4. Hukuk Dairesi 2018/3230 E. , 2019/1334 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 31/05/2013 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/02/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin avukat olduğunu, davalının bina yönetimi aidatlarını yaklaşık iki yıldır ödememesi sebebiyle bina yöneticiliği tarafından vekil tayin edildiğini, kat malikleri toplantısı sırasında davalının, müvekkilinin gıyabında küçük düşürücü ifadeler kullandığını ve kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek, uğranılan manevi zararın tazminini isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, müvekkilinin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir söz ya da eylemi bulunmadığını, davacıyı tanımadığını, aralarında herhangi bir husumette bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 8.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, kararın davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 25/04/2016 gün ve 2015/6477 esas, 2016/5548 karar sayılı ilamıyla, olayın gelişim şekli, sarf edilen sözler ve tazminat hukukuna hakim ilkeler nazara alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu gerekçesiyle daha alt düzeyde tazminata hükmedilmek üzere karar bozulmuştur. Bozma sonrasında, yerel mahkeme tazminat miktarının olayın oluşuna uygun bir tutar olduğu gerekçesiyle direnme kararı vermiş ve direnme kararının temyizi üzerine de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01/11/2017 gün, 2017/4-2600 esas ve 2017/1241 karar sayılı ilamıyla özel daire kararının yerinde olduğu belirtilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı sonrasında yerel mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 6.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 31.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 56. maddesi (Mülga 818 sayılı BK m.47) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu
olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; mahkemece her ne kadar bozmaya uyulmuş ise de; bozmanın gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Dairemiz ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamlarında, davacının bulunmadığı ancak birçok kat malikinin katıldığı 15.08.2012 tarihli Kat Malikleri Kurulu toplantısında davalı kat maliki tarafından sarfedilen sözlerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eylem olduğu hususu kabul edilmiş ise de olayın gelişim şekli, sarf edilen sözler, olay tarihi, yukarıdaki ilkeler ve tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında ve Dairemiz bozma kararı ve HGK’nun direnme üzerine verdiği bozma kararı gerekçelerine göre, hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Şu durumda daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.