Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1825
Karar No: 2012/7673
Karar Tarihi: 20.09.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/1825 Esas 2012/7673 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/1825 E.  ,  2012/7673 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Beyşehir Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 07.12.2011 gün ve 144/1026 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, 2007 yılında satın aldığı ve bayileriyle birlikte 50-60 yıldan beri eklemeli zilyetliği altında bulunan taşınmazın kadastro çalışmalarında 212 ada 96 parsel olarak Hazine adına tespit ve tapuya tescil edildiğini açıklayarak davalı üzerindeki tapu kaydının iptaliyle adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili kadastro tespitleri kesinleştiğinden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, taşınmazın Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 1967 yılına kadar davacı lehine kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları gerçekleştiğinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller ve dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın 17.11.2006 tarihinde tarla vasfı ile toprak tevzii sonucu, Hazine adına oluşan 07.04.1967 tarih ve 285 sıra numaralı tapu kaydına göre, Hazine adına tespit edildiği ve tutanağın itirazsız olarak 13.04.2007 tarihinde kesinleşmesi ile tapuya tescil edildiği saptanmıştır. Mahallinde yapılan 24.10.2011 tarihli keşifte taşınmaz başında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar; toprak tevzii sonucu Hazine adına oluşan 07.04.1967 tarih ve 285 sıra numaralı tapu kaydının dava konusu taşınmaza aynen uyduğunu, keşif tarihine göre 50 yıl öncesine kadar taşınmazın Durmuş Bağcı"ya ait iken ölümünden sonra kızı Şerife"ye intikal ettiğini ve davacının da 8-10 yıl önce bu şahıstan satın aldığını, bu tarihler arasındaki zilyetliğin kesintisiz olduğunu bildirmişlerdir. Dava konusu taşınmaza ait belirtme tutanağı ile tablendikatif belgelerine göre; taşınmaz Şerife Bağcı"nın işgalinde ise de gayri sabit sınırlı olup sınırda bulunan “kır” denen meraya tecavüzlü bulunduğundan Tapu Kanununun 43. maddesine göre kayıt miktar fazlası olarak Hazine adına tescil edilmiştir. Taşınmazın belirlenen bu niteliğine göre ve meradan açıldığı da gözetilerek yöntemine uygun bir biçimde kadim ve tahsisli mera araştırılmasının yapılması zorunludur. Mahkemece Sevindik Köyüne
    ait tahsisli mera kayıtlarının olup olmadığı İl, İlçe Özel İdare Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden sorulmuş ancak 81 nolu Toprak Tevzi Komisyonunca düzenlenen mera paftası keşif sırasında uygulanmamış, kadim mera araştırması yapılmamıştır.
    Hal böyle olunca; mahkemece, yapılacak iş; komşu taşınmazlara ait tutanaklar ile dayanak belgeler ve özellikle 212 ada 75 parsele ilişkin Kadastro Mahkemesinin 2007/ 290 Esas, 2008/ 148 Karar sayılı hüküm dosyası celp edilmeli, meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız bilirkişiler mahkemece belirlenmeli, aynı şekilde komşu köylerden tanıklarını bildirmeleri konusunda taraflara süre ve imkan tanınmalı, yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklar, HMK. nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmalı, aynı Kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklar mümkün olduğunca keşif yerinde dinlenmeli, mera paftaları ve norm kararları ile komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtları teknik yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla keşifte uygulanmalı, dava konusu taşınmazın kadim ve tahsisli mera kayıtları kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, anılan kayıtlar kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde kadim mera araştırması yapılmalı, kabulüne karar verilen taşınmazın kadim meradan açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığı yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde HMK. nun 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılmalı, komşu kayıt ve belgeler ile 212 ada 75 parsele ilişkin hüküm dosyasının taşınmaz yönünü ne gösterdiği üzerinde durulmalı, tanık ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, Toprak Tevzi Komisyonunca belirlenen 1965 belirtmelik ve tablendikatif parseli ile taşınmazın 07.04.1967 tarih ve 285 sıra nolu tapu kaydı ile tapuda kayıtlı olduğu göz önünde tutularak davacının kazanmayı sağlayan zilyetlik ve eklemeli zilyetlik süresi, tapunun oluştuğu 1967 yılından geriye doğru hesaplanmalı, kazanmayı sağlayan zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları bu tarih esas alınarak araştırılıp saptanmalı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir.
    Öte yandan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu Kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Mahkemece gerek davacı gerekse de satıcı için miktar araştırması yapılmamıştır. Kuru-sulu araştırmasında 5403 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınmalıdır. Belgesizden edinilen taşınmaz bulunup bulunmadığının o yer Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davası açılıp açılmadığının Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorularak ve varsa davacı adına belgesizden tespit ve tescil edilen taşınmazlara ait tapu kayıtları ve kadastro tutanakları ile hüküm dosyalarının getirtilerek 3402 sayılı Yasanın 14. maddesindeki limitlerin gözönüne alınmamış olması doğru değildir.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-2 bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna 20.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi