17. Hukuk Dairesi 2014/14700 E. , 2016/11648 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araçların karıştığı kazada, davalı ... kullandığı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacıların kızı/kardeşi ... öldüğünü, davacı annenin ölenin desteğinden yoksun kaldığını, aylık 750,00 TL. maaşla yaptığı bakıcılık işini 1,5 yıl boyunca yapamayıp zarara uğradığını, davacıların manevi olarak zarar gördüklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, davacı ... için 10.000,00 TL. maddi tazminat ile her bir davacı için 100.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 09.09.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 19.584,00 TL"ye yükseltmiştir.
Daval...vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kazada davalı sürücünün kusurunun olmadığını, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekili, poliçe limitiyle sınırlı olarak ve sigortalılarının kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davadan önce davacı anneye 1.793,43 TL. destek tazminatı ödediklerini ve poliçeden doğan sorumluluklarının son bulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Ltd. Şti. ve ... vekili, davalı sürücünün kazada kusuru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalılar .... Ltd. Şti. hakkında açılan davanın reddine; diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulü ile davacı ...için 11.032,80 TL. maddi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı... Sigorta"dan müteselsilen tahsiline; davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı ... için 80.000,00 TL. ve .... için 40.000,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ve İbrahim"den müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, ayrıca KTK"nun 109/2. maddesi gereği, ceza zamanaşımının geçerli olması nedeniyle, davada zamanaşımının bulunmamasına, davacı annenin kazada ölen kızının desteğinden yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep etme hakkının bulunmasına ve bu hususun kabulünde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin (4 ve 5 nolu), davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin (2 nolu), davalı .... vekilinin aşağıdaki bentlerin (2 ve 3 nolu) kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacılar murisinin ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle, murisin annesi/kardeşi olan davacılar için manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi (818 sayılı BK"nun 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata
benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların kızı/kardeşi olan murislerinin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla hükmedilecek tazminatın; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, tazminat yükümlüsü olan davalılar için fakirleştirici ve davacılar için zenginleştirici miktarda olmaması gerektiği gözetilerek; daha düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken; somut olayla bağdaşmayan yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş, kararın ... ve .... lehine bozulması gerekmiştir.
3-Davacı taraf, davacı anne ..."nin desteğin ölümü nedeniyle duyduğu üzüntünün etkisiyle, bakıcılık işini yapamadığı ve kazanç kaybına uğradığı gerekçesiyle, bu yöne ilişkin maddi zararın da tazminini talep etmiş; mahkeme tarafından, davacının 3 aylık çalışamama süresi makul kabul edilerek, kazanç kaybı yönünden de davalılar aleyhine tazminata karar verilmiştir. Mahkeme tarafından bu hususta hüküm tesis edilirken, bilirkişi tarafından esas alınan 2 yıllık sürenin yüksek olduğu belirtildikten sonra, 3 aylık sürenin bu talep yönünden uygun olduğu kabul edilmiş ve davacı annenin üzülüp çalışamamasından doğan bakiye zararının, manevi tazminatın takdirinde dikkate alındığı ifade olunmuştur.
Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nun 45. maddesinde (6098 sayılı TBK"nun 53. md.); ölüm halinde, geride kalanların talep edebilecekleri zarar türleri sayılmış olup, ölüm nedeniyle uğranılan manevi zararın sonucu olarak oluşacak dolaylı maddi zararlara, tazmini gereken zararlar arasında yer verilmemiştir. Mahkemenin, gerekçesinde
de belirtildiği üzere, bu tarz zararların en fazla manevi tazminatın takdirinde dikkate alınabileceği gözetilerek; davacı ..."nin kazanç kaybına ilişkin maddi tazminat talebinin tamamen reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı biçimde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu yönden davalı .... lehine bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4-Davacı ... için talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı konusunda yapılan hesaplamayı içeren ve hükme esas alınan 25.02.2013 tarihli raporda, destek ..."nin gelirinin asgari ücret olarak kabul edilip hesaplama yapıldığı görülmektedir. Davacı taraf, desteğin üniversite öğrencisi olduğunu iddia etmiş, bu hususta desteğin .... Üniversitesi tarafından verilen öğrenci kimlik kartının örneğini sunmuştur. Desteğin üniversite mezunu olması halinde, asgari ücretin üzerinde gelir elde edeceği açık olduğuna göre, mahkeme tarafından, desteğin öğrenim durumu ve elde edebileceği gelir konusunda yaptığı araştırma yetersizdir.
Bu durumda mahkemece, desteğin üniversite öğrencisi olduğu bildirildiğine göre, okuduğu ilgili üniversiteden öğrenim bilgilerinin istenilmesi, öğrenci olduğunun tespit edilmesi halinde, mezun olduğunda mesleğine göre elde edebileceği gelirin saptanması için emsal gelir araştırması yapılması, ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, emsal gelirinin ne kadar olacağı gibi hususların sorulması, bu tespitlerden sonra desteğin belirlenen geliri üzerinden maddi tazminat hesaplaması yaptırılması gerekirken, asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceği varsayımına dayanan bilirkişi raporuna göre, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
5-Mahkeme tarafından, desteğin, davalı ..."nin sürücüsü olduğu araç içerisinde yolcu olarak ücretsiz taşındığı gerekçesiyle, davacılar lehine hükmolunan tazminatlardan % 20 oranında hatır taşıması indirimi yapıldığı görülmektedir.
Hatır taşımaları, bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK"nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından sözedebilmek için, ölenin
karşılıksız taşınmış olması ve taşımanın taşınanın yararına olması gerekir.Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde, taşımanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşımada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından sözedilemeyecektir.
Somut olayda mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan % 20 oranında bir indirim yapılmış ise de, desteğin, nişanlısı olan davalı ..."in sevk ve idaresindeki araçta bulunduğu sırada öldüğü gözönüne alındığında, ahlaki görevin ifası niteliğinde olan sözkonusu taşımanın hatır taşıması olarak değerlendirilemeyeceği açıktır. Bu itibarla, ifade olunan hususlar dikkate alınarak, olayda hatır taşıması söz konusu olmadığından, 818 sayılı BK"nun 43. maddesi gereğince tazminattan hatır taşıması nedeniyle indirim yapılmaması gerekirken, hatalı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı ... vekili ve .... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; davacılar vekili ile davalı ... vekili ve .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... ve .... yararına; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... yararına; (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar yararına BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar ... ve ...."e geri verilmesine 19/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.