Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/3185
Karar No: 2018/11049
Karar Tarihi: 31.05.2018

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/3185 Esas 2018/11049 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/3185 E.  ,  2018/11049 K.

    "İçtihat Metni"



    Sanıklar ..., ..., ... haklarında 25.03.2010 ve 07.06.2010 tarihli tehdit, 6136 sayılı Kanun"a muhalefet suçlarından yapılan yargılama sonucunda mahkumiyetlerine dair Mecitözü (Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesince verilen 12/01/2012 gün ve 2010/80 esas, 2012/4 karar sayılı hükümlerin sanık ... müdafii, sanıklar ..., ... ve O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyizi üzerine,
    Dairemizin 21/12/2015 gün ve 2014/1313 esas, 2015/40551 sayılı kararıyla,
    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    A-Temyiz dilekçesinin süresi içinde verilmediği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca O Yer Cumhuriyet Savcısı"nın tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
    B-Sanık ... müdafii ile sanıklar ..., ..."ın temyizine gelince;
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanıklar ... ve ..."a yükletilen 25/03/2010 ve 07/06/2010 tarihli tehdit, sanık ..."a yükletilen 6136 sayılı Kanun"a muhalefet, sanık ..."e yükletilen 07/06/2010 tarihli tehdit eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunlarda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
    Adli sicil kaydında tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık ... hakkında, TCK’nın 58. maddesi uygulanmamış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
    Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
    Ancak,
    a) Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte
    iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
    b) TCK"nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
    c) Tehdit suçlarından kurulan hükümlerde TCK"nın 62. maddesinin uygulanması sırasında hesap hatası yapılarak sonuç cezaların 2 yıl 6 ay yerine 2 yıl 3 ay olarak eksik belirlenmesi,
    d) Sanık ..."in tekerrüre esas alınan 3167 sayılı Kanuna ilişkin önceki mahkumiyetinin, 5941 ve 6273 sayılı Kanunlar ile suç olmaktan çıkarılması karşısında, uygulanma olanağı bulunmadığı halde, sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanması,
    Bozmayı gerektirmiş sanık ... müdafii ile sanık ..."ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye aykırı olarak, hükümlerde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlardan (b) ibaresi çıkartılmak ve “sanık hakkında TCK"nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” ibaresi eklenmek, tehdit suçlarından kurulan hükümlerde sonuç cezalar "2 yıl 6 ay hapis cezasına çıkarılmak", "sanık ... hakkındaki hükümden tekerrür ve denetimli serbestlikle ilgili dördüncü paragraf çıkartılmak" biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümlerin, bu bağlamda ONANMASINA,
    karar verilmiştir.
    I-İTİRAZ
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/05/2018 gün ve KD-2018/21710 sayılı yazısı ile,
    "KONU : Karar Düzeltilmesi Talebi
    TALEPTE BULUNAN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
    DÜZELTİLMESİ
    TALEP EDİLEN KARAR : Yüksek Dairenizin, Mecitözü (Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesi"nin 12/01/2012 tarihli ve 2010/80 (E), 2012/4 (K) sayılı kararına ilişkin 21/12/2015 gün ve 2014/1313 E., 2015/40551 K. sayılı kararı.
    KONUNUN TAKDİMİ : Mecitözü (Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesi"nin 12/01/2012 tarihli ve 2010/80 (E), 2012/4 (K) sayılı kararıyla sanık ... müdafii ile sanıklar ... ve ..."ın temyiz taleplerine ilişkin olarak tehdit ve 6136 sayılı Kanun"a muhalefet suçlarından kurulan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASI, Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin ise süresi içinde yapılmadığından REDDİNE karar verilmiştir.
    İTİRAZ NEDENLERİ : İtiraza konu olan husus; sanık ... hakkında silahla tehdit suçlarından temel cezanın TCK"nın 106/2-a-c maddesi uyarınca (2 kez) 3 yıl belirlendiği, TCK"nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak neticeten "2 yıl 3 ay hapis" (2 kez) cezasına hükmedildiği, Yüksek Dairenizin 12/01/2012 tarihli ilamı ile sonuç cezanın "2 yıl 6 ay hapis" olarak düzeltilerek onandığı da göz önünde bulundurulduğunda, sanık hakkında hükmedilen sonuç cezalarının hesaplanılmasındaki hatanın artırılmak suretiyle düzeltilmesinin aleyhe temyiz bulunmaması gözetildiğinde mümkün olup olmadığına ilişkindir.
    Konunun açıklığa kavuşması bakımından aleyhe bozma yasağı ve ceza miktarı yönünden kazanılmış hak kavramlarına kısaca değinmekte fayda bulunmaktadır.
    Aleyhe bozma yasağı; “temyiz davası yalnızca sanık veya müdafii ya da sanık lehine Cumhuriyet savcısı veya sanığın eşi ya da yasal temsilcisi tarafından açıldığında, hükümde, yaptırımın türü ve ağırlığı bakımından sonucu sanığın aleyhine ağırlaştırıcı, diğer bir deyişle, aleyhe sonuç verici düzeltmelerin yapılamaması veya kurulacak yeni hükümdeki cezanın, sanığın aleyhine olarak ilk hükümden daha ağır olamaması” şeklinde tanımlanmaktadır.
    Latince “reformatio in pejus” olarak adlandırılan, öğreti ve uygulamada ise, “lehe kanun yolu davası üzerine hükmü aleyhe değiştirmeme zorunluluğu, aleyhe düzeltme yasağı, aleyhe bozma yasağı, aleyhe bozmama zorunluluğu, yaptırımı ve sonuçlarını aleyhe kötüleştirememe yasağı, yaptırımı ve sonuçlarını ağırlaştıramama kuralı” olarak ifade edilen bu ilkenin amacı; hükmün aleyhine de bozulabileceğini düşünen sanığın, bazı davalarda istinaf ya da temyiz kanun yoluna başvurmaktan çekinmesinin önüne geçmek ve kanun yoluna başvurma hakkını daha özgürce kullanabilmesini sağlamaktır.
    Bu kural, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326. maddesinin 4. fıkrasında; “hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 291. maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha ağır olamaz” şeklinde yasal düzenlemeye kavuşturulmuştur. Ceza muhakeme hukukumuzda bu madde dışında yaptırım ve cezayı aleyhe değiştirme yasağını düzenleyen başka bir hüküm de bulunmamaktadır. Buna göre ceza hukukunda genel anlamda kazanılmış hak kavramından bahsedilemeyeceği, yalnızca 1412 sayılı CMUK’nun 326. maddesinin son fıkrası uyarınca sınırlı biçimde uygulanabilecek bir “cezayı aleyhe değiştirememe ilkesi” veya “aleyhe düzeltme yasağı”nın söz konusu olduğunun kabulü gerekmektedir.
    01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 307/4. maddesinde de; “hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 262. maddede gösterilen kimselerce temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz” düzenlemesine yer verilmek suretiyle, aleyhe bozmama ilkesi korunmuştur.
    Kanunun açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere; yaptırım ve sonuçlarını aleyhe değiştirme yasağının kapsamı yalnızca ceza ve yaptırım miktarı ile sınırlıdır. Kanun koyucu suçun niteliği veya adı yönünden sanık yararına kazanılmış bir hak tanımamıştır.
    Ceza miktarı yönünden kazanılmış hak ise; sanık veya onun lehine ilgililer tarafından temyiz davası açıldığında, lehe bozma üzerine yeniden kurulan hükümle belirlenen cezanın ve sonucun önceki hükümle belirlenen cezadan ve sonuçtan daha ağır olmamasıdır.
    Gerek bozma ilamında, gerekse yerel mahkemece bozmadan sonra kurulan hükümde yaptırımı ve sonuçlarını aleyhe değiştirme yasağına bir aykırılığın söz konusu olup olmadığı, önceki ve sonraki hükümlerde yer alan ceza ve yaptırımların tüm yönleri ile karşılaştırılması suretiyle belirlenecektir.
    Bu genel açıklamalardan sonra temyiz incelemesi sırasında hükümdeki hesaplama hatalarının aleyhe temyiz olmaması halinde nasıl değerlendirilmesi gerektiği tartışılmalıdır. Hesap hatalarının bu yasak kapsamında kalıp kalmadığı konusunun, hesap hatasının sonuç cezaya etkisi gözetilerek çözümlenmesi gerekmektedir. Çünkü 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 326. maddesinin son fıkrası uyarınca sınırlı biçimde uygulanabilecek olan "cezayı aleyhe bozma veya düzeltme yasağı"nın konusunu temel ceza ya da indirim-artırım sırasındaki ara ceza miktarı değil sonuç ceza oluşturmaktadır.
    Bu bağlamda, cezanın belirlenmesi aşamasında artırım ya da indirim yapılırken hesap veya yazım hatası yapılıp bir sonraki hesaplamanın yapıldığı ya da sonuç cezanın açıklandığı fıkrada bu hatadan dönülerek doğru sonuca ulaşılmış, dolayısıyla aradaki hesap ya da yazım hatası sonuca etkili olmamış ise, yapılan hesap ya da yazım hatası "cezayı aleyhe bozma veya düzeltme yasağı" kapsamında kalmayacak, aksi halde, yani yapılan hesap ya da yazım hatası, sanığın daha az ceza almasına yol açacak şekilde sonuç cezanın belirlenmesine yol açmış ve hüküm bu sonuç üzerine kurulmuş ise, hatalı da olsa açıklanan ve hükmedilen bu ceza miktarı anılan kurala konu olacaktır. Aleyhe temyiz bulunmadığı halde sonuç cezanın hesap hatası, yazım hatası denilerek düzeltilmesi veya kazanılmış hak saklı tutulmadan bozmaya konu edilmesi 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 326/4. maddesindeki amir kurala aykırı olacaktır.
    Nitekim Ceza Genel Kurulu da çeşitli kararları ile, hesap hatası yapılan hükme ilişkin lehe temyiz davasında aleyhe düzeltmeme zorunluluğuna açıklık getirmiş ve ‘temyiz incelemesinde öncelikle temyizin lehe veya aleyhe mi olduğu tespit edilerek, incelemenin buna göre yapılması gerektiği, sanık lehine tecelli edecek bir hatanın tazammun edeceği hukuki neticelerin aleyhte tevessülatta bulunmadıkça değiştirilemeyeceği’ (31.01.1949 gün ve 171-35),‘ilk hüküm sanık tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olsaydı durum ne olacak idiyse, lehe temyizin bu durumu değiştirmemesi gerektiği’ (19.06.1967 gün ve 114-162, 13.04.1964 gün ve 154-167), ‘hesap hatası sonucunda eksik tayin edilen hapis cezasının ceza miktarı yönünden kazanılmış hak oluşturacağı’ (07.10.2008 gün ve 198-211; 15.12.2015 gün ve 602-509) vurgulanmıştır.
    Somut olay bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;
    Mecitözü (Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2010/80 Esas, 2012/4 Karar sayılı kararı ile sanık ..." ın nitelikli tehdit suçundan dolayı TCK"nın 106/2-a-c, 62 maddeleri uyarınca neticeten (2 kez) 2 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanık tarafından yapılan temyiz neticesinde, Yüksek Dairenizin 21/12/2015 tarihli
    ve 2014/1313 Esas, 2015/40551 Karar sayılı kararı ile 2 yıl 3 ay hapis cezasının TCK"nın 62. maddesinin uygulanması sırasında hesap hatası yapıldığından bahisle 2 yıl 6 ay hapis cezası şeklinde düzeltilerek onanmasına karar verildiği, aynı karar ile Cumhuriyet Savcısının temyiz dilekçesini yasal süre içerisinde sunmadığı gerekçesi ile temyiz isteminin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin reddedilmesi de göz önünde bulundurulduğunda, sanık aleyhine temyiz bulunmamaktadır. Bu çerçevede; sanık hakkında tehdit suçlarından hükmedilen (2 kez) "2 yıl 3 ay hapis" cezalarının aleyhe temyiz bulunmaması gözetilmeden (2 kez) "2 yıl 6 ay hapis" şeklinde artırılmak suretiyle düzeltilmesi,
    Hususu usul ve yasaya aykırı olduğundan sanık lehine itiraz yoluna başvurulmuştur.
    SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Mecitözü (Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2010/80 Esas, 2012/4 Karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında birden fazla kişi ile silahla tehdit suçlarından verilen "2 yıl 3 ay hapis cezası" (2 kez) şeklindeki netice cezaların korunması suretiyle Yüksek Dairenizin 21/12/2015 gün ve 2014/1313 E., 2015/40551 K. sayılı ilamının düzeltilmesi, itirazın yerinde görülmemesi halinde dosyanın görüşülmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesi itirazen arz ve talep olunur."

    İsteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    II-İTİRAZIN KAPSAMI
    İtiraz, 25/03/2010 ve 07/06/2010 tarihli tehdit suçlarından sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet kararına karşı, sanık tarafından yapılan temyiz üzerine, (2 kez) "2 yıl 3 ay hapis" cezalarının (2 kez) "2 yıl 6 ay hapis" olarak düzeltilerek onanmasına dair Dairemizin 21/12/2015 gün ve 2014/1313 esas, 2015/40551 sayılı kararına yönelik olup, sanık hakkında tehdit suçundan hükmolunan (2 kez) "2 yıl 3 ay hapis" cezalarının, aleyhe temyiz bulunmaması durumunda (2 kez) "2 yıl 6 ay hapis" olarak düzeltilmesinin mümkün olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III-KARAR
    Sanık ... hakkında 25/03/2010 ve 07/06/2010 tarihli tehdit, sanık ... hakkında 07/06/2010 tarihli tehdit eylemlerinden kurulan Mecitözü(Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesinin 12/01/2012 gün ve 2010/80 esas, 2012/4 karar sayılı hükümlerinde, sanık ..."in TCK"nın 106/2-a-c ve 62. maddeleri uyarınca neticeten (2 kez) 2 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık ..."in de TCK"nın 106/2-a-c ve 62. maddeleri uyarınca neticeten 2 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verildiği, sanık ... müdafii ve sanık ..."in temyizi üzerine, Dairemizin 21/12/2015 tarihli ve 2014/1313 esas, 2015/40551 sayılı kararı ile bu sanıklar yönünden de 2 yıl 3 ay hapis cezalarının, TCK" nın 62. maddesinin uygulanması sırasında hesap hatası yapıldığından bahisle 2 yıl 6 ay hapis cezası şeklinde düzeltilerek onanmasına karar verildiği anlaşılmış ancak, bu sanıklar yönünden açıklanan husus, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz kanun yoluna konu edilmemiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik itiraz talebi hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
    2) Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere ilişkin olarak yukarıda belirtilen husus açısından, itiraz kanun yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GERİ GÖNDERİLMESİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik itiraz isteminin incelenmesine, 31/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi