
Esas No: 2014/17048
Karar No: 2015/15145
Karar Tarihi: 08.12.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/17048 Esas 2015/15145 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 122 ada 5 parsel sayılı 49.985,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak niteliği ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Mahkemece verilen önceki karar Yargıtay"ca "3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. madesi uyarınca keşif giderlerinin yatırılması için verilen kesin sürenin usulüne uygun olmadığı açıklanarak davacı tarafa makul süre verilip masraf yatırıldığında keşif icra edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kesin süre nedeniyle reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin yerine getirilmesi zaruridir. Mahkemece, 13.05.2014 tarihli duruşmada verilen kesin süre içerisinde davacının keşif için gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığından bahisle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Mahkemece daha önce de keşif kararları verildiği, bu kararlar uyarınca davacı tarafça keşif ücretleri yatırıldığı ancak keşif günlerinde davacı tarafın kusuru olmayan sebeplerle keşfin yapılamadığına dair tutanaklar tutulduğu, artan keşif giderleri gerekçe gösterilerek yeniden keşif gideri istenmesi adil yargılanma ve devlete güven ilkeleriyle bağdaşmaz. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. maddesinde; taraflardan her birinin dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılamak zorunda olduğu, davacının hakim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı, bu Kanun gereğince re"sen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderlerin, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanacağı hükmü düzenlenmiştir. Hal böyle olunca; davacının, kararlaştırılan keşiflerin yapılamamasında atfedilebilecek bir kusuru bulunmamasına göre, 13.05.2014 tarihli duruşma ara kararıyla hüküm altına alınan keşif giderlerinden eksik olan kısmın 3402 sayılı Kanun"un 36/1. maddesi uyarınca gerektiğinde ileride haksız çıkan taraftan alınmak üzere ilgili ödenekten karşılanmak üzere keşif ara kararı verilmesi gerekirken, keşif gideri eksik kaldığından bahisle yeniden keşif ücreti istenilmesi isabetsiz olduğu gibi davacı tarafın 8 kişilik tanık listesi bildirmesine rağmen mahkemece kesin süre içeren zabıtta nedeni açıklanmadan 6 tanık için masraf istenmesi, mahkemece davacının oturduğu köy ile taşınmazın bulunduğu köy arasında ihtilaflar bulunduğu bu nedenle iki köyden de bilirkişi dinlenmesi gerektiği gerekçede belirtilmesine rağmen kesin süre ihtaratında belirtilen altı yerel bilirkişinin hangi köy ya da köylerden dinleneceği açıklanmaması dahi isabetsiz olup davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.