
Esas No: 2016/10137
Karar No: 2021/235
Karar Tarihi: 14.01.2021
Danıştay 4. Daire 2016/10137 Esas 2021/235 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/10137
Karar No : 2021/235
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Orman Ürünleri Emlak Mobilya Gıda Temizlik İnşaat Taahhüt Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2010 yılı kurumlar vergisi ile 2010/7-9 ve 10-12 dönemleri geçici verginin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının ilgili dönemlerde fatura aldığı Muhammet Karagüzel Vergi Dairesi mükellefi ...Pazarlama Mobilya Dekorasyon İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuna göre, eleştirilen faturalar için yapılan ödemelerin gerçekliği konusunda tereddütün bulunduğu, ancak bu faturaların gerçek bir teslime dayanmadıkları hususu, sadece düzenleyicisi görünen mükellef hakkında vergi tekniği raporu bulunmasına dayandırıldığı, davacının faaliyetiyle uyumlu görünen emtianın gerçekten üretimde kullanılmadığı konusunda, davacının yasal defter ve belgeleri ile emtia hareketine ilişkin diğer belgeleri de kapsayan ayrıntılı bir araştırmanın yapılmadığından cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Vergi inceleme raporlarına göre davacının bir kısım alışlarını hakkında sahte fatura düzenlediğine dair vergi tekniği raporu bulunan ...Pazarlama Mob. Dek. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti.’nden aldığı faturalarla belgelendirdiği ve dolayısıyla sahte faturaları kullanarak gider kaydetmesi sonucunda kurumlar vergisi matrahını azaltmaya çalıştığı, faturanın bir mal teslimi veya hizmet ifasını temsil edebilmesinin ancak malı teslim eden veya hizmeti yapan tarafından düzenlenmesine bağlı olduğunu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Vergi inceleme elemanı tarafından maliyetlerin daha fazla olduğu yönünde herhangi bir araştırma yapılmadığı, satışlarının gerçek kabul edildiği, vergi inceleme raporunda mükellefin sürekli zarar ettiği, cirosuna göre çok az vergi ödediği iddiasıyla bir kısım ürünlerin maliyetinin reddedildiği, firmanın imalat yaptığı ve belli girdiler olmadan üretimin gerçekleşmeyeceği, maliyetlerin mutlaka belgelendirilmesinin gerekmediği, vergi incelemesi sırasında maliyetin tespiti amacıyla kaydi envanter, randıman yöntemi, karşıt inceleme ve diğer teknik analizlerin yapılmadığı, delil olarak kullanılan ...Pazarlama Mob. Dek. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki vergi tekniği raporunun verilmediği, inceleme elemanının banka hesaplarını incelemediği, nakit dengesi kurularak mal bedelinin ödenip ödenmediğinin tespit edilmediği, inceleme sırasında satıcıya ödemenin banka kanalıyla yapıldığının ifade edildiği ancak bu bilginin bankadan kontrol edilmediği, satılan malların bütün ölçüleriyle satış faturalarında yer aldığı, teknik olarak hangi mamul malda ne kadar kereste kullanıldığı, ne kadar MDF ve suntalam kullanıldığının %100 oranında hesaplanabilir olduğunu, buna rağmen inceleme elemanının herhangi bir maliyet analizi yapmadığı ve emtia dengesini incelemediği, delil olarak kullanılan vergi tekniği raporunun ekleriyle birlikte verilmesinin ve bu konuda kısıtlamasız bir şekilde savunma yapma imkanının sağlanmasının Anayasal bir zorunluluk olduğu savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede, vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; 30. maddesinde, re’sen vergi tarhının, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olduğu ve inceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkının re’sen takdir olunmuş sayılacağı; 30. maddesinin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikalar, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tesbitine imkan vermiyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısiyle ihticaca salih bulunmaması ve (6) numaralı fıkrasında, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunmasının re'sen tarh sebebi olduğu; 134. maddesinin birinci fıkrasında ise, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurallarına yer verilmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "Safî kurum kazancı" başlıklı 6. maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu'nun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40/1. maddesinde de, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespit edilmesi için indirim konusu yapılacağı kabul edilmiştir.
Kamu hizmetlerinin finansmanında istikrarın sağlanması bakımından vergilendirme sürecinin belirli bir düzen dahilinde işlemesi ve sonuçlandırılması gerektirmektedir. Bu doğrultuda çeşitli usuller öngörülerek mükelleflerin vergi ilişkisinden doğan hak ve ödevlerini daha dikkatli takip etme zorunluluğu getirilmektedir (AYM., E.2017/24, K.2017/112, 14/6/2017). Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğuna göre, bu kuralın bir gereği olarak yükümlülerin Kurumlar Vergisi Kanunu ile Gelir Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca giderlerini hasılatlarından indirebilme olanağından yararlanabilmeleri için indirim konusu yapılacak işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması gerekmektedir. Başka bir anlatımla, mükelleflerin, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen giderleri gerçekten yapmış olmaları, bir sonraki aşamada da ödenmesi gereken verginin doğruluğunun ortaya konulması zorunludur.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin 2010 yılına ilişkin hesaplarının kurumlar vergisi ile geçici vergi yönünden tetkiki neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporlarında; 2010 hesap döneminde firmanın mal/hizmet aldığı ve Muhammet Karagüzel Vergi Dairesi mükellefi ...Pazarlama Mob. Dek. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. hakkında sahte belge düzenleme yönünden Vergi Tekniği Raporları bulunduğu ve bu mükellef tarafından düzenlenen KDV dahil toplam 77.282,92-TL tutarında faturanın 2010 yılı hesap döneminden yasal defterlerine kaydedildiği ve ilgili dönem KDV beyannamelerine yansıtılarak indirim konusu yapılmış olduğu hususunun tespiti üzerine, söz konusu faturalardan muhteviyatı itibariyle sahte ve yanıltıcı belge olduğu kabul edilen faturalara isabet eden 65.494,00-TL'lik tutarın maliyetlerden çıkarılması suretiyle yeniden oluşturulan gelir tablosuna göre bulunan matrah farkı üzerinden ödenmesi gereken kurumlar vergisinin hesaplandığı, faturaların bilerek kullanıldığı kanaatine varıldığından re'sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ve geçici vergisi tarhiyatlarının yapıldığı görülmüştür.
Davacının fatura aldığı Muhammet Karagüzel Vergi Dairesi mükellefi ...Pazarlama Mobilya Dekorasyon İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; mobilya imalatı (ağaç) faaliyetiyle iştigal etmek üzere 2009 yılında faaliyete başladığı, 08/05/2009 tarihinde yapılan yoklamada, şirketin faaliyet konusunun mobilya ve dekorasyon olduğunun tespit edildiği, 27/05/2009 ve 21/06/2010 tarihlerinde adres değişikliği nedeniyle yeni adresinde yoklama yapıldığı, adresine gönderilen 02/11/2010 tarihli defter belge isteme yazısı 09/11/2010 tarihinde tebliğ edildiği, ama defter belge ibraz edilmediği, 2010/1-3,4-6 dönemlerinde muhtasar beyanname verdiği, kira ödemesine ilişkin beyanda bulunduğu, 2010/1,2,3,4,5,6,7,8,9 dönemleri katma değer vergisi beyannamelerini verdiği, 2010/1-3 dönemi geçici vergi beyannamesini verdiği, şirket ortaklarının … ve … olduğu, 08/04/2009 tarihinde … hisselerini …'a, 14/06/2010 tarihinde … hisselerini …'e devrettiği, Ba ve Bs Analizlerine göre; 2010 yılında 8.844.405 TL tutarında satış, 8.875.666 TL tutarında alış bildirdiği, alışlarının %34'ü sahte fatura düzenlenmesi nedeniyle hakkında rapor bulunan mükelleflerden olduğu, bu mükelleften mal aldığını Ba formuyla bildirenlerin bildirim toplamının; 16.114.446,32 TL olduğu, mükellefin 2010 yılı katma değer vergisi matrah toplamının ise 14.220.103,00 TL olduğu, en son 2010/9 dönemi katma değer vergisi beyannamesini verdiği, daha sonraki dönemleri vermediği, şirkette 14/06/2010 tarihi itibariyle gerçekleşen hisse devrinden sonra katma değer vergisi matrahlarında önemli ölçüde yükselme olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Dava konusu cezalı tarhiyatın dayandırıldığı ilgili yasa kuralları ile yukarıdaki tespitlerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, mükellef kurumun yüksek ciroya sahip olmasına rağmen, mükellefçe düzenlenen fatura tutarlarında ticaret yapabilecek ticari organizasyona ve sermayeye sahip olmadığı, dava konusu döneme ilişkin Ba-Bs verilerinde uyumsuzluk bulunduğu ve karşıt incelemelerdeki beyanlarla birlikte dava konusu dönemlerdeki alımlarının bir kısmı hakkında vergi tekniği raporu bulunan firmalardan yapıldığı ve beyannamelerinin bir kısmının verilmediği göz önüne alındığında, anılan mükellef tarafından davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı anlaşılmakla, davacı adına re'sen tarhiyat yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığından geçici vergi aslı, dava konusu tarhiyata konu matrahın bulunuşunun hukuka uygunluğu araştırılmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 14/01/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.