8. Hukuk Dairesi 2012/1818 E. , 2012/7674 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 27.10.2011 gün ve 101/213 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 26.06.1969 tarihinde dedesi Durmuş Eroğlu"ndan satın satın aldığı taşınmazların içinde bulunan ve satın alma tarihinden dava tarihine kadar zilyetliğinde olan 120 ada 37 nolu parselin kadastro çalışmalarında Hüseyin Özkan mirasçıları adına tespit ve tapuya tescil edildiğini açıklayarak davalılar üzerindeki tapu kaydının iptaliyle adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ... ve ... 15.06.2011 tarihli yargılama oturumunda açılan davayı kabul ettiklerini bildirmiş; diğer davalılar ise, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın 40-50 yıldan beri kimsenin zilyetliği altında bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın tarla vasfı ile senetsizden, 13.10.2004 tarihinde, davalılar adına tespit edildiği ve tutanağın 21.08.2005 tarihinde itirazsız olarak kesinleşmesi ile paylı mülkiyet esasına göre davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği saptanmıştır. Davacı, dava konusu taşınmazın dedesi Durmuş"un zilyetliğinde iken 26.06.1969 tarihinde kendisine satıldığını o tarihten beri zilyetliğinde bulunduğunu iddia etmiş ise de; 08.08.2011 tarihli keşifte taşınmaz başında dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından; dava konusu taşınmazın 40-50 yılı aşkın bir süredir kimsenin zilyetliğinde bulunmadığı açık olup, aynı keşifte dinlenen ziraat mühendisi bilirkişi taşınmazın tarımsal faaliyete uygun olmadığı şeklindeki bilimsel inceleme ve araştırmaya dayalı raporunun içeriği de bu beyanları destekler mahiyettedir. Bu halde davacının zilyetlikle iktisap şartları gerçekleşmediğinden dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacının ... ve ... payları dışında kalan diğer davalıların paylarına yönelik temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün bu paylar yönünden ONANMASINA,
Davacının ... ve ... paylarına yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava konusu 120 ada 37 parsel yukarıda da açıklandığı üzere kadastro çalışmaları sırasında gerçek şahıslar adına tarla vasfı ile tespit edilmiş ve tutanağın kesinleşmesi üzerine tapuya tescil edilmiştir. Tapuda özel mülkiyet şeklinde kayıtlı bulunan taşınmazın kaydının iptaline kadar, kayıt maliklerinin taşınmaz üzerinde her türlü tasarruf yetkisine sahip oldukları tartışmasızdır. Bu halde, dava konusu taşınmazda paylı mülkiyet esasına göre pay sahibi bulunan ... ve ..."ın 15.06.2011 tarihli yargılama oturumunda açılan davayı kabul ettikleri görülmekle, kabul yapıldığı anda kesin hüküm sonucunu doğuracağından ( HMK 311 ve 1086 sayılı HUMK 95. maddeleri) adı bildirilen davalılar yönünden davanın kabulü yerine yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen yerel mahkeme hükmünün davalılar ... ve ... payları yönünden 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-2 bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 20.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.