
Esas No: 2013/2969
Karar No: 2013/4106
Karar Tarihi: 21.2.2013
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/2969 Esas 2013/4106 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile aralarında kredi kartı sözleşmesi imzalandığını, davalının bu kredi kartından kaynaklanan borcunu ödemediğini, hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının borca, uygulanan faize ve talep edilen faiz oranına itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı, davalının temyizine cevap dilekçesi ile hükmü temyiz etmiş olup, davalının temyiz dilekçesi davacıya 25.5.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, katılma yoluyla temyiz dilekçesi ise 5.6.2012 tarihinde verilmiştir. HUMK.nun 433/2 maddesi uyarınca 10 günlük süre geçtikten sonra verilen davacının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının yerinde olmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Dava, kredi kartı borcundan dolayı yürütülen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalıya ait kredi kartından internet üzerinden alışveriş yapıldığını,
borcun ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise, harcamayı kendisinin yapmadığını, kötüniyetli üçüncü kişilerce kredi kartı bilgilerinin elde edilmesi ile bu kişilerin harcamayı gerçekleştirdiğini, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, karttaki harcama ile ilgili olarak davacı tarafından arandığını, onay vermediğini, sonrasında da şubesini arayarak bilgisi olmadan yapılan işlemin iptalini istediğini, borçtan sorumlu tutulamayacağını savunmuştur. Yapılan bilirkişi incelemesi ile davalı ile banka arasındaki görüşme kayıtları incelenmiş, harcamanın onaylanmaması halinde bir, onaylanması halinde iki tuşuna basılmasının istendiği tespit edilmiş, ancak bilirkişi tarafından davalının bire bastığı ve bu şekilde onay vermediği bildirilmiştir. Mahkemece de bilirkişi raporuna dayanılarak davalının işleme onay verdiği kabul edilip harcamadan sorumlu olduğu benimsenmiş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporu onay verme tuşuna basılıp basılmadığı konusunda belirsiz olup, davalı kart sahibinin ancak harcamaya onay vermesi halinde sorumluluğunun doğabileceği gerçeği karşısında, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Bu durum usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz dilekçesinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE; üçüncü bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 135.00 TL temyiz harcın istek halinde davalıya ve yine peşin alınan 24.30 TL temyiz harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.