Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/456
Karar No: 2012/6687
Karar Tarihi: 03.07.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/456 Esas 2012/6687 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, dava konusu taşınmazların ortak miras bırakanlarından babasından intikal ettiğini ancak kadastro sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak tapu kayıtlarının iptali ve kendi adına tescil edilmesini istemiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar vermiştir. 133 ada 158 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı mirasçıları adına Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.12.2009 tarihli mirasçılık belgesindeki payları oranında tapuya tescili kabul edilirken, 155 ada 11 parsel sayılı taşınmaz bakımından açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Temyiz konusu, davalı vekili tarafından istenen duruşma talebinin kabul edilmemesine ve delillerin yetersiz alınmasına dayanmaktadır. Yargıtay, mahkemenin yeterli delil toplayamadığına ve davalı ile ilgili tanıkların dinlenmemesine dikkat çekerek, yerel bilirkişi ve tanıkların yeniden keşif yerinde hazır bulunmalarının sağlanması gerektiğinin altını çizmiştir. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 258, 259, 265, 94 maddelerine ve Anayasa'nın 36. maddesinde yer alan savunma hakkına da vurgu yapılmıştır.
Kullanılan Kanun Maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 258, 259, 265, 94 maddeleri
- Anayasa'nın 36. maddesi
8. Hukuk Dairesi         2012/456 E.  ,  2012/6687 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... mirascıları Murat Baş ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Sinanpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 28.09.2011 gün ve 466/542 sayılı hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de duruşma isteği değerden reddedilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı, dava konusu 133 ada 158 ve 155 ada 11 sayılı parsellerin, davalı ile ortak miras bırakanı babasından miras yoluyla intikal ettiğini, yapılan taksim neticesinde kendisine düştüğü halde, kadastro sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacının yargılama sırasında vefat etmesi üzerine mirasçıları tarafından aynı vekile verilen vekaletname uyarınca mirasçıların davada yer almaları sağlanmış ve davacı mirasçıları vekili dava konusu 155 ada 11 sayılı parsel bakımından davadan feragat ettiklerini açıklamıştır.
    Davalı, taşınmazın davacı ile ortak miras bırakanı babasına ait iken vefatı ile mirasçılarına intikal ettiğini ve taksim neticesinde kendisine kaldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine, ispat edildiği gerekçesiyle 133 ada 158 parsel sayılı parsel bakımından açılan davanın kabulüne, anılan parselin tapu kaydının iptali ile davacı mirasçıları adına Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.12.2009 tarih 2009/270-189 sayılı mirasçılık belgesindeki payları oranında tapuya tesciline, uyuşmazlık konusu 155 ada 11 parsel sayılı taşınmaz bakımından açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmün kabule yönelik bölümü, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, 133 ada 158 sayılı parsele ait kadastro tutanağının ve tapu kaydının incelenmesinde; taşınmazın, 21.03.2006 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 813.77 m2 yüzölçümü ile belgesizden, tarla niteliğiyle davalı adına tespitinin yapıldığı ve tutanağının itirazsız olarak kesinleşmesi ile 04.07.2006 tarihinde tapuya tescil edildiği
    görülmüştür. Dosya içerisinde bulunan nüfus kaydından tarafların ortak miras bırakanı Hasan olan babalarından miras yoluyla intikal ettiği ve mirasçılar arasında taksim yapıldığı tartışmasızdır. Uyuşmazlık, nizalı taşınmazın taksim neticesinde hangi tarafa düştüğü konusunda toplanmaktadır. Dava konusu taşınmaz belgesizden tespit ve tescil edildiğine ve taraflar kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayandığına göre, paylaşımın sözlü ya da yazılı yapılmasının bir önemi bulunmamaktadır. Bu durumda tarafların taksimi yerel bilirkişi ve tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Bu kapsamda da, taraflar tanık deliline dayanmışlardır. Ne var ki, altıncı yargılama oturumunda keşif günü tayin edilmiş, keşfin yapılamaması üzerine onüçüncü yargılama oturumunda tekrar keşif günü belirlenmiş, yerel bilirkişilerinin keşif yerinde hazır edilmeleri için kolluğa müzekkere yazılması denilmiş ancak, tanıkların hangi yolla çağrılıp dinleneceği konusunda herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Keşif ara kararında altıncı yargılama oturumundaki ara karara yollama yapılmış ancak anılan celsedeki keşif ara kararında da tanıkların ne şekilde keşfe çağrılacağı konusunda bir açıklama bulunmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan, davalı yanın delil listesinde tanık olarak bildirdiği Muslı Güngör davalı yanın muvafakatı bulunmaksızın yerel bilirkişi olarak dinlenilmiştir. Yapılan keşifte, davacı tanıklarının ikisi dinlenilmiş, davacı vekili keşifteki imzalı beyanı ile diğer tanıklarının dinlenilmesinden vazgeçtiğini açıklamıştır. Ne var ki, yargılama oturumunda ve keşif sırasında davalı tanıkları dinlenmemiştir. Tanıkların dinlenmesinden vazgeçilmediği sürece ve mahkemece de herhangi bir gerekçe gösterilmeden bildirilen tanıkların dinlenmemesi ya da yöntemine uygun biçimde keşif yerine çağırılmamaları usule aykırıdır. Dosya kapsamına göre de; davalı yana, tanık dinletme talebi konusunda HUMK.nun 163. ( HMK 94.) maddesinde düzenlenen "kesin süre" verilmemiştir.
    Bu kapsamda, mahkemece yapılacak iş; yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258. maddesi hükmü uyarınca yeniden keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmaları, aynı Kanunun 259. maddesi uyarınca ve mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşif yerinde dinlenilerek, taşınmazın tarafların ortak miras bırakanının vefatından sonra yapılan taksimde hangi yana bırakıldığının kendilerinden sorulup belirlenmesi, beyanları arasında aykırılık çıktığı takdirde aynı Kanunun 265.maddesi hükmü gözönünde tutularak çelişkinin giderilmesine çalışılması gerekir. Mahkemece, bu hususa dikkat edilmeden ve davalının bildirmiş olduğu tanıkları dinlenmeden; başka bir anlatımla T.C. Anayasasının 36. maddesi uyarınca davalıya tanınan savunma hakkı kısıtlanarak ya da savunmasını ispat imkanı tanınmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nın Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III- 2. bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve ve aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 78,27 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 03.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi