Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/3157
Karar No: 2018/11055
Karar Tarihi: 31.05.2018

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/3157 Esas 2018/11055 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/3157 E.  ,  2018/11055 K.

    "İçtihat Metni"



    Birden fazla kişi ile tehdit suçundan şüpheliler Ahmet ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/09/2017 tarihli ve 2017/8510 soruşturma, 2017/6538 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik şikayetçi vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin merci Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/10/2017 tarihli ve 2017/2072 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 19/04/2018 gün ve 94660652-105-35-13415-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/04/2018 gün ve 2018/34837 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, şüpheliler ile müşteki arasında yaşanan bu olay öncesinde aralarında bir husumet bulunduğu, şüpheli Ahmet ..."ın, diğer şüpheli ... ve onun ... ismindeki bir arkadaşıyla müştekinin işyerine gittiğini beyan etmesine rağmen adı geçen ... isimli şahısla ilgili hiçbir araştırma yapılmamasında ve müştekinin şikayet dilekçesinde yaşanan olay sırasında kendi oğlu ..."ın içeri girdiğini beyan etmesi karşısında olayla ilgili bilgi sahibi olarak ... yerine dosyada olay yerinde olduğuna dair herhangi bir delil bulunmayan şüphelinin oğlu Mustafa Melih Uyar"ın ifadesine başvurulmasında ve şüphelilerin beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, CD çözümlemesinin yapıldığı 03/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda müşteki dışında 4 erkek şahsın olay yerinde bulunduğunun anlaşıldığı; ancak şüphelilerden hangisinin bu raporda belirtilen şahıslarla aynı olduğu konusunda bir açıklık bulunmadığı, bu haliyle gerekirse şüpheliler ile CD çözümleme tutanağına esas alınan resimlerdeki şahıslar karşılaştırılarak tekrardan yeni bir bilirkişi raporu aldırılması ve soruşturmanın buna göre sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeden, sadece şüphelilerin ve müştekinin beyanı alınması suretiyle yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Birden fazla kişi ile tehdit suçundan şüpheliler Ahmet ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/09/2017 tarihli ve 2017/8510 soruşturma, 2017/6538 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik şikayetçi vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin merci Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/10/2017 tarihli ve 2017/2072 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, şüpheliler ile müşteki arasında yaşanan bu olay öncesinde aralarında bir husumet bulunduğu, şüpheli Ahmet ..."ın, diğer şüpheli ... ve onun ... ismindeki bir arkadaşıyla müştekinin işyerine gittiğini beyan etmesine rağmen adı geçen ... isimli şahısla ilgili hiçbir araştırma yapılmamasında ve müştekinin şikayet dilekçesinde yaşanan olay sırasında kendi oğlu ..."ın içeri girdiğini beyan etmesi karşısında olayla ilgili bilgi sahibi olarak ... yerine dosyada olay yerinde olduğuna dair herhangi bir delil bulunmayan şüphelinin oğlu ..."ın ifadesine başvurulmasında ve şüphelilerin beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, CD çözümlemesinin yapıldığı 03/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda müşteki dışında 4 erkek şahsın olay yerinde bulunduğunun anlaşıldığı; ancak şüphelilerden hangisinin bu raporda belirtilen şahıslarla aynı olduğu konusunda bir açıklık bulunmadığı, bu haliyle gerekirse şüpheliler ile CD çözümleme tutanağına esas alınan resimlerdeki şahıslar karşılaştırılarak tekrardan yeni bir bilirkişi raporu aldırılması ve soruşturmanın buna göre sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeden, sadece şüphelilerin ve müştekinin beyanı alınması suretiyle yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Birden fazla kişi ile tehdit suçundan şüpheliler Ahmet ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/09/2017 tarihli ve 2017/8510 soruşturma, 2017/6538 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara yönelik şikayetçi vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin merci Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/10/2017 tarihli ve 2017/2072 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.

    III-Hukuksal Değerlendirme:
    Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    CMK"nın 173. maddesi " (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
    (2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
    (3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
    (4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
    (5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz.
    (6) (Değişik fıkra: 2/1/2017 - 680 S.K.H.K./11. md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır." biçimindedir.
    Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı inceleyecek hakimliğin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya dosyada yer alan delillerin itirazla ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi için yeterli olmadığı durumlarda soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
    CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.

    İncelenen dosyada;
    Şikayetçi ... vekilinin 29/05/2017 havale tarihli dilekçesiyle, şüpheli Ahmet ... ve yanındakilerin 12/04/2017 tarihinde şikayetçinin işyerine gelerek şikayetçiyi tehdit ettiklerinden, bu olaydan önce de şikayetçinin telefonla aranılarak tehdit edildiğinden bahisle şikayette bulunduğu ve işyerindeki tehdit eylemi sırasında şikayetçinin oğlu ..."ın olay yerinde olduğunu belirttiği, şüpheli Ahmet ..."ın olay tarihinde şikayetçinin işyerine kayınbiraderi ... ve Hüseyin"in arkadaşı ... isimli kişiyle gittiklerini ancak tehdit etmediklerini, şikayetçinin kendisini tehdit ettiğini savunduğu, şüpheli ..."in şikayetçinin işyerine eniştesi Ahmet ..."la birlikte gittiğini, şikayetçiyi tehdit etmediğini savunduğu, şüpheli ..."ın ise şikayetçinin işyerine gitmediğini savunduğu, şikayetçinin tehdit edildiğini iddia ettiği telefon hattı, adına kayıtlı olan şüpheli ..."ın söz konusu hattı kendisinin kullanmadığını, gelen mesaj üzerine GSM şirketine yaptığı başvuru üzerine adına kayıtlı bilmediği ve kullanmadığı 3 adet telefon hattı olduğunu öğrendiğini ve bunları kapattırdığını savunduğu, şikayetçinin olay yerinde olduğunu iddia ettiği oğlu ..."ın ifadesinin alınmadığı, suça konu telefon hattından şikayetçinin aranıp aranmadığının araştırılmadığı, ayrıca suça konu telefon hattını suç tarihinde kimin kullandığının tespitine dair herhangi bir işlem yapılmadığı, yine şüpheli Ahmet ..."ın ifadesinde ismi geçen ve ..."in arkadaşı olduğu belirtilen ... isimli kişinin araştırılıp beyanının alınmadığı, CD içerisinde yer alan görüntülerle olay yerine gitmediğini savunan şüphelilerin aynı kişiler olup olmadığının belirlenmediği, soruşturma neticesinde, şüpheliler Ahmet ..., ..., ... ve ... haklarında, şikayetçinin soyut iddiasından başka kamu davasının açılmasını gerektirecek yeterli ve kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca 12/09/2017 tarihli ve 2017/8510 soruşturma, 2017/6538 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, bu kararın şikayetçi vekiline 20/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi vekili tarafından 02/10/2017 tarihinde itiraz edildiği, şikayetçi vekili tarafından yapılan itirazın merci Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/10/2017 tarihli ve 2017/2072 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla reddedildiği anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    Şikayetçi ..."ın olay yerinde olduğunu iddia ettiği oğlu ..."ın ifadesi alınması, suça konu telefon hattından şikayetçinin aranıp aranmadığının araştırılması, suça konu telefon hattını suç tarihinde kimin kullandığının tespiti, yine şüpheli Ahmet ..."ın ifadesinde ismi geçen ve ..."in arkadaşı olduğu belirtilen ... isimli kişi tespit edilerek beyanının alınması, CD içerisinde yer alan görüntülerle olay yerine gitmediğini savunan şüphelilerin aynı kişiler olup olmadığının belirlenmesi, sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu ve bu nedenle itirazın reddine dair mercii kararında isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, merci Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/10/2017 tarihli ve 2017/2072 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 31/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi