16. Hukuk Dairesi 2019/4100 E. , 2020/552 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konya İlinde 1954 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan 2151, 2152 ve 2153 parsel sayılı sırasıyla 39.800, 2200, 4500 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan; 2151 ve 2152 parsel sayılı taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan olması sebebiyle Hazine adına, 2153 parsel sayılı taşınmaz ise kadimden beri köyün zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle Dereköy Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edilmiştir. Bilahare 1994 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 188 ada 1 parsel sayılı 13800 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., ...,... ve ... adlarına, 188 ada 2 parsel sayılı 5370 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenle ...,... adlarına tespit ve tescil edilmiş; 189 ada 1 parsel sayılı 9300 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ...,... adlarına tespit ve tescil edildikten sonra satın alma nedeniyle ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., kendi adına kayıtlı bulunan 2151, 2152 ve 2153 parsel sayılı taşınmazlar ile 188 ada 1, 2 ve 189 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarda mükerrer kadastro olduğu iddiasına dayanarak, söz konusu mükerrer kadastro işleminin iptali istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 1994 yılında yapılan kadastro tespiti sonucu oluşan ... Köyü 188 ada 1 ve 2 parsel ile 189 ada 1 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptaline ve bu taşınmazların 1954 yılında kadastro tespiti sonucu belirlenen ...,...,... parseller olarak tesciline, (1954 yılında yapılan kadastro tespitinin geçerli olduğuna) karar verilmiş; hüküm, 188 ada 2 ve 189 ada 1 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden davalılar ..., ... ve ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiş ve Mahkemenin 16.03.2015 tarihli ek kararı ile nispi temyiz karar harcını, muhtıra ile tebliğ edilen kesin süre içerisinde yatırmadıkları gerekçesiyle davalılardan ..., ... ve ... ile ..., ..., ... ve ... vekillerinin temyiz istemlerinin reddine karar verilmiş ve bu kez iş bu ek karar adı geçen davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, Hazine tarafından açılan mükerrer kadastro nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olup, davanın niteliği gereği, maktu temyiz harcına tabi olduğundan, mahkemenin nispi karar harcı yatırılmasına ilişkin ara kararı ve bunun sonucu verilen ek kararı isabetsiz olup, 16.03.2015 tarihli temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararının bozularak ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Davalı ... ve arkadaşları vekili ile davalı ... vekilinin hükmün esasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak dava, Hazine tarafından açılan mükerrer kadastronun iptali istemi ile açılmıştır. Bilindiği üzere, bir hakkı dava etme yetkisi (dava açma hakkı), kural olarak o hakkın sahibine aittir. Davayı açabilmek için, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olmak gerekir. Somut olayda davacı Hazinenin, mükerrer kadastroya tabi tutulduğunu iddia ettiği 2153 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki olmadığı ve dolayısıyla bu taşınmaz yönünden dava hakkının, başka bir ifadeyle aktif dava ehliyetinin bulunmadığı açıktır. Aktif dava ehliyeti dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re"sen göz önüne alınması gerekir. Bu durum karşısında Hazine"nin, dava konusu 2153 parsel sayılı taşınmaza isabet eden bölüm yönünden davasının aktif dava ehliyeti (dava şartı) yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına ilişkin olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan dava konusu 2151, 2152 ve 2153 parseller ile mükkerrer olduğuna karar verilen 189 ada 1 parsel sayılı taşınmazın güney kısmında bilirkişi raporunda üçgen şeklinde gösterilen bölümü ile yine aynı raporda çekişmeli 188 ada 2 parsel sayılı taşınmazın güney kısmında gösterilen bölümünün mükerrerliğe konu olmadığı anlaşıldığı halde, bu bölümlere ilişkin tapu kaydının da iptaline karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36/A maddesinde yer alan "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için, devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı Kadastro Mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderine hükmolunmayacağı"na ilişkin düzenlemeye aykırı şekilde davalılar aleyhine olacak şekilde 38.117,00 TL harç, 35.320,00 TL vekalet ücreti ve 1.947,75 TL yargılama giderinin davalılara yükletilmesi de hukuka aykırı olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.