8. Hukuk Dairesi 2012/201 E. , 2012/7500 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29.03.2011 gün ve 136/74 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde; kayıt maliki ...’nin dava konusu 160 ada 19 sayılı parselde 31/576, 208 ada 92 parsel sayılı taşınmazda ise, 2/16 pay sahibi olduğunu, diğer payların vekil edenine ait bulunduğunu, kayıt maliki görünen ...’nin tapu kaydında kim olduğu anlaşılamadığını, böyle bir kişinin varlığının dahi bilinmediğini, bu nedenle ...’nin payına ilişkin tapu kayıtlarının hukuki kıymetini yitirdiğini, diğer pay sahibi ... den vekiledeni tarafından payların satın alındığını ve ...’dan satın alındığı 1978 yılından itibaren vekiledeninin ...’ye ait paylar üzerinde aralıksız, çekişmesiz malik sıfatıyla yirmi yıllık zilyetliğinin bulunduğunu belirterek ...’ye ait paylar bakımından tapu kayıtlarının iptali ile vekiledeni adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, dava konusu taşınmazın büyük bir ihtimalle kaçak ve yitik kişilerden kalmış olabileceği, Hazine’nin yanılgı sonucu ...olarak yazılma ihtimalinin bulunduğu, bu tür taşınmazların zilyetlik ile edinilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı kayıt maliki ...bakımından yapılan adres araştırmasından açık adresinin saptanamaması sonucu dava dilekçesinin ve daha sonra verilen hükmün gazete ile ilanen tebliğ yoluna gidildiği ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlandığı belirlenmiştir.
Mahkemece, “… kazanmayı sağlayan zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı açısından ...’nin payı üzerinde gerçekleştiğini, ...’nin maliki tapu kütüğünde kim olduğu anlaşılamayan kişi bulunması gerekçe gösterilmek suretiyle TMK.nun 713. maddesi gereğince her iki pay bakımından davanın kabulüne karar verilmesi" üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK.nun 713/1. fıkrasında açıklanan "maliki tapu kütüğünde anlaşılamayan hukuki sebebine dayalı olarak tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdikleri gerekçesiyle
TMK.nun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, ...’nin tapu kütüğünde kim olduğu anlaşılamayan kişi olduğu görüşünden hareketle ...’ye ait payların hukuki değerini yitirdiği görüşü ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu 160 ada 19 sayılı parsel, 16.03.1977 tarihinde 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu hükümleri uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında Temmuz 942 tarih 151 , aynı biçimde 208 ada 92 parsel sayılı taşınmazda, 04.07.1977 tarihinde Temmuz 1942 tarih 143 sıra nolu tapu kayıtları uygulanmak suretiyle sırasıyla 31/576 ve 2/16 payların davalı ...adına tespit ve tescil edildiği belirlenmiştir. Kadastro beyannamelerinin kesinleşmesiyle ...adına tapu kayıtları oluşmuştur. Her iki kadastro beyannamesinin edinme sebebi bölümünde ve tutanağın malik hanesinde ...’nin isminin geçtiği saptanmıştır. Revizyon gören geldisi Kanuni sani 931 tarih 22 ve 25 gittisi Temmuz 942 tarih 143 ve 151 sıra nolu tapu kayıtlarının iktisap bölümünde ...’nin isminin açıkça yazılı bulunduğu diğer gerçek şahıslarla birlikte gösterildiği, dosya arasında bulunan ve sicilin oluşmasına esas alınan "Tapu Muamelatına Mahsus İlmuhaber" ve eki belgelerde ...’nin ... kızı olduğunun açıklandığı saptanmıştır. Belirlenen bu durum karşısında ...’nin maliki tapu kütüğünde kim olduğu anlaşılamayan kişi olarak nitelendirilmesi ve buna ait tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdiğinin kabulü olanağı bulunmamaktadır. Tapu kütüğünde maliki kim olduğu anlaşılamayan ibaresi ile tamamen mevcut olmayan hayali bir kişinin isminin yazılı bulunması, tapuya esas alınan kayıt ve belgelerde ismine rastlanılmaması, açık olmaması veya müphem bulunması hallerinde ancak söz konusu olabilir. Kadastro beyannamelerine esas alınan tapu kayıtlarına ve sicile esas teşkil eden belgelerde ...’nin kim olduğunun açıkça anlaşıldığı baba isminin ... olduğu dosya kapsamı ile sabit bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemenin gerekçesi dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.
Öte yandan, tapu iptali ve tescil davalarında kural olarak dava kayıt malikine kayıt maliki ölmüş ise, saptanacak mirasçılarına yöneltilerek açılır. TMK.nun 713/2 fıkrasına dayalı olarak açılan davaların kayıt malikine kayyım atanmak suretiyle davanın açılması ve yürütülmesi mümkün değildir. Yine kural olarak kayıt malikinin sağ olup olmadığı sağ değil ise veraset belgesinin alınması için davacı tarafa süre verilmesi ve alınacak veraset belgesine göre taraf teşkilinin sağlanması, bu tür davalarda zorunludur. Mahkemece, bu yolun takip edilmediği sadece dava dilekçesiyle, kararın ilanen kayıt malikine tebliği ile yetinilmiş ve taraf teşkilinin bu şekilde sağlandığı anlaşılmıştır. Belirtilen gerekçe göz önünde tutulduğunda mahkemece yapılan bu yöndeki hataya değinilmekle yetinilmiştir. Kayıt malikinin kim olduğu dosya kapsamından anlaşıldığından davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 17.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.