17. Hukuk Dairesi 2015/17519 E. , 2016/4201 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının kasko poliçesi ile sigortaladığı davacıya ait traktörün ....... Çayı yatağından tarlaya geçmeye çalıştığı esnada aniden durduğunu, davacının aracı tekrar çalıştırmadığını ve servise çektirdiğini, eksper tarafından araçta 5.505,92 TL. hasar saptandığını, davalının ödeme talebini reddettiğini, red gerekçesinin de hasarın davacının ağır kusurundan kaynaklanması olduğunu, davacının geçmeye çalıştığı deredeki su yüksekliğinin traktörün tekerleği seviyesinde kaldığını ve tüm köylünün aynı yolu kullandığını, hasarın oluşumunda davacının ağır kusuru olmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.505,92 TL"nin olay tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı aracı üzerinde mürtehin kaydı olan bankanın davaya muvafakatinin alınması gerektiğini, davacının tek taraflı yaptığı kazada traktörün suya gömülmesinden sonra çalıştırılmaya devam edildiğini, bu nedenle hava filtresinden motor iç kısmına su girmesi nedeniyle hasar oluştuğunu, davacının iradi ve ağır kusurlu hareketinin neticesi doğan hasarın teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; mevsim itibariyle debisi yükselen çaya davacının bilerek girmesi ve traktörün suya gömülmesinden sonra da çalıştırmaya devam etmesi nedeniyle ağır kusurlu olduğu, davacı sigortalının ağır kusurundan doğan zararın teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesi ile davalıya sigortalı araçta oluşan hasar bedelinin sigortacıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davaya konu sigorta poliçesi ve kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nun 1278. maddesinde "Mukavelede aksine hüküm olmadıkça sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin yahut fiillerinden hukuken
mesul bulundukları kimselerin kusurlarından doğan hasarları tazmin ile mükelleftir. Fakat hiçbir halde sigortacı sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin kasdından veya aksi mukavelede yazılı değilse sigorta edilen malın ayıbından doğan hasarları tazmine mecbur olmaz." düzenlemesine; rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortalının ihbar yükümlülüğüne uymamasının sonuçlarını düzenleyen 1292/3. maddesinde "Sigorta ettiren kimse kasten yukarıdaki fıkralar gereğince ihbarda bulunmamış ise sigorta haklarını zayi eder. Sigorta ettiren kimsenin kusuru halinde, kusurun ağırlığına göre sigortacının ödemekle mükellef olduğu bedel indirilebilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
6762 sayılı TTK"nun koruma tedbirleri başlıklı 1293. maddesinin 1. fıkrasında "Sigorta ettiren kimse zararı önlemeye, azaltmaya ve hafifletmeye yarıyacak tedbirleri almakla mükelleftir. Alınan tedbirlerden doğan masraflar bu tedbirler faydasız kalmış olsa bile sigortacı tarafından ödenmek lazımdır; şu kadar ki; sigorta, menfaat değerinin tamamına taalluk etmiyorsa vaki masraflar ancak sigorta bedelinin menfaat değerinin tamamına olan nispetine göre ödenir." düzenlemesi; aynı maddenin 2. fıkrasında ise "1292. maddenin son fıkrası hükmü burada da tatbik olunur." düzenlemesine yer verilerek; sigortalı ya da eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin ihmallerinden doğan zararların sigorta teminatı kapsamında kaldığı, bu kişilerin ancak kastı varsa oluşan zararın sigorta teminatı dışında olduğu kabul edilmiştir.
Ayrıca kasko sigortaları bakımından sigorta teminatı kapsamı dışında kalan haller, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları"nın A.5. maddesinde sayılarak belirlenmiş bulunmaktadır. KSGŞ"nın A.5.6. maddesinde "taşıta sigortalı veya fiillerinden sorumlu olduğu kişiler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından kasten verilen zararlar" teminat dışı haller içinde sayılmış, kast boyutuna ulaşmayan sigortalı kusuru, zararın sigorta teminatı dışında kalmasına yol açan hal olarak kabul edilmemiştir.
Anılan tüm bu düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davalının kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan traktörün Terme Çayı"ndan geçişi esnasında ön kısmının suya gömülmesi ve hasar oluşması şeklinde cereyan eden olayda, davacı sigortalının kasten hareket ettiğini kabul etmek mümkün olmayıp, gerçekleşen rizikonun teminat kapsamında olduğu görülmektedir. Davalı sigortacının iddiası, sigortalı traktörün suya gömülmesinden sonra çalıştırılmaya zorlanması nedeniyle, davacı sigortalının ağır kusurlu olduğu ve bu nedenle hasar bedelinden sorumlu olmadıklarına ilişkindir. Traktörün ön kısmının suya gömülmesi ile oluşan hasar, sigorta teminatı kapsamında olmakla birlikte, suyla temas üzerine araç motorunun durmasından sonra tekrar çalıştırılmaya zorlanması nedeniyle motor iç kısımlarında meydana gelen hasarların teminat
kapsamında olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Zira su ile temas eden araç motorunu yeniden çalıştırmak için zorlamak, davacı sigortalı bakımından kasta varmayan ağır kusur niteliğindedir. Bu durumda, kaskolu traktörün ön kısmının suya ilk gömülmesi anında oluşan hasarlar ile, traktör motorunun suyla teması nedeniyle durmasından sonra yeniden çalıştırılmaya zorlanması sonucu motor iç kısımlarında oluşan hasarların birbirinden ayrılması; ilk durumdaki hasardan davalı sigortacının sorumlu tutulması, ikinci durumdaki hasardan ise sigortacının sorumsuz olduğunun gözetilerek değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, araç hasarı konularında hesap yapmaya ehil, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum ve kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi (makina mühendisi) veya bilirkişi heyetinden tüm dosya kapsamına göre; davacı traktörünün ön kısmının suya ilk gömülmesi anında oluşan hasarlar ile, traktör motorunun suyla teması nedeniyle durmasından sonra yeniden çalıştırılmaya zorlanması sonucu motor iç kısımlarında oluşan hasarların neler olduğu, bu hasarların onarımı için gerekli parça ve işçilik fiyatlarının miktarı hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak, yukarıda ifade olunan hususları da gözetip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 4.4.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.