13. Hukuk Dairesi 2016/29468 E. , 2019/4076 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, 08.12.2009 tarihinde PTT ... şubesinden davalıya 6.000,00 TL, 10.12.2009 tarihinde PTT ... şubesinden 5.000,00 TL olmak üzere toplam 11.000,00 TL"yi havale yolu ile gönderdiğini, bu para karşılığında davalının kendisine pancar satmayı vaat ettiğini, ancak aldığı para karşılığında pancar teslim etmediğini ileri sürerek 11.000,00 TL"nin 10.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, senet alacağına karşılık davacının para gönderdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 11.000,00 TL alacağın dava tarihi olan 29/01/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı eldeki dava ile davalıdan satın aldığı pancarlara karşılık göndermiş olduğu toplam 11.000 TL"nin pancarların teslim edilmemesi nedeni ile davalıdan faizi ile tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiş; Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu 10.12.2009 ve 08.12.2009 tarihli PTT havale evrakında paranın ne için gönderildiğine dair bir açıklama bulunmamaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, havale bir ödeme vasıtası olup var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Davalı, pancar satım sözleşmesini kabul etmediğine göre sözleşme ilişkisinin varlığını davacının kanıtlaması gerekir. Öte yandan, miktar itibari ile davada tanık dinlenmesi de mümkün değildir. Mahkemece, ispat yükünün davacı üzerinde olduğu ve davada miktar itibari ile tanık dinlenemeyeceği gözetilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.