bulunması karşısında davalıların zilyetlikle kazanım koşullarının da oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Açıklandığı üzere davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden davalı-kayıt maliki ... üzerindeki paylar yönünden hükmü temyiz eden mirasçıları ... ve müştereklerinin itirazları yerinde bulunmaktadır.Ne var ki, bir kısım davalılar davayı kabul etmiştir. HMK.nun 308 (HUMK.nun 92.) maddesine göre davayı kabul, davacının talep sonucuna davalının tamamen veya kısmen muvafakat etmesidir. Aynı kanunun 311 (HUMK. 95).maddesine göre kabul kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurur. Davalı parsel paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğuna göre, usule uygun dava açan davacılar yönünden davayı kabul eden davalılar ..., ... ve ... üzerindeki paylara düşen davacıların miras paylarının hesaplanarak hüküm kurulması gerekir.
Öte yandan, gerekçeli karar başlığında müdahil davacı olarak yer alan ...’ın müdahale talebi usule uygun ve harcı yatırılmış şekilde yapılmadığı gibi, adı geçen davayı takip de etmemiştir. Yine yöntemine uygun dava açmayan ve davaya dahil edilen mirasçılar bakımından da taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Başka bir anlatımla usule uygun şekilde dava açmayan müdahil ve dahili davalılar bakımından hüküm kurulması doğru olmamıştır. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, bir kısım davalı temyizinin bu bakımdan tüm davalılara sirayet ettiğinin kabulü gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..., ... ve ...’un temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, yine 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden bir kısım davalılara iadesine 21.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.