3. Hukuk Dairesi 2017/2611 E. , 2017/17356 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıların 01/05/2008 tarihli kira sözleşmesine dayanarak 01/05/2008 – 10/10/2011 arası kiracı olarak bulunduklarını, kira borcu yönünden temerrüde düştüklerini, yere zarar vererek tahliye ettiklerini, kira sözleşmesinin 5. maddesine göre sadece ahşap prefabrik ofisi sökebilecekleri halde zemin betonunu, kuyunun pompasını, tesisat ve depoyu söktüklerini, bitkilere ve ağaçlara zarar verdiklerini, zararı tespit ettirdiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere mayıs 2011 – ekim 2011 arası ödenmeyen kira borcu olan toplam 13.824.00.- TL nin her ay için ait olduğu ayın 3. gününden itibaren yasal faizi ile ve tespit edilen 11.000.00.- TL zararın 10/10/2011 tarihinden yasal faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir .
Davalılar, zarar vermediklerini, delil tespiti dosyasının delil olmadığını belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; Kira alacağına ilişkin talebin kısmen kabul kısmen reddi ile; 12.966 TL kira parasının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine,
Zarar ziyana ilişkin talebin kabulü ile; 11.000 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile faizi ile birlikte davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-6098 sayılı TBK"nun 117.maddesinde "borcun ifa olunacağı gün sözleşme ile belli edilmiş ise ihtar şartı aranmadan bu günün bitmesi ile borçlu mütemerrit olur." hükmü mevcuttur.
Taraflarca düzenlenen kira sözleşmesinde, aylık kira bedellerinin her ayın 3. gününde ödeneceği kararlaştırılmıştır. Kira bedellerinin ödeme günü belli ve muayyen olduğuna göre bu durumda vade tarihinden itibaren kira alacağına yasal faiz uygulanması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
2-6100 sayılı ...nın 400-406.maddeleri gereğince, "Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir."
Delil tespitinin konusunu maddi vakıalar oluşturur ve bilirkişi raporunda belirtilen zarar miktarı davacı lehine kazanılmış hak doğurmaz. Yani, delil tespiti kesin delil niteliğinde değildir.
Somut olayda; davacı vekili tarafından, davadan önce yaptırılan delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporunda; kiralana verilen zararın hesabı yapılmıştır. Delil tespiti dosyasının içeriğinden, bu raporun davalı yana tebliğ edilmediği, davalı yanın yargılama aşamasında delil tespitini kabul etmediği,davanın reddini istediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporu, davalı aleyhine bir delil olarak kabul edilemez. Mahkemenin, yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmaksızın, delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporuna dayanarak hüküm oluşturması anılan nedenlerle isabetli bulunmamıştır.
Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; başka bir uzman bilirkişiye yeni bir bilirkişi raporu hazırlatmak, davalı yanın itirazlarını karşılayan, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor hazırlamasını sağlamak; oluşacak sonuç dairesinde bir karar vermektir. Yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan delil tespiti raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince 1. bent yönünden davacı, 2.bent yönünden davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.