17. Hukuk Dairesi 2015/17374 E. , 2016/3829 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacının davalı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan aracını 02/09/2012 tarihinde evinin önüne park ederek tatile gittiğini, 12/09/2012 günü döndüğünde aracını park ettiği yerde bulamadığını, Polis Merkezi"ne giderek şikayette bulunduğunu, aracın bugüne kadar bulunamadığını, 12/09/2012 günü davalı sigorta şirketine de aracın çalındığını bildirdiğini, davalının zabıt/beyan uyumsuzluğu maddesi gereğince teminat harici olduğu şeklinde cevap verdiğini ve sigorta bedelini ödemekten kaçındığını, davalı sigorta şirketinin daha sonra poliçenin iptal edildiğini belirttiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL olmak üzere kasko sigorta poliçesinde yer alan bedelin sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; hasarın davalı şirkete ihbar edilmesi üzerine hasar dosyasının açıldığını, araştırma uzmanı tarafından hazırlanan raporda, yapılan tüm araştırmalardan sigortalı aracın çalındığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, dava konusu aracın çalınmadığını ve davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığının tespit edildiği için hasar başvurusunun olumsuz değerlendirildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, aracın daha önce ağır hasar nedeniyle pert total olarak değerlendirildiği için 2. El piyasasındaki değerinin 23.000 TL civarında olduğunun tespit edildiğini belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
Mahkemece, davalı tarafından orijinal anahtar diye sunulan anahtarın davacı araca ait olmadığı tespiti ile aracın anahtarla çalınmadığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan TTK.nun 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekil de değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları)
Sigorta şirketinin hasarın teminat kapsamında olmadığı, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil, iddia ettikleri şekilde gerçekleştiğini ve bu oluş şeklinin teminat dışında kalan hallerden olduğunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Dosya kapsamına göre aracın anahtarla çalındığı hususunun sabit olmadığı, bu husus kabul edilebilir geçerli delillerle ispat edilememiş, aracın daha önce ağır hasarlı olarak pert olduğu, toplama parçalarla tamir edildiği davalınında kabulünde olup orjinal diye verilen anahtarın orjinal (fabrikasyon) olmadığının anlaşılmasının ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmeme veya sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar etme anlamına gelmeyeceği ve dolayısıyla ispat külfetinin de yer değiştirmeyeceği açıktır. Bu durumda mahkemece davaya konu rizikonun ve davacı aracında meydana gelen hasarın tamamının kasko poliçesi teminatı kapsamında olduğunun kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ispat külfetinin davacıya bırakılması gerekçesiyle yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 28/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.