8. Hukuk Dairesi 2012/5156 E. , 2012/7856 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Yunak Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20.10.2010 gün ve 365/330 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, satın alma, bağış ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak kadastro çalışmaları sırasında davalı Hazine adına tespit ve tescil edilen 123 ada 159 parsel ve 126 ada 68 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile vekiledeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlik yoluyla iktisabının mümkün bulunmadığını, kaldı ki davacı yararına iktisap koşullarının da oluşmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı Hazine aleyhine açılan davanın kabulüne, 123 ada 159 parsel ile 126 ada 68 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline, ... Köyü aleyhine açılan davanın ise husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 123 ada 159 ve 126 ada 68 parsel sayılı taşınmazlar senetsizden tarla niteliği ile 14.11.2005 tarihinde Hazine adına tespit edilmiş, tutanaklarda Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden bulunmadığı, 54 nolu Toprak Tevzi Komisyonunun 1972 yılında yaptığı çalışmalarda Hazineye bırakılan, ancak tapuya tescilinin yapılmadığı, kimsenin de mülkiyet iddiasında bulunmadığı, ekonomik yarar sağlanacak nitelikteki yerlerden olduğu açıklanmak suretiyle 24.6.2006 tarihinde kesinleşen tutanaklara istinaden tapu kaydı oluşmuştur.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, dava konusu 126 ada 68 parsel sayılı taşınmazın öncesinde...’ya ait iken davacının babası...’ya satılıp zilyetliğin devredildiği, ardından babanın da zilyet etmekte olduğu bu yeri davacıya satış suretiyle devrettiği bu şekilde eklemeli olarak tespit tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile davacının zilyetliğinde bulunduğu dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarca ifade edildiği, davacının kök bayi adına kayıtlı 1937 tarih ve 867 tahrir numaralı vergi kaydı kapsamında kaldığı teknik bilirkişice belirlenen taşınmazın, hububat ekimine elverişli sulu nitelikte tarım arazisi olduğu ziraatçı uzman bilirkişi tarafından açıklandığına göre, mahkemece 126 ada 68 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, anılan parsele yönelik usul ve yasaya uygun bulunan hüküm bölümünün ONANMASINA,
Dava konusu 123 ada 159 parsel sayılı taşınmaza yönelik davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; gerek mahallinde yapılan keşif sırasında gerekse yargılama oturumlarına celbedilip dinlenilen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları 159 parsel sayılı taşınmazın evvelce... ve ... isimli şahısların zilyetliğinde iken davacının babasının 1960"lı yıllarda anılan şahıslardan satın ve devralarak zilyetliğe devam ettiği ardında da davacıya geçtiğini bildirmişler, geçiş şekli konusunda açıklama yapmamışlardır. Şu halde davacının taşınmazı malik sıfatıyla mı yoksa babası adına mı kullandığı konusunda tereddüt hasıl olmuştur. Zira baba... dosya arasında yer alan nüfus kaydına göre sağ bulunmaktadır. Bu bakımdan yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların davetiye ile çağırılmak suretiyle (HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2) dinlenilmeleri, 123 ada 159 parselde kayıtlı taşınmazın davacıya geçiş şeklinin satış, bağış, vs gibi hangi nedene dayandığının sorularak açıklığa kavuşturulması, halen sağ olduğu anlaşılan davacının babasının da bu husustaki beyanının alınması, beyanlar arasında aykırılık çıktığı takdirde aynı Kanunun 261. maddesi hükmü nazara alınarak çelişkinin giderilmesine çalışılması, ondan sonra elde edilecek kanıtlara göre bir karar verilmesi gerekirken anılan taşınmaz yönünden yetersiz beyanlar esas alınarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün usul ve yasaya aykırı bulunan 123 ada 159 parsele yönelik bölümü bakımından yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK.nun 297/ç) ve HUMK.nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.