Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4114
Karar No: 2012/7501
Karar Tarihi: 17.09.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/4114 Esas 2012/7501 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/4114 E.  ,  2012/7501 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı

    ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair .... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 14.01.2010 gün ve 266/12 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Oral vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen 232 ada 40 parselde kayıtlı arsa ve arsaya müteahhitle anlaşmak suretiyle yaptırılan binadan alınan 4 daire, 1 dükkan, 190 ada 11 parselde kayıtlı 4. katta bulunan daire ve 540 ada 5 parselde kayıtlı taşınmazlara vekil edeninin gerek çalışarak gerekse nitelik ve adetlerini bildirdiği altınlarını vermek suretiyle katkıda bulunduğunu açıklayarak, bu katkısının karşılığı olarak 67.500 TL"nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, boşanmadan evvel aralarında mal paylaşımını yaptıklarını, 232 ada 40 parselde kayıtlı arsa üzerine yaptırılan ancak kat mülkiyeti henüz kurulmamış olan binadan zemin kattaki bir dairenin davacının isteği ile ortak çocukları adına tescil edildiğini, orta kattaki bir dairenin kendisine bırakıldığını, 3. kattaki daire ile zeminde bulunan dükkanın ise ortak kızlarının düğün harcamalarını karşılamak amacıyla satıldığını, 540 ada 5 parseldeki taşınmazın da davacının izni ve bilgisi ile satıldığını, bedelinin ortak çocuklarının eğitim masrafları ile aile içi harcamalara gittiğini, kaldı ki davacının ev hanımı olup evlilik süresince çalışmadığını, katkısının da bulunmadığını, 232 ada 40 parselde kayıtlı arsanın alımı sırasında altın bozdurulduğunu ancak bu altınların düğünleri sırasında takılan altınlar olmayıp, yurt dışında çalışması sırasında tasarruf amaçlı gönderilen paralar ile alınmış olan altınlar olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının gerek altınlarını vermek suretiyle gerekse çalışarak taşınmazların edinilmesine katkısını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. Taraflar 24.10.1986 tarihinde evlenmişler, 28.6.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve 28.06.2006 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında; evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre 1.1.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 28.6.2006 tarihine kadar ise yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TKM.202, 4722 s.K.m.10) Boşanma davasının açıldığı 28.6.2006 tarihinde eşler arasındaki mal rejimi sona ermiştir.
    Davacı, dava dilekçesindeki açıklamaları, yargılama oturumlarına geçen beyanları, temyiz dilekçesinin kapsamına göre, emekleri ve aile içi birikimleri ile katkı sağlayarak 190 ada 11 ve 540 ada 5 parseldeki taşınmazları edindiklerini, dava konusu 232 ada 40 parsel sayılı taşınmazın arsa niteliği ile satın alınması sırasında ise kendisine düğününde takılan 20 adet bileziğin, bir adet beşibiryerde ve 2 metre kordonunun satılmış olduğunu, ardından 10.10.1996 tarihinde Ünye 2. Noterliğince düzenlenen Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile müteahhitle anlaşma yapılmak suretiyle inşa edilen binadan 4 daire ve bir dükkanın kendilerine verilmesi konusunda anlaştıklarını, inşaatın tamamlandığını ancak kat mülkiyetine geçilmediğini, taşınmazın halen arsa vasfı ile davalı adına kayıtlı bulunduğunu ileri sürerek katkı payı isteğinde bulunmuş, davalı ise, dava konusu taşınmazları yurt dışında çalışarak edindiğini, 40 parselde kayıtlı arsanın alımı sırasında bozdurulan altınların düğün sırasında takılan altınlar olmayıp, yurt dışından gönderdiği paralarla alınan yatırım amaçlı altınlar olduğunu, davacının kişisel malı niteliğinde bulunmadığını, miktarı iddia edilenden daha az olan ve davacıya ait altınların evlilik birliği içerisinde aile içi masraflar için zaman zaman bozdurularak harcandığını savunmuştur. Mahkemece taşınmazların edinilmesi sırasında altınların harcandığı, elişi ve bahçe çalışması ile katkı sağladığının davacı tarafından ispat edilemediği açıklanmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya arasında yer alan belge ve bilgiler, dinlenen tanık beyanları, davacının aşamalardaki beyanları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu olan ve 01.01.2002 tarihinden önce edinildiği anlaşılan 190 ada 11, 540 ada 5 parselde kayıtlı taşınmazların edinilmesi sırasında davacının katkısının bulunmadığı anlaşılmakla anılan taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dava konusu olan ve satış suretiyle 24.12.1993 tarihinde davalı adına tescil edilen arsa nitelikli 232 ada 40 parselde kayıtlı taşınmaz bakımından ise davacı, alımı sırasında düğününde takılan altınlarının satıldığını ileri sürmüştür. Davalı ise edinilmesi sırasında altınların satıldığını, ancak bunların davacının altınları olmayıp yurt dışındaki çalışmaları ile elde ettiği paralarla yatırım amaçlı alınmış bulunan altınlar olduğunu, diğer bir deyişle kişisel malı niteliğinde bulunduğunu bildirmiştir (TMK.nun 220.m.). Davacının dinlenen tanıkları ... ve ... davacının 20 adet bileziği, 1 adet beşibiryerde ile bir kordonu bulunduğunu ve bunların satılmak suretiyle arsa alındığını, tanıklarından tarafların ortak çocukları ..., davacı olan annesinin sayı ve niteliğini bildirdiği altınlarının bulunduğunu, ancak bileziklerin bir kısmının düğünlerinde takılan, bir kısmının ise babası tarafından yurt dışından gönderilen paralarla alınmış olduğunu ancak bunların ayrı ayrı adetlerini bilmediğini, tümünün satılarak arsanın alınmış olduğunu, davalı tanığı olarak dinlenen yine tarafların ortak çocukları Hasan Önder ise, arsanın alımı sırasında annesinin altınlarının satılıp satılmadığını hatırlamadığını, bozdurulmuş ise de bunların düğünde takılmış bulunan altınlar olduğunu zannetmediğini, davalının dinlenen diğer tanıkları da davacı eşin katkısı olup olmadığını bilmediklerini açıklamışlardır. Katkı payı alacağından söz edilebilmesi için bir eşin, diğer eşin edindiği mala para ya da parayla ölçülebilen maddi bir katkısının olduğunu kanıtlaması gerekir. TMK.nun 6. maddesi gereğince herkes iddia ve savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür. Şu halde, anılan taşınmazın edinilmesi sırasında satılan altınların davacıya ait altınlar mı, yoksa davalının yatırım amaçlı aldığı altınlar mı olduğu, bundan ayrı adetleri ve nitelikleri hususunda duraksama hasıl olmuştur. Davacı vekilinin iddiasını ispat bakımından, dava dilekçesinde “sair her türlü delil” demek suretiyle açıkça yemin deliline de dayanmış sayılacağının kabulü gerekir. Bu bakımdan davacının iddiasını ispat yönünden yemin deliline de dayandığı anlaşıldığına göre öncelikle davacı tarafa yemin teklif hakkı bulunduğu hatırlatılarak yemin teklif etmek istiyorsa HUMK.nun 337.maddesine (6100 sayılı HMK.227m. vd) göre usulüne uygun biçimde hazırlanacak yemin davetiyesiyle davalının davet edilmesi ve HUMK.nun (6100 sayılı HMK) yemine ilişkin hükümleri dikkate alınarak usulüne uygun bir biçimde davalının yeminli beyanının alınması ve elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir
    Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile eksik araştırmaya dayalı hükmün 232 ada 40 parsel sayılı taşınmaza ilişkin bölümünün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428 maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4. (HMK.nun 297/ç) ve HUMK.nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 17.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi