17. Hukuk Dairesi 2014/8318 E. , 2016/4695 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ........Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ..... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya ZMSS ile sigortalı olan, dava dışı ......"ın sürücüsü, ......"in işleteni olduğu minibüsün geri manevra yaparken, durakta araç bekleyen davacı yayaya çarptığını, meydana gelen kazada davacının sağ dirseğinin kırıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları sakılı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maluliyet tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; yargılam sırasında davasını 32.445,16 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı Sompo Japan (eski adı Finans) ........ vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının maluliyeti olmadığını belirterek reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın ıslah edilen hali ile kabulü ile 32.445,16 TL kalıcı iş göremezlik tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı sigorta şirketi vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
818 sayılı BK.nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık, 2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK"nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK"nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kaza 04.09.2005 tarihinde gerçekleşmiş, davacı vekilince ıslah talebi 23.01.2014 tarihinde yapılmış, aynı gün harcı yatırılmış, ıslah dilekçesi davalı sigorta şirketine tebliğ edilmemiş, ancak davalı sigorta şirketi vekilince 11.02.2014 tarihinde ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunulmuştur. Davaya konu trafik kazası sonucunda davacı malul olacak derecede yaralanmış olup, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK"nun TCK 89 ve 66/1-e maddelerine göre öngörülen ceza zamanaşımı süresi 8 yıldır. Buna göre davada, kaza tarihi ile dava tarihi arasında uzamış zamanaşımı dolmamış ise de kaza tarihi ile ıslah tarihi arasında uzamış ceza zamanaşımı süresi dolmuştur. Hal böyle iken, mahkemece ıslahla artırılan kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece hükme esas alınan 20.01.2014 tarihli aktüer raporunda hesaplanan 32.445,16 TL üzerinden ıslah edilen davanın yazılı şekilde kabulüne dair hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.