18. Ceza Dairesi 2016/209 E. , 2016/7882 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
İmar kirliliğine neden olmak suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 184/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Konya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/05/2015 tarihli ve 2015/116 esas, 2015/697 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/09/2015 tarihli ve 2015/1131 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/01/2015 gün ve 22054 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “1- Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlara karşı yapılan itiraz üzerine, mercii tarafından sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının var olup olmadığına ilişkin olarak ceza miktarı, adli sicil kaydı ve somut zarar bulunmamasına ilişkin sınırlı bir inceleme yapılmış ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 tarihli ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararı ile itiraz merciinin sadece şekli olarak değil, hem maddi olay, hem de hukuki yönden inceleme yapabileceği yönündeki kararı nazara alındığında, itiraz mercii Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesince işin esası hakkında da inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin koşulların var olup olmadığı yönünden değerlendirme yapılarak itirazın reddine karar verilmesinde,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24/02/2015 tarihli ve 2014/4-567 esas, 2015/11 sayılı kararında belirtildiği üzere, 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinin uygulanma şartları ile 5237 sayılı Kanun"un 184/5. maddesi karşılaştırıldığında, imar kirliliğine neden olma suçuna özgü olarak düzenlenen 184/5. maddesi ile fail açısından daha lehe sonuçlar öngörüldüğü, nitekim fail hakkında hükmolunan ceza kesinleşse dahi. suça konu binanın imar planına veya ruhsatına uygun hale getirilmesi halinde bir süre şartı aranmaksızın cezanın bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacağı, açılmış olan kamu davasının yine süre şartı aranmaksızın düşmesine karar verileceği, 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanmasının ise objektif şartların yerine getirilmesi ve mahkemece sanığın yeniden suç işlemeyeceğine ilişkin kanaate ulaşılması halinde mümkün olacağı, açılmış olan kamu davasının düşmesine karar verilebilmesi için ise, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra sanığın beş yıllık denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlememesi gerektiği, bu nedenle imar kirliliğine neden olma suçunda ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirerek 5237 sayılı Kanun"un 184/5. maddesindeki özel düzenlemeden yararlanma imkânı bulunan fail hakkında 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanma imkânı bulunmadığı şeklindeki kabulü dikkate alındığında, somut olayda imar kirliliğine neden olma suçundan mahkumiyetine karar verilen sanığın ruhsatsız olarak yaptırdığı yapıyı imara uygun hale getirdiğinde kamu davasının düşmesine ve cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasına karar verileceğine dair 5237 sayılı Kanun"un 184/5. maddesine göre düzenlemenin sanığın daha lehine olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında kurulan hükmün 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesine göre açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeksizin, itirazın bu nedenle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için, anılan maddenin 6. fıkrasında belirtilen objektif ve subjektif koşulların bulunması ve öncelikle sanığın isnad edilen suçu işlediğinin yapılan yargılama sonucu belirlenmesi gerekmektedir.
CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nın 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.
CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, O Yer Cumhuriyet Savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK"nın 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
İnceleme konusu somut olayda; Konya 14. Asliye Ceza Mahkemesi"nin TCK"nın 184. maddesi uyarınca imar kirliliğine neden olma suçundan verdiği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik kararına, Cumhuriyet savcısının, imar kirliliği suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceği gerekçesiyle, itirazda bulunması üzerine, itirazı inceleyen mercii Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nce, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yalnızca CMK"nın 231. maddesindeki koşullar yönüyle incelenebileceği gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği görülmektedir.
Yukarıda yer verilen Ceza Genel Kurulu kararında da vurgulandığı üzere, itirazı inceleyen merciin hem usul hem esas yönünden inceleme yaparak, her türlü hukuka aykırılıkları denetleyebileceği anlaşıldığından, itirazın yalnızca hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığı ile sınırlı yapılması, itiraz konusu incelenmeksizin itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Ayrıca, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 25.02.2014 tarih ve 2013/4-691 esas, 2014/91 karar ile 25.11.2014 tarih ve 2014/4-94 esas, 2014/525 sayılı kararlarında: “İmar kirliliğine neden olma suçunda ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirerek TCK"nın 184/5. maddesindeki özel düzenlemeden yararlanma imkânı bulunan fail hakkında CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Buna göre, daha lehe hükümleri kapsadığı konusunda tereddüt bulunmayan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmüne göre özel bir düzenleme olan 5237 sayılı TCK"nın 184/5. maddesinin gereğini yerine getirmeyen sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin ayrıca bir değerlendirme yapılması gerekmediğinin kabulü zorunludur.” şeklindeki gerekçeyle imar kirliliğine neden olma suçunda CMK"nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğinin kabul edilmiş olması karşısında, Konya 14. Asliye Ceza Mahkemesi"nin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararı yerinde olmayıp, Cumhuriyet savcısının itirazı üzerine itirazı inceleyen merciin, yukarıdaki gerekçeyle itirazın kabulüne karar vermesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle itirazın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/09/2015 tarihli ve 2015/1131 değişik iş sayılı sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 18.04.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.