Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8191
Karar No: 2016/4782
Karar Tarihi: 14.04.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/8191 Esas 2016/4782 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/8191 E.  ,  2016/4782 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın neden olduğu çift taraflı trafik kazasında müvekkillerinin eşi ve babası olan ..."ın vefat ettiğini, müvekkillerinin müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 225.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 67.478,34 TL destekten yoksun kalma tazminatının 30.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 55. maddesinde destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar hesaplanırken kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemelerin bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemeyeceği, zarar veya tazminattan indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
    Somut olayda mahkemece, davacılar lehine tazminata hükmedilirken desteğin ölümü nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara bağlanan gelir tazminattan tenzil edilmiştir. Ne var ki; mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara bağlanan gelirin rücuya tabi olup olmadığı, tabi ise herhangi bir rücu davası ya da tahsilatı olup olmadığı araştırılmamıştır.
    Bu durumda mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara bağlanan gelirin rücuya tabi olup olmadığı, bağlanan gelirler rücuya tabi ise rücu amacıyla herhangi bir dava açılıp açılmadığı, açılmış ise akıbetinin ne olduğu ve herhangi bir rücu tahsilatı yapılıp yapılmadığı hususunun Sosyal Güvenlik Kurumu"na sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 21. maddesinin 4. fıkrasında iş kazası, meslek hastalığı ve hastalığının, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmesi halinde, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edileceği düzenlenmiştir. Kanunun açık hükmünden de anlaşılacağı üzere Sosyal Güvenlik Kurumu, üçüncü kişilerden ancak bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı oranında rücu talebinde bulunabilir. Somut olayda ise, davacılara bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin tamamı tazminattan tenzil edilmiştir.
    Bu nedenle mahkemece, 5510 sayılı Kanunun 21/4. maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından üçüncü kişilere karşı ancak bağlanan gelirin yarısı oranında rücu talep edilebileceği nazara alınarak bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısının tazminattan indirilmesi gerekirken tamamının tenzil edilmesi doğru görülmemiştir.
    4-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda zarar hesaplanırken Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri hesap tarihine kadar yasal faizle güncellenerek zarardan mahsup edilmiştir.
    Zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, zarar görenlere yapılan ödemelerin, ödeme günü ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizinin de hesaplanarak, ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerekir. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından
    davacılara bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri halihazırda ilgilisine yapılmış bir ödeme miktarı olmayıp Kurumun kendi hesap tekniklerine göre belirlediği ve hak sahibine ödemeyi öngördüğü muhtemel ödeme miktarına ilişkin bir hesaplama kalemidir. Halihazırda davacılara Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilk peşin sermaye değeri kadar yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığından bu miktarın hesap tarihine kadar faizle güncellenerek hesaplanan faiz miktarının zarardan mahsup edilmesi mümkün değildir.
    Bu nedenle mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan gelirlerin yukarıdaki bentlerde belirtildiği üzere zararın hesaplanmasında nazara alınması gerekirken bağlanan gelirlere faiz işletilmek suretiyle hesaplanan faiz miktarının zarardan mahsup edilmesi doğru görülmemiştir.
    5-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Ölüm nedeniyle yapılan cenaze giderlerinin tamamının belgelendirilmesi veya faturalandırılması mümkün olmasa da yapılan giderlerin mahalli örf ve adetlere uygun olması gerekmektedir.
    Somut olayda mahkemece cenaze giderleri yönünden herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
    Bu durumda mahkemece, belediyelerin ilgili birimlerinden, Müftülükten o yörede ölüm nedeniyle yapılan cenaze ve defin giderlerinin neler olduğu ve ne kadar masrafla yapılacağı hususu sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3), (4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde hükmü temyiz eden davacılara geri verilmesine 14.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi