10. Hukuk Dairesi 2016/5450 E. , 2016/9358 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili ile davalı ... .vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin tüm, davacı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26. maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, mahkemenin, dava tarihindeki mevzuat ve içtihatlara uygun olarak açılan davada, anılan iptal hükmü nedeniyle oluşan hukuksal durum gereğince değerlendirme yapmasında ve 506 sayılı Yasanın 10. maddesi çerçevesinde davalı işverenin sorumluluğuna hükmedilen tutarda bir isabetsizlik yok ise de; Hukuk Genel Kurulu’nun 07.05.2008 tarih 2008/10-363 Esas, 2008/366 Karar sayılı kararında da belirtildiği şekilde, gelirlerde meydana gelen artışın ayrı bir olgu niteliğinde bulunduğu, önceki rücu davasında ilk peşin sermaye değerli gelirle birlikte artışlara da hükmedilmesinin, ilk davada hüküm altına alınmayan kusur farkı nedeniyle kesin hüküm engeli oluşturmayacağı, ilk rücu davasında hükmolunan gelir artışlarının, kusur farkından kaynaklanan eldeki davada hükmolunacak rücu tazminatından mahsup edilmesine olanak bulunmadığı gözetilerek, sigortalıya yapılan yardımların ilk peşin sermaye değerinin bakiye kusura isabet eden kısmı hesaplanarak, ilk davada hüküm altına alınmayan bölümünün kabulünün gerekeceği unutulmamalıdır. Hal
böyle olunca davacı Kurum’un rücu alacağı, ilk peşin değerli geliri oluşturan 21.706,29 TL.’nin, anılan Yasa’nın 26. maddesine göre, davalıların %75 kusuruna isabet eden 16.279,72 TL ve davalı işverenin ise %12.5 kusuruna isabet eden 2713,29 TL. ile sınırlı olup, ilk rücu davasında talep edilen %20 kusur karşılığına hükmedilmesi karşısında, davacı Kurum lehine davalılar yönünden bakiye %55 kusur karşılığı gelirler yönünden 11.938,46 TL.’ye, davalı işveren yönünden %12,5 kusur karşılığı 2713,29 TL.’ye hüküm kurulması gerekirken, ilk rücu davasında hükmolunan gelir artışlarının, kusur farkından kaynaklanan eldeki davada hükmolunacak rücu tazminatından mahsup edilerek, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkranın 1. Bendinin silinerek, yerine “1-11.938,46 TL ilk peşin sermaye değerli gelirin onay tarihi olan 31.10.2001 tarihinden 37.97 TL. cenaze giderinin ödeme tarihinden dava tarihine kadar işleyen 14.714,12 TL. yasal faizi ile birlikte toplam 26.690,55 TL alacağın asıl alacak tutarı üzerinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, 2. bendin silinerek yerine “2-2713,29 TL ilk peşin sermaye değerli gelirin onay tarihi olan 31.10.2001 tarihinden 8,63 TL. cenaze giderinin ödeme tarihinden dava tarihine kadar işleyen 3345,59 TL. yasal faizi ile birlikte toplam 6067,51 TL. alacağın asıl alacak tutarları üzerinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı ...’den alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, 3. Bendin silinerek yerine “3-Hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 3206,56 TL. vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, “728,10” TL. vekalet ücretinin davalı ...’den alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, 5. Bendin silinerek yerine “5-1825,28 TL. nisbi karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen, “414,80” TL. nisbi karar ve ilam harcının davalı ...’den alınarak hazineye gelir kaydına,” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan ..."nden alınmasına, 06.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.