11. Ceza Dairesi 2019/11269 E. , 2020/2879 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, değişen suç vasfına göre resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet
A) Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik Cumhuriyet Savcısının temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanık hakkında, kardeşi mağdur ... adına kendi fotoğrafını kullanmak suretiyle, Bünyan İlçe Emniyet Müdürlüğünden çıkartmış olduğu sürücü belgesini banka hesabı açtırırken kullandığı iddiasıyla resmi belgede sahtecilik suçundan yürütülen soruşturma sırasında sürücü belgesi çıkartılması eylemi ile ilgili olarak Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17/07/2014 tarihli, 2014/24772 soruşturma sayılı dosyası ile tefrik ve yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Bünyan Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği, Bünyan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 20/08/2014 tarih ve 2014/571 soruşturma sayılı iddianamesi ile sanık hakkında Bünyan Asliye Ceza Mahkemesinde resmi belgede sahtecilik suçundan dava açıldığı ve mahkumiyet kararı verildiği, dosyanın Dairemizde temyiz incelemesinde olduğu ve yapılan temyiz incelemesinde her iki dava dosyasının birlikte incelenerek değerlendirilmesi gerekçesi ile Bozulduğu ayrıca ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.02.2012 gün, 2012/1445-2013/54 ve 24.09.2013 gün, 2012/1506-2013/391 sayılı ve benzer kararlarında açıklandığı üzere; TCK"nin 204/1 maddesinde düzenlenen Resmi belgede sahtecilik suçu seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmış olup birinci seçimlik hareket, resmi belgeyi sahte olarak düzenlemek, ikinci seçimlik hareket, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek, üçüncü seçimlik hareket ise, sahte resmi belgeyi bilerek kullanmak olarak düzenlenmiştir. Kullanılan sahte belgenin kişinin kendisi veya başkası tarafından düzenlenmiş olmasının bir önemi yoktur. Kullanma mütemadi suç şeklinde de gerçekleşebilir. Bu seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle suç tamamlanacaktır. 5237 sayılı TCK"nin 43. maddesinin uygulanabilmesi için ise “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" zorunlu olup sahte resmi belgeyi düzenleyen ve kullanan kişinin aynı kişi olması durumunda ve sahte belgenin düzenlenip zaman içerisinde kullanılması eyleminde hukuki kesinti oluşmadığı müddetçe birden fazla sahtecilik suçu değil, tek bir sahtecilik suçu oluşacaktır. Bu açıklama ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın suça konu sahte sürücü belgesini hukuki kesinti oluşmaksızın 22/04/2010 tarihinde düzenleterek 28.04.2014 tarihine kadar kullanmaktan ibaret eyleminin, tek bir sahtecilik suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, dosyanın Bünyan Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/214 esas ve 2014/433 karar sayılı dosyası ile birleştirilerek her iki dava dosyasının birlikte değerlendirilerek sahte sağlık raporu alınarak sürücü belgesinin çıkartılarak kullanılmış olması nedeniyle zincirleme şekilde tek resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerekirken, seçimlik hareketler olan düzenleme ve kullanma eylemlerinin ayrılarak kullanma eylemi için ayrıca hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısının temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
B) Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik Cumhuriyet Savcısı ve sanığın temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1- Sanık hakkında, kardeşi ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini kullanarak, Denizbank Sahabiye Şubesinde Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi imzalayıp vadesiz mevduat hesabı açtırdığı ve kullandığı, bu suretle özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia olunan olayda, Mahkemece değişen suç vasfına göre resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu olarak kabul edilmiş ise de; sanığın sahte sürücü belgesi ile mağdur adına hesap açtırması eyleminin, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun "kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eki belgelerde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler" şeklinde düzenlenen 37/2. maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan hüküm kurulması yasaya aykırı,
2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısının ve sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 09/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.