8. Hukuk Dairesi 2012/6483 E. , 2012/6685 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... müdahil davacı ... ile Hazine Cemilbey Köyü Tüzel Kişiliği, ... ve müşterekleri ve müdahil davalı ...aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ....Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.12.1989 gün ve 237/919 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan Hazine vekili ve müdahil davacı ...vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, müvekkili ve bir kısım davalıların ortak miras bırakanı ..."a ait bulunan taşınmazların mirasçıları bulunan davacı, davalı ... ve ...arasında ... Noterliğince düzenlenen 28.09.1971 tarihli 7526 yevmiye numaralı miras taksim sözleşmesi ile taksim edildiğini, o sözleşmede mevkii ve sınırları belirli 2 parça taşınmazın davalı ...a, 6 parça taşınmazın ise vekil edeni ile miras bırakanın eşi ..."a terk ve tahsis edildiğini, o tarihten bu yana bu biçimde kullanımın süre geldiğini, müvekkilinin taşınmazlarda müştereki bulunan ...l"ın ölümü ile tescili istenen taşınmazlardaki ...a düşen payı, mirasçılar olan davalılardan...Noterliğinde düzenlenen 13.10.1976 gün ve 14518 yevmiye nolu senet ile ve Çorum 2. Noterliğinde düzenlenen 08.02.1977 tarihli 1959 yevmiye numaralı senet ile satın alarak davaya konu taşınmazları tek başına tasarruf etmeye başladığını, nizalı taşınmazların tapusuz olduğunu, davacının eklemeli olarak 40 yılı aşkın süreden beri çekişmesiz ve aralıksız olarak zilyetliğinde bulunduğunu açıklayarak dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği yedi parça taşınmazın tapuda vekil edeni adına tescilini istemiştir.
Müdahil davacı Rukiye Atalay vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazların davacıların miras bırakanı Mustafa"nın babası İshak"tan miras yoluyla intikal ettiğini ve miras hakkı bulunduğunu açıklayarak dava konusu taşınmazların kendi miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi, yöntemine uygun biçimde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmesine karşın, yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacı yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle teknik bilirkişinin krokisinde 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 rakamları ile gösterilen yerler bakımından davanın kabulüne, dava dilekçesinde " a, b, c, d, e ve f " harfleri ile gösterilen ekli krokide 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 rakamları ile belirtilen sırasıyla 26.500 m2, 13440 m2, 12900 m2, 23000 m2, 16000 m2 ve 25360 m2"lik taşınmazların davacı adına tapuya tesciline, dava dilekçesinde "g" harfi ile gösterilen taşınmaz hakkında dava atiye bırakıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine ve müdahil davacı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, eldeki dava 07.07.1977 tarihinde açılmış ve 27.12.1989 tarihinde karara bağlanmıştır. Noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden, uyuşmazlık konusu taşınmazların bulunduğu Cemilbey Köyü"nde kadastro çalışmalarının hükümden sonra 1990 ila 1991 yıllarında başladığı, 05.06.1991 tarihinde tamamlandığı ve dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanakları düzenlenerek, 102 ada 37 ve 38, 145 ada 2, 141 ada 12, 108 ada 24, 155 ada 6, 150 ada 2 (veya 24) sayılı parsellerin numaralarını aldığı ve tutanakların 10.01.1991 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesine göre, “Kadastro müdürü, çalışma alanında işe başlamadan önce mahalli hukuk mahkemelerinde, bu alandaki taşınmaz mallar hakkında görülmekte olan kadastro ile ilgili davalarla, hükme bağlanmış olup da henüz kesinleşmeyen davaların listesini alır ve bunu çalışma alanı ile ilgili tüm tapu, vergi, harita ve diğer belge örnekleri ile birlikte kadastro teknisyenliğine verir.” Davalı Taşınmaz Mal Tutanaklarının Kadastro Mahkemesine Devri Hakkında Yönetmeliğin 7/e-2 fıkrasında da benzer hüküm yer almaktadır. Buna göre; “Kadastro öncesi davalı olduğu halde, dava listesine dahil edilmemesi veya davalı olduğu mahkemelerce bildirildiği halde bu husus gözönünde bulundurulmayarak tespitleri kesinleştirilen taşınmaz mallar bulunduğu takdirde, devredilmişse Tapu Sicil Müdürlüğünce, devredilmemişse Kadastro Müdürlüğünce ilgili parsel ya da parsellerin tapu kütüğü sayfasının beyanlar hanesine, tespitin davalı olması nedeniyle kesinleşmediği yazılarak bu Yönetmeliğin 5 ve 6. maddeleri uyarınca işlem yapılır” denilmiştir.
Kadastro tespitlerinden önce genel mahkemelerde açılan davaların kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğunun, parsellere ait kadastro tutanaklarının zuhulen kesinleştirildiklerinin kabulü gerekir. Dava hala derdest bulunmaktadır. Nitekim, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27/1. maddesi hükmüne göre, “mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mallara ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re’sen devrolunur” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 26/son maddesi hükmüne göre de, “Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlar.” .Tutanakların malik hanesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30. maddesi uyarınca ancak Kadastro Mahkemelerince doldurulur. Bu kapsamda hükmü veren mahkeme, temyiz aşamasında yukarıda açıklanan kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca; görevsiz hale gelmiştir.Görev, kamu düzeni ile ilgili olup karar kesinleşinceye kadar her aşamada kendiliğinden gözetilir. Bu nedenlerle uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli Çorum Kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.
Davalı Hazine ve müdahil davacı Rukiye Atalay vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 2012/6483-6685
440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 03.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.