Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8872
Karar No: 2016/3962
Karar Tarihi: 29.03.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/8872 Esas 2016/3962 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/8872 E.  ,  2016/3962 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki asıl davanın davalısı birleştirilen dava davacısı ... vekili asıl ve birleşen davanın davalısı ... ve asıl davanın davalısı ... vekilince istenmiş, asıl ve birleşen dava davalısı ... ve asıl davanın davalısı ... vekilince duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 29.03.2016 Salı günü davalılar vekili Av. ... geldi. Davacılar tarafından gelen olmadı. Birleşen dosya davacısı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalılar vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili asıl davada, müvekkillerinin murisi ... yönetimindeki araçla davalıların sürücüsü, maliki ve trafik (ZMSS) sigortacısı oldukları aracın çarpışması sonucu ..."in vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, davacı ... için 50.000 TL, davacı ... için 40.000 TL, davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 30.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen
    tahsiline verilmesini talep etmiş, 25.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini davacı ...için 47.274,49 TL, davacı ... için 81.822 TL"ye yükselttiklerini bildirmiş, birleşen dosya davacısı ... vekili ise, müvekkilinin asıl dava davacılara toplam 80.158 TL tazminat ödediğini, kaza esnasında müvekkiline sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğunu ve rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek 80.158 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı ..."tan tahsiline verilmesini talep etmiştir.
    Asıl dava davalıları ... ve ... vekili, asıl kusurun davacılar desteğinde olduğunu ileri sürmüş, asıl dava davalısı ... vekili, müvekkilinin davacılara ödeme yaptığını ve sorumluluğunun sona erdiğini ileri sürmüş, birleşen dava davalısı ... vekili ise, yine asli kusurun destekten olduğunu tekrarla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; asıl davanın kısmen kabulü ile davacı ...için 47.274,49 TL, davacı ... için 81.822 TL maddi tazminatın-davalılar ... ve ... kaza tarihinden, davalı ... dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ve poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak üzere-davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ... için 30.000 TL, davacı ... için 20.000 TL, davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ..."tan müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleşen davanın kabulü ile 80.158 TL tazminatın 15.07.2010 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."tan tahsiline verilmiş; hüküm, asıl dava davalısı ... vekili ve asıl ve birleşen dava davalısı ... ve asıl dava davalısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle manevi tazminat talebi ile ilgili olarak hüküm kurulurken olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay nedeniyle duyulan acı ve elemin derecesi ve B.K.nun 56. maddesindeki özel haller dikkate
    alınmış bulunduğuna göre, asıl dava davalısı ... vekilinin aşağıdaki (4) nolu bendin dışında kalan, asıl ve birleşen dava davalısı ... ve asıl dava davalısı ... vekilinin manevi tazminata yönelik yerinde görülmeyen tüm, maddi tazminata yönelik de aşağıdaki (2) ve (3) numaralı bentlerin dışında kalan temyiz itirazlarının reddiyle manevi tazminat yönünden usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına vermek gerekmiştir.
    2-Asıl dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat, birleşen dava ise üçüncü kişiye ödeme yapan zorunlu mali mesuliyet sigortacısının aracın sigortalısından sürücünün alkollü olması nedenine dayanarak ödediği miktarın rücuen tahsili isteminden ibarettir.
    Birleşen davada davanın kabulüne verilmiştir.
    2918 sayılı KTK.nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
    Ayrıca Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektirir olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
    O halde, zararın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.

    Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine aksi halinde kabulüne verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (Bkz.YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
    Somut olayda kazanın oluş şekli, tarihi ve yeriyle ilgili hususlarda bir çekişme bulunmamaktadır. Ancak kazanın münhasıran sürücünün aldığı alkolün etkisi ile meydana gelip gelmediği hususunda alınmış bir rapor da mevcut değildir.
    Bu durumda mahkemece yapılacak 2 noroloji ve 1 trafik uzmanı bilirkişilerden oluşacak bir bilirkişi kurulundan olayın oluş şekli, yol ve hava durumu ve dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirilip kazanın mühhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli bir rapor alınarak sonucuna göre bir verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile birleşen davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    3-Asıl davada ise;
    Borçlar Kanunu"nun "Tazminat miktarının tayini" başlıklı 43. maddesinde; hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş, "Tazminatın tenkisi" başlıklı 44. maddesinde de; zarar gören taraf zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmış; eğer zarar kasten veya ağır bir ihmal ya da tedbirsizlikle yapılmamış ve tazmini de borçluyu müzayakaya maruz bırakacak ise hakimin, zarar ve ziyan miktarını hakkaniyete uygun olarak indirebileceği belirtilmiştir.
    Somut olaya bakıldığında, desteğin kasksız seyrettiği ve kaza sonucunda alnında çökme kırığı oluştuğu, çenesinin kırıldığı ve beyin kanaması sonucu vefat ettiği anlaşılmaktadır. O halde, desteğin kasksız seyri nedeniyle zararın artmasına ve sonucun ağırlaşmasına sebep olduğu aşikar olmakla, belirlenen tazminattan hakkaniyete uygun miktarda bir indirim yapılması gerekirken, eksik inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
    4-Kabule göre de;
    Mahkemece davacı ... için 47.274,49 TL, davacı ... için 81.822 TL maddi tazminata hükmedilmiş olup, davalı ..."nin yapmış olduğu ödeme nedeniyle kalan bakiye poliçe limiti 94.842 TL"dir. Hükmolunan tazminatın davalı ... şirketinin sorumlu olduğu bakiye poliçe limitinin üzerinde olması nedeniyle, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri yönünden davalının bakiye poliçe limitinin hükmolunan tazminata oranı dahilinde sorumluluğuna hükmetmek gerekirken, tamamından diğer davalılarla müteselsilen sorumluluğuna hükmedilmiş olması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl dava davalısı ... vekilinin ve asıl ve birleşen dava davalısı ... ve asıl dava davalısı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile manevi tazminat yönünden usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dava davalısı ... ve asıl dava davalısı ... vekilinin, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl dava davalısı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün maddi tazminat yönünden BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan asıl davanın davalısı birleşen davanın davacısı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 1.350,00 TL vekalet ücretinin asıl davanın davacılarından alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara (asıl ve birleştirilen dava davalısı ... asıl dava davalısı ...) verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 525,05 TL kalan onama harcının temyiz eden asıl davanın davalısı Bahri, asıl ve birleştirilen davaların davalısı ..."dan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 8.793,80 TL fazla alınan harcın temyiz eden asıl davanın davalısı birleşen davanın davacısı sigorta şirketine geri verilmesine 29.03.2016 gününde oybirliğiyle verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi