17. Hukuk Dairesi 2014/9975 E. , 2016/11755 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu araçta yolcu olarak bulunan murisin tek taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiğini, kazadan birkaç gün önce bir otelde güvenlik görevlisi olarak işe başladığını, kaza günü de otelin kaynaşma yemeğinden döndüklerini, muris kazadan birkaç gün önce işe başlasa da sigortasının başlatılmadığını, murisin ölmeden kardeşlerine 1.000-1.200 TL arası maaş alacağını söylediğini, murisin annesi ..."nin destekten yoksun kaldığını, müvekkillerinin elem çektiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... için 14.000 TL, davacı ... için 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ... için 20.000 TL manevi, davacı ... için 15.000 TL manevi, davacı ... için 12.500 TL, davacı ... için 12.500 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı ..."dan tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle taleplerini davacı ... için 34.605,37 TL"ye, davacı ... için 132.710,88 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, müvekkilinin müteveffanın nişanlısına destekten yoksun kalma tazminatı ödeme zorunluluğu bulunmadığını, manevi tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., olayda üzüntü duyan tek kişinin anne ... olduğunu, kardeşler ..."ın murise olan ilgisizliklerini maddiyata çevirme gayreti içinde olduğunu, nişanlı .... maddi durumunun iyi olduğunu, davacı tarafla yargılama giderleri ve avukatlık ücreti dahil 30.000,00-TL"ye anlaştıklarını ancak daha sonra bu miktarı manevi tazminat olarak istediklerini, maddi tazminat davası açacaklarını söylediklerinden anlaşamadıklarını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ..."in maddi tazminat talebinin kabulü ile 34.605,37-TL"nin 13.04.2011 tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı ..."in maddi tazminat talebinin kabulü ile 132.710,88-TL"nin 13.04.2011 tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı ... için 8.000,00-TL davacı ... için 5.000,00-TL ... ve ... için 2.000,00"er TL, toplam 17.000,00-TL"nin 13.04.2011 tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın (aşağıda (2) nolu bentte belirtilen husus dışında) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ...Ş. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, Borçlar Kanunu"nun 45. maddesi (6098 sayılı BK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK."nun 45/2. maddesine (6098 sayılı TBK. md. 53/1-3) dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için
öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa, ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde, destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Somut olayda davacılardan ... murisin nişanlısı olup kaza tarihinde 26 yaşındadır. Davacı tanıklarının beyanlarına göre davacı ..., muris ölmeden önce kendi ailesiyle birlikte yaşamakta, ihtiyaçlarını kendi ailesi karşılamakta, kendisi de bir markette tezgahtar olarak çalışıp aylık 800 TL civarında ücret almakta ve murisin, nişanlısı ....’ye düzenli ve eylemli maddi anlamda bir katkısı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece somut olayda ölen ile davacı nişanlısı arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı bulunmadığından davacı ... yönünden destekten yoksun kalma tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı ...Ş. lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...ne geri verilmesine 20/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.