17. Hukuk Dairesi 2016/2920 E. , 2016/4734 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 05.04.2012 tarihinde davalı ... Ticaret Pazarlama ve Lojistik AŞ maliki, paket sigortası ile işyerini %50 sorumluluk oranı ile müvekkili şirketi nezdinde sigortalı, ... ... Gıda San Tic AŞ"nin kiracısı olduğu işyerinde yağıştan kaynaklı suların depoya sirayet etmesi sonucu bir kısım emtianın zarar görmesine sebebiyet verdiğini, ekspertiz raporu hazırlandığını, hasarın toplam 15.014,86 USD olduğunu ve sorumluluk tutarında %50’si olan 7.507,43 USD sorumlu tutulduğunu, bu bedelin ... ... Gıda San Tic AŞ"ye ödendiğini, binanın iyi yapılmamasından veya korunmasındaki kusurdan dolayı oluşacak hasarda bina sahibinin sorumlu olduğunu, söz konusu bedeli davalı şirketten tahsil etmek amacıyla icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın haksız olarak işbu icra takibine itiraz ettiğini, bu nedenle müvekkili şirketin karşılamış olduğu zararın davalıdan tahsil etmek amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, husumet itirazlarının olduğunu, hasar tarihinde meydana gelen suların depoya sirayet etmesinde müvekkili şirketin bir kusurunun olmadığını, hasar oranını kabul etmediklerini, mahkemece yeniden hasar oranının belirlenmesi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; davanın kısmen kabulü ile Gaziantep 11. İcra Müdürlüğü’nün 2012/8433 esas sayılı dosyasındaki icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 13.474,84 TL asıl alacak ile 79,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.554,58 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin ile %40 icra inkâr tazminat talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 03.07.1944 sayılı kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarî dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK"nin “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
6100 Sayılı HMK"nin “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4.maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir. (1086 Sayılı HUMK"nin 8/II-1 maddesinde de dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği” şeklinde benzer düzenlemeye yer verilmişti.)
Somut olayda, davacı ... şirketinin, sigortalısının halefi olarak açtığı davada, dava dışı sigorta ettiren ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olduğu açıktır.
O halde, mahkemece, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği dikkate alınarak, bu yönde görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.