Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1717
Karar No: 2012/8152
Karar Tarihi: 27.09.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/1717 Esas 2012/8152 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/1717 E.  ,  2012/8152 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı payı ve katılma alacağı

    ... ile ... aralarındaki katkı payı ve katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair .... Aile Mahkemesinden verilen 15.12.2011 gün ve 1135/1170 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, evlilik birliği içinde vekil edeninin katkısıyla edinilen 1898 ada 1 parselde 1 numaralı bağımsız bölümün davalı eş adına tescil edildiğini açıklayarak, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 50.000 TL"nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın vekil edeni tarafından satın alındığını, davacının katkısı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 1292,50 TL katkı payı alacağının dava tarihinden, 24.021 TL değer artış payı alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hükmün, kabule ilişkin bölümü davalı vekili, redde ilişkin bölümü davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 21.8.1998 tarihinde evlenmiş, 2.2.2009 tarihinde İzmir 11.Aile Mahkemesinin 2009/86 Esas ve 2009/551 Karar sayılı dosyasıyla açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 29.11.2010 kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler.
    Dava konusu 1898 ada 1 parselde 1 numaralı mesken 7.9.1998 tarihli sözleşmeyle Emlak Bankasından kısmen peşin kısmen 120 ay vade ile satın alınmış, 14.10.1999 tarihinde tapuda davalı adına tescil edilmiştir. Taşınmaza ilişkin kredi borcunun kısmen belirlenen vadelerde ödendiği, kalan kısmın ise 23.12.2002 tarihinde defaten ödenerek kredi borcunun kapatıldığı açıklanmaktadır.
    Davacı tarafından katkının yapıldığı iddia edilen taşınmazın satın alındığı ve bir kısım kredi geri ödemelerinin yapıldığı 1.1.2002 tarihine kadar eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi; 1.1.2002 tarihinden sonra yapılan kredi geri ödemelerine ilişkin dönemde ise “edinilmiş mallara katılma rejimi” geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın alımına ilişkin sözleşmenin imzalandığı ve bir kısım kredi ödemelerinin yapıldığı 1.1.2002 tarihine kadar eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan bu döneme ilişkin uyuşmazlık Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Buna göre, eşlerin birbirlerinin mal varlıklarının edinilmesine katkılarının kanıtlanması durumunda, katkı oranında alacak hakkı doğar. Dosya arasında bulunan bir kısım beyanlar ve çalışma belgeleri incelendiğinde; tarafların çalıştıkları belirlenmiştir. 743 sayılı MK.nun yürürlükte bulunduğu, 1.1.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya parayla ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekir. Somut olayda her iki taraf çalıştığına ve aksi ispatlanamadığına ( peşinat ödemesine katılan davalının ziynet eşyaları dışında) göre evlilik birliği içinde çalışma karşılığı edinilen dava konusu taşınmaza katkıda bulunduklarının kabulü gerekir. Mahkemece tarafların 1.1.2002 tarihinden öncesine ilişkin tüm gelir bilgileri getirtilmemiştir. Dosyada mevcut taraflara ait ve aynı döneme ilişkin olmayan bir kısım gelir bilgisinden yola çıkılarak hazırlanan farazi bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan hesaplama usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Öncelikle, tarafların gelir bilgilerinin evlenme tarihlerinden başlayarak dava konusu taşınmazın edinildiği ve kredi borcu ödeme tarihlerini de kapsar şekilde eksiksiz olarak getirtilmesi gerekir. Bundan sonra toplanan deliller ve dosya kapsamının değerlendirilmesi, gerektiği takdirde dosyanın katkı payı alacağının hesaplanması bakımından hukukçu bilirkişiye tevdii ile kocanın 743 sayılı MK.nun 152. maddesi hükmü uyarınca aileyi geçindirme yükümlülüğünün ve tarafların sosyal konumları gereği kişisel giderlerinin göz önünde bulundurularak, dava konusu taşınmaza ilişkin peşinatın ödenme ve 1.1.2002 tarihine kadar kredi ödemelerinin yapıldığı tarih itibarıyla eşlerin her birinin yapabilecekleri tasarruf miktarının belirlenerek katkı oranlarının tespit edilmesi gerekir.
    Kabul şekline göre de; 743 sayılı MK.nun 170. vd. maddelerinde düzenlenen mal ayrılığı rejiminde koca karısının münasip bir derecede aile masrafına iştirakini isteyebilir. Kadının bu suretle iştiraki, kocanın hiçbir vakitte iade ve tazmin mükellefiyetini de icap ettirmez.(MK.190/2.m.). Davacı koca, davalıdan uygun oranda aile giderlerine katılmasını istediğini ileri sürmediği gibi, bu yönde bir isteği de mevcut olmadığı bu konuda mahkeme kararı da sunulmadığı halde hükümde dayanılan bilirkişi raporunda resen davalı gelirinden aleyhine MK.nun 190. maddesi gereğince aile giderlerine iştirak yükümlülüğü düşülmesi ve katkı payı hesabında taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri yerine boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle değerinin esas alınması da doğru olmamıştır.
    Dava konusu taşınmazın bir kısım kredi ödemeleri ile kredi borcunun defaten ödenildiği iddia olunan tarih ise, TMK.nun yürürlük tarihi 1.1.2002 tarihinden sonrasına rastlamaktadır. Anlaşmazlığa konu taşınmazın 1.1.2002 tarihinden sonrasına dair kredi ödemelerine ilişkin olarak iddianın ileri sürülüş şekline göre tarafların değer artış payı veya katılma alacağı söz konusu olabilir. Davacı taraf bu döneme ilişkin ödemelerin ve kalan kredi borcunun tamamının hesaplatılarak kapatılmasının bizzat yapıldığını öne sürmekte ise de, TMK.nun 222/son maddesi hükmüne göre bu döneme ilişkin ödemelerin edinilmiş mal olduğunun ve davacının katılma alacağı bulunduğunun kabulü gerekir. Davanın katılma alacağı isteği niteliğinde olduğu gözönüne alındığında, kural olarak, uyuşmazlık konusu taşınmazın bu dönemde edinilen değerinden bu mala ilişkin borçlar ve varsa kişisel malının çıkarılmasından sonra kalan artık değerin (TMK.231) yarısı üzerinden taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmalıdır. Somut olayda mahkemece yapılacak iş uyuşmazlık konusu taşınmazın kredi geri ödeme tablosu ve borcun kapatıldığı tarihe ilişkin belgelerin ilgili bankadan getirtilmesi ve 1.1.2002 tarihinden sonra yapılan ödemelerin belirlenmesi, davalı tarafından mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra yapıldığı bildirilen iyileştirmelerin gözetilmesi, TMK.nun 230, 231, 232, 219 ve 236. maddelerinin hesaplamada gözönünde tutulması, ondan sonra artık değerin yarısı üzerinden davacının katılma alacağının tespiti gerekmektedir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, yine 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve istekleri halinde 191,00 TL peşin harcın temyiz eden davacıya ve 375,00 TL peşin harcın da davalıya iadesine 27.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi