Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6637
Karar No: 2012/8153
Karar Tarihi: 27.09.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/6637 Esas 2012/8153 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir tapu iptali ve tescil davasında, davacı vekili 137 parsel ile müvekkili adına tapuda kayıtlı bulunan 144 parsel sayılı taşınmazların tarafların miras bırakanlarından kaldığını ve her parselin yarı yarıya adlarına kayıtlı olduğunu ancak 137 sayılı parselin tamamının davalılar adına kayıtlı olduğunu iddia etmiştir. Davalılar vekili ise davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçirilmiş olduğu gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Ancak Yargıtay kararı bozarak, mahkemenin bu şekilde karar vermesinin yanlış olduğunu belirtmiştir. Karar, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hakkında da detaylı açıklamalar içermektedir. Bu madde, kadastro tespitinden önce düzenlenen belgelere dayanılamayacağı gibi, kadastro tespitinden sonra düzenlenen belgeler de hak düşüreceği için kullanılamaz.
8. Hukuk Dairesi         2012/6637 E.  ,  2012/8153 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.12.2005 gün ve 520/676 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde, 137 parsel ile müvekkili adına tapuda kayıtlı bulunan 144 parsel sayılı taşınmazların tarafların miras bırakanları babaları ... ile anneleri ...’den kaldığını, her parselin ½ oranında adlarına tapuda kayıtlı bulunması gerektiğini ancak 137 sayılı parselin tamamının davalılar adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, bu nedenle 137 sayılı parselin tapu kaydının ½ oranında iptali ile vekiledeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekili, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçirilmiş bulunduğundan reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.
    Dava, 25.07.1984 tarihli Antalya Tapulama Hakimine hitaben yazılan, parmak imzalı belgeye dayalı olarak açılan, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı taraf dava dilekçesinin deliller bölümünde 25.07.1984 tarihli belgeden söz etmiş; ancak, söz konusu belgenin fotokopisinin daha sonra dosyaya sunulduğu görülmüştür. Uyuşmazlık konusu 137 sayılı parselin kadastro tutanağı 26.04.1980 tarihinde düzenlenmiş, üçüncü kişinin yaptığı itirazının Kadastro Komisyonunca reddedilmesi üzerine, Kadastro Mahkemesinde açılan tespite itiraz davası sonucu taşınmazın hükmen, 24.06.1988 tarihinde ... kızı ... adına tapuya kayıt edildiği belirlenmiştir. Bu durum karşısında hükmün, 24.06.1988 tarihinde kesinleştiğinin kabulü gerekmektedir. Kayıt maliki ... davacı ...’in kız kardeşidir. ...’in dayandığı 25.07.1984 tarihli mahkemeye hitaben yazılan belgede imzası bulunmaktadır. ... ve ..."ın imza yerine parmaklarını bastıkları belirlenmiştir. Belgenin içeriği kadastrodan önceki sebeplere işaret etmekte ise de; düzenleme tarihinin kadastro tespitinin yapıldığı 26.04.1980 tarihinden sonra ve tutanağın hükmen kesinleştiği 24.06.1988 tarihinden önce düzenlendiği bir gerçektir.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında, tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz denilmektedir. Görüldüğü gibi tarafların parmak izini taşıyan belge tespitten 4 yıl sonra 25.07.1984 tarihinde düzenlenmiştir. Kadastro parsel numaraları da bu belgede yer almaktadır. Bu belgenin kadastro tespitinden önce düzenlendiği, kadastrodan önceki sebeplerden sayılan belgeye dayanıldığından söz edilemez. Kadastro tespitinden sonra düzenlenen belgeler hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasını uygulama olanağı bulunmamaktadır. İçeriğinin kadastrodan önceki sebepleri göstermesi bunun sonucuna etkili bulunmamaktadır.
    O halde, mahkemece yapılacak iş, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hak düşürücü süreden davanın reddi yerinde bulunmamıştır.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 27.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi