17. Hukuk Dairesi 2015/17398 E. , 2016/3831 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : .......... Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ........tarafından kasko sigortası yapılan davacıya ait aracın 23.05.2013 tarihinde ...... ilçesinde kimliği belirsiz kişi veya kişilerce çalındığını, davacının olayı davalı sigorta şirketine ihbar ettiğini ve savcılığa şikayette bulunduğunu, buna rağmen davalı sigorta şirketinin hasar taleplerini reddettiğini açıklanan nedenlerle aracının çalınması neticesinde meydana gelen zarara karşılık olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 3.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 27/11/2014"de talebini 22.000 TL"ye çıkartmıştır.
Davalı vekili; yetki itirazında bulunduğunu, yaklaşık 4 ay sonra yapılan müracaat üzerine hasar dosyası açıldığını ve yapılan inceleme neticesinde, her ne kadar davacı kayıt maliki ise de, aracın haricen birden fazla defa satılmış olması ve sigortalının bu satış sebebi ile aracın bedelini almış olması sebebiyle aracın çalınması sebebiyle bir menfaat kaybının söz konusu olmadığını, aracın çalındığını ihbar eden ......"nın çelişkili ifadeler verdiğini, sigortalı aracın çalınma olayının şaibeli olduğunu, TTK 1292. Maddesi ve Kasko Poliçesi Genel Şartları B.l.l ile sigortalıya yüklenen ihbar yükümlülüğünün kasten ihlal edilmiş olmakla, sigortadan kaynaklanan hakların kaybedildiğini, çalınma olayının ne şekilde meydana geldiğini ve gerçekliğini ispat yükünün sigorta ettirene ait olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, somut olayda menfaat sahibinin değişmesi nedeniyle, Kasko Sigortası Genel Şartları kapsamında sigorta sözleşmesinin münfesih olduğu ve davalı sigorta şirketinin davacı taleplerine karşı bir yükümlülüğünün bulunmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı, adına kayıtlı aracı, kendi adına davalı sigorta şirketine kasko sigortası ile sigorta ettirdikten sonra, aracı haricen satmış ve araç da haricen satın alan dava dışı şahsın elindeyken çalınmıştır. Başvuru üzerine de sigorta şirketince tazminat istemi reddedilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20/d maddesi gereğince, noterlerce yapılmayan her çeşit araç satış ve devirleri geçersizdir. Bu kural karşısında, sigorta poliçesi lehdarı davacı iken, aracın haricen 3.kişiye satıldığı ve menfaat sahibinin değiştiğinin kabulü doğru değildir.
Bu hüküm kamu yararı ve kamu düzeni amacına yöneliktir. Değinilen bu hüküm karşısında harici satış işlemi ile 3. kişinin araç üzerinde hukuken bir menfaatinin bulunduğunu kabul etmek mümkün değildir. Bu kural ortada iken aracın kayıt maliki dışında bir başkasına ait olduğu yolundaki açıklamalara değer verilerek o şahsın malik olduğunun, bu suretle menfaat sahibinin değiştiğinin ve sigorta akdinin sona erdiğinin kabulü doğru olmadığı gibi davalı tarafın aracın haricen satılması ile menfaat şartının değiştiğini ve sigorta akdinin sona erdiğini ileri sürmesi de yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan ilkeler altında somut olaya baktığımızda davacı ile davalı sigorta şirketi arasında davacı adına kasko poliçesinin düzenlendiği, poliçenin yürürlükte olduğu dönem içinde davaya konu hırsızlık olayının meydana geldiği, ihbara rağmen davalı sigortacının araç bedelini ödemediği, aracın olay tarihi itibariyle sigortalı davacı adına trafikte kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu hususlar değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,........, 28/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.