17. Hukuk Dairesi 2014/13307 E. , 2016/11078 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıya trafik sigortalı aracın davacıların desteği .... idaresindeyken 01/07/2011 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında, destek sürücü ...’in ve araç içinde bulunan destek ...’un vefat ettiğini, müvekkillerinin vefat edenlerin desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak destekten yoksun kalma tazminatının tahsilini talep etmiş, 27/01/2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; toplam 182.868,7 TL"nin olay tarihi olan 01/07/2011 tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar işletilecek reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, sigortalının kusuru ve poliçe limitiyle sorumlu olduğunu, kendi kusuru ile kazaya sebebiyet veren ve söz konusu kaza sonucu vefat eden davacıların murisi sürücü ...."un kendi vefatından sorumlu tutulamayacağı gerçeği ve davacıların haksız fiilden direkt zarar gören kişiler olmayıp yansıma yoluyla uğradıkları zararı talep eden kişi olarak haksız fiilin asıl muhatabı olan müveteveffanın kusurundan yararlanmalarının hukuk kaideleri ile bağdaşmayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davanın kabulü ile; davacılardan ... için; bu davacının ölen eşi ...."dan dolayı 122.649,47 TL ölen çocuğu ..."dan dolayı 24.719,76 TL, ölen çocuğu ...."dan dolayı 22.727,64 TL olmak üzere bu davacı için toplam 170.096,87 TL ve davacı ... için ise; ölen babası .... için olmak üzere 12.771,83 TL tazminatının olmak üzere toplam 182.868,70 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili 29.01.2014 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile destek payının hatalı hesaplandığını, taleplerine rağmen muris ...’in anne ve babasının destek payı olup olmadığının araştırılmadığını, diğer dava etmeyenlere ayrılması gereken pay ayrılmadan davacılara tamamen pay verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, bu konu üzerinde durulup bu hususta ek rapor alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile davalı yararına hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 01/12/2016 gününde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle uğranılan zararın işletenin ZMSS şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Davalı ... şirketi kusursuz sorumlu olan işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenmiştir. Kusursuz sorumluluk hallerinde de tazminat tayin edilirken aksi belirtilmedikçe Borçlar Kanunu"nun kusura dayanan sorumluluk (TBK 49-76. md.) hükümleri uygulanır. Bu nedenle tazminatta indirime sebep olabilen TBK 51-52.maddeleri kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebi olabilecektir. Nitekim KTK"nın 86/2 maddesinde de işletenin sorumluluğuna bağlı olarak tazminat taktir edilirken zarar görenin kusurunun indirim sebebi olarak nazara alınacağı hükme bağlanmıştır. Destek tazminatı, destek olan adına ileri sürülen bir talep olmayıp bağımsız bir talep ise de bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan daha farklı bir hukuki durum yaratılamayacağından desteğin fiil ve davranışları, TBK 51 ve 52.maddeleri gereğince destek görenlerin tazminat talepleri bakımından gözönünde bulundurulmalıdır. Zarar gören destek, kendisi tazminat talep etme imkanına sahip olsaydı kusur sebebiyle tazminatta indirim yapılacak idiyse, destek görenler lehine takdir edilecek tazminatta da indirim yapılmalıdır. Nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri de etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansır. Müterafik kusurun nazara alınmasının, destek tazminatının miras hukukundan bağımsız olmasına dayandırılması doğru olmamaktadır. Zira destek, kendi kusurlu hareketi ile ölümüne sebebiyet vermiş ise bu eylem hukuka aykırı olmadığı gibi teknik anlamda kusurda sayılmadığından ölümünden sorumlu tutulamayacak desteğin, destek olduğu kişilere karşı sorumluluğunun devam ettirilmesi anlamına gelir. Bu da destek görenlerin, mirasçılara karşı da bu talep hakkını yöneltmelerine imkan vermek gibi bir sonuca gider.
Bu nedenlerle ister bizzat mağdur, isterse ölümü halinde diğer hak sahipleri bu haksız fiilden dolayı tazminat talep ettiklerinde, tazminat miktarının belirlenmesinde mağdurun (desteğin) müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiği kanaatinde olduğumdan Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.