19. Ceza Dairesi 2015/1948 E. , 2015/1997 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanığın suçlamayı kabul etmeyerek şirketin müdürü olduğunu, ancak, işlerle fiilen diğer ortak olan eşinin ilgilendiğini beyan etmesi, tanık olarak dinlenen sanığın eşi ve şirket ortağı Hasan Ünal"ın da sanığın beyanını doğrulayarak şirketin bütün işlemlerini kendisinin takip ettiğini, sanığın bir kusurunun bulunmadığını ifade etmesi karşısında, cezaların şahsiliği ilkesi gereğince sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
2- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK"nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmemek suçunda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında, adli sicil kaydı bulunmayan ve hükmün verildiği ilk oturuma katılıp kişilik özellikleri ile ilgili herhangi bir olumsuz durumu dosyaya yansımayan sanık hakkında şikayetçi kurum zararını gidermediği, pişmanlığının olmaması ve suç işleme konusundaki eğilimi ile yargılamada edinilen kanaate göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde yeniden suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluşmadığından bahisle TCK"nın 51. ve 231. madde hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmiş ise de, bu kanaatin dayandığı olguların somut olarak neler olduğu hükümde belirtilmeksizin temyiz denetimine imkan tanımayan ve yeterli olmayan gerekçeyle hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.