Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4988
Karar No: 2012/6307
Karar Tarihi: 26.06.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/4988 Esas 2012/6307 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/4988 E.  ,  2012/6307 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı
    ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair ....Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.01.2011 gün ve 347/53 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27.09.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... bizzat ve vekili Avukat ... ve karşı taraftan davacı ... (...) bizzat ve vekili Avukat ...geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü:


    KARAR

    Davacı ... vekili, tarafların 1986 yılı sonunda evlenerek İsviçre"ye geldiklerini, davacının 1987 ile 1996 arası İsviçre"de çalışarak gelir elde ettiğini ve bu geliri davalı eşine aralarındaki konuşma gereği müşterek yuvanın kalkınması, birlikte mal alma amacı ile verdiğini,1992 yılında yurda dönen davalının kendi adına bir takım mallar edindiğini, davalının davacıyı çalıştığı İsviçre"den de getirmeyerek aldığı işçilik ücretlerini de kullandığını açıklayarak dava dilekçesinde yazılı bulunan araç ve taşınmazların tamamının değeri 126.000 TL olduğundan ve bu malların yarısından fazlasının da davacının katkısı ile alındığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı hissesine tekabül eden şimdilik 63.000 TL"nin, 10.000 TL değerindeki zararı ile birlikte faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 16.10.2009 tarihinde harcını da yatırdığı dilekçesi ile isteğini 100.000 TL şeklinde ıslah etmiştir.
    Davalı ... vekili, davacının çalıştığı dönemde elde ettiği kazançların ailenin günlük masrafları içinde kullanılmış olabileceğini, davalı tarafından alınmadığını, kullanılmadığını, davacının gelirinin İsviçre"de yaşamı idame etmeye yetecek miktarda olmadığını, tasarrufu olsa bile babası ve kardeşlerine yardım ettiğini, davalının ise tüm yatırımlarını abisi Ahmet ile yaptığını, davacının alımlarda katkısı bulunmadığını, son üç yıldır davacının gelir de elde etmediğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının davasının kabulü ile 100.000 TL katkı payı alacağının 72.000 TL"sine dava tarihi olan 13.08.1998 tarihinden itibaren, 28.000 TL"sine ıslah tarihi olan
    16.10.2009 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 04.09.1986 tarihinde evlenmiş, 26.03.1998 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 13.04.2000 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
    Davalı tarafından, davacı tarafın davayı takip etmemesi sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Dosyanın incelenmesinde davacı tarafın davasını takip ettiği, 07.06.2006 ve 01.11.2006 tarihli yargılama oturumlarında davacının takip etmemesi sebebiyle davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ise de davacı tarafın sunduğu belgeler sebebiyle her iki karar yönünden de eski hale getirme isteğinin kabul edildiği ve işlemden kaldırma kararının yok sayıldığı görülmektedir. Bu durumda davacının davasını takip etmediği ve davanın açılmamış sayılması ile ilgili koşulların gerçekleştiğinden söz edilemez.
    Dosya arasına getirtilen belgeler ve dosya kapsamından tarafların her ikisinin de yurtdışında çalışarak gelir elde ettikleri, davalının davacıdan önce Türkiye’ye dönerek bir takım yatırımlar yaptığı, davacının ise dosyaya sunulan tercüme belgelerden 04.05.1987 ile 31.5.1989 arasında ...’da, 15.01.1990 ile 31.07.1996 arası ise Krankenheim Nidelbad’da çalışarak gelir elde ettiği, 31.07.1996 tarihi sonrasında herhangi bir gelirinin olmadığı, bu hususta bir belge de ibraz edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının 1996 yılından önce evlilik içinde edinilen mal varlığı üzerinde çalışarak elde ettiği gelirle katkıda bulunduğunun kabulü ve bu yönden usulüne uygun yapılacak hesaplama sonunda katkı payı alacağının belirlenmesi gerekir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda alınan rapor gözönünde bulundurularak hüküm kurulmuş ise de bilirkişi raporu davanın niteliğine uygun hesaplama içermediği gibi edinilen mal varlığının bir kısmı yönünden edinme tarihleri hatalı olarak dikkate alınmış, davacının elde ettiği gelirin elde edildiği süre ve miktarında da önemli hatalar yapılarak davacının gelirinin mükerrer şekilde hesaba dahil edilmesine neden olunmuştur.
    Davacının talepte bulunabileceği 01.01.2002 öncesi dönem 743 sayılı TKM.nin 170. maddesine göre, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin bulunduğuna göre, taraflar arasındaki bu uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Eşlerin birbirlerinin mal varlıklarına katkılarının kanıtlanması durumunda, katkı oranında alacak hakkı doğar. 743 sayılı MK.nun yürürlükte bulunduğu, 01.01.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya parayla ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkı ispatlanmalıdır. TMK.nun 6. maddesi gereğince herkes iddia ve savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür.
    Bu bakımdan davalı adına 09.02.1998 tarihinde edinilen 2712 parsel, 25.02.1998 tarihinde edinilen ... plakalı 1998 model Mitsubishi tanker ve ...plakalı 1998 model çift kabinli kamyonet ile yine 1998 yılında edinildiği belirlenen ...plakalı Mercedes tankerin davacının gelir elde etmediği dönemde edinildikleri, diğer 24.07.2003 tarihinde edinilen 237 ada 62 parsel ile 05.08.1998 tarihinde edinilen ... plakalı 1997 model tanker ise taraflar arasında mal rejiminin sona erdiği 26.03.1998 tarihinden sonra edinildiğine ve mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra edinilen mal varlığının tasfiyeye katılma imkanı olmadığını, 1998 yılında edinilen diğer mal varlığı bakımından davacının 31.07.1996 tarihi sonrası herhangi bir geliri olmadığı anlaşıldığına, davacının başkaca maddi ve somut katkısı da iddia ve ispat edilemediğine göre mahkemece az yukarıda yazılı mal varlığı yönünden katkı payı alacağı davasının reddine karar verilmesi gerekirken edinme tarihleri dikkate alınmadan bu mal varlığı bakımından hesaplama yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
    Diğer dava konusu edilen 10.08.1988 tarihinde edinilen 2710 ve 2711 parseller ile öncesi itibariyle 237 ada 63 parselin geldileri olan 237 ada 26 parselin 04.08.1993, 237 ada 57 parselin ise 10.08.1994 tarihinde evlilik birliği içinde ve davacının gelir elde ettiği dönemde edinildikleri anlaşıldığına göre bu taşınmazlar bakımından davacının edinilmelerinde katkıda bulunulduğu kabul edilerek her biri için evlenme tarihinden alım tarihlerine kadar tarafların elde ettikleri tüm gelirlerin ayrı ayrı hesaplanması, eşlerin sosyal statüleri ve mesleki kariyerleri gözetilerek her eşin olağan koşullarda yapabilecekleri giderlerinin saptanması, davalı ...’un 743 sayılı TKM.nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü de gözönünde tutularak yaptığı giderlerin de kişisel giderlerine eklenmesi, her eşin toplam giderlerinin, kişisel gelirlerinden ayrı ayrı düşürülmesi ve böylece her eşin yapabileceği tasarruf miktarının bulunması, toplam tasarruf miktarı karşısında, davacının tasarruf oranının belirlenmesi ve belirlenen bu oranın, davanın açıldığı 13.08.1998 tarihine göre belirlenen 2710, 2711 ve 237 ada 63 parsel numaralı taşınmazların gerçek değerleri ile çarpılması sonucu bulunacak miktarlar toplamının davacının katkı payı alacağı olarak hüküm altına alınması gerekirken, usul ve yasaya aykırı şekilde hesaplamaları içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde kabule karar verilmiş olması doğru değildir. Temyiz dilekçesinde yazılı bulunan 42 D 0112 plakalı araç dava konusu edilmediğine göre mahkemece bu araçla ilgili araştırma yapılmaması ve olumlu olumsuz bir hüküm kurulmaması yerindedir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine
    ve 1.485,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 26.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi